Mücadelem sadece aşk için
Merhabalar; ben 28 yaşında üniversite mezunu çalışan bir kadınım. Hayatım boyunca ailemin en mutlu olacağı şekilde yaşadım. Onlar için ne iyiyse o şekilde devam ettim hayatıma. Örneğin onlar hangi okulu istediyse o okula, hangi bölümü okumamı istedilerse o bölüme, hangi arkadaşıma müsaade ettilerse o arkadaşımla görüştüm. Yoluma hep böyle devam etim. 3 kardeşin en büyüğü olarak kendi ebeveynlik görevlerini üstlendim. Bazen isteyerek bazen istemeyerek. Bu durum benim için kardeşlerimin gözünde bir abladan çok mesafe koyulan bir ebeveyn halini aldı. Aşık oldum çocuk yaşımda ama o yaşta bile hem hayat tarzı hem hayata bakış açısı farklı iki insandık. Ya da ailem için durum böyleydi. Cesaret edemedim ve o aşkı orda bıraktım. Ama içimden atamadım. Yine ailemin beğeneceği aile yaşantıma uygun ailesi aileme denk biriyle sevmeyerek de olsa bir nişanlılık geçirdim. Ama arada sevgi olmayınca fazla uzun sürmüyor maalesef ve ayrıldım. O gün ondan başkasıyla yapamayacağımı anladı kalbim. O da çok iyi şeyler yaşamamıştı hayatında. Tekrar bir dipsiz kuyuda bulduk birbirimizi. Birbirimize merhem olduk beraber el ele. Bu sefer evet artık onunla olmalısını kazıdım aklıma. O sırada ailem için tüm kariyerime vurduğum engel dahil hiçbir şeyin kıymetinin olmadığını gördüm. Şimdi beraberliğimizin 2 senesini devirdik ve ailem görüştüğümü öğrendi. Kesinlikle karşı çıktılar ve durum “bizi sil” noktasına geldi. Evet, duydukları ile sevgilimi yargılıyorlar lakin bu ilişkiyi yaşayan ve içinde olan benim. Ne kadar doğru olmadığını bir kez olsun konuşmaları gerektiğini söylesem de olmadı. Şimdi herkes durumun varlığını silmiş gibi davranıyor. 1 hafta oldu zaten. Babam sen evin benden sonraki insanısın diyerek konuşmaya başladı. O an benim için konuşma bitti. Çünkü yine ailem için vazgeçmem gerektiği vurgulanacaktı. Asla vazgeçmek taraftarı değilim. Sevgilim ben de konuşayım diyor. Ama zamanla mı olur bu süreçte nasıl davranmalıyım bilemiyorum? Bana önerilerinizi bekliyor olacağım. Eklemek istediğim tek şey var. Mücadelem sadece aşk için. İlk kez kendi hayatım için bir karar almak temennim...
Yeşim Tijen’in cevabı:
Kerata
Geçenlerde aklımla karşılaştım
Yıllar yıllar sonra selamlaşıp hoş beş ettik
Görmeyeli akıllanmış kerata
Ona dedim ki artık hiç gitme benimle kal
Bana güldü burnu mu büyümüş ne
Bir de havalanmış bak kerata
Yeşim Tijen (Hüzünlü Valizler) kitabından
Merhaba sevgili kızım. Sonunda aklınızla karşılaşmışsınız. Ne güzel insanın hayatı değişiyor değil mi? Düşünebilmek, sorgulayabilmek, öngörebilmek bunlar insanın hayatında güzel yollar açıyor. Yolları iyi seçebilmeniz için adeta aydınlatıyor. Sizde de öyle olmuş sonunda kendinize yıllardır neler yapmış olduğunuzu, kendinizi ne kadar baskı altında tuttuğunuzu fark etmişsiniz. Bu yaşınıza kadar kendi kendinize maalesef pek iyi gelmemişsiniz. Önce insan kendi kendine iyi gelmeli hani bazı insanlar için el iyisi denir ya siz kendinize değil de sadece ebeveynlerinize iyi gelmişsiniz. Kendinize iyi gelmek için bu karışık kafanızla henüz aklınızı da yeni bulmuşken evlilik mi yapacaksınız? Tavsiye etmem. Önce bir ruh halinizi düzeltmek için adımlar atmalısınız. Kendinizi bir sevin, bir gevşeyin, atın bütün yüklerinizi üzerinizden… Relaks olun, kendinize neler istediğinizi nelerle mutlu olacağınızı sorun. Daha her şeyin yeni farkındasınız, İçinize atıp sustuklarınız için artık susmayı bırakıp ailenizle hesaplaşın sonrası sonradan kendiliğinden gelecektir ama sağlam kafayla gelsin gelecekler değil mi yavrum? Önce psikolojinizi kendinize değer vererek pozitif olmaya çalışarak düzeltin. Henüz kendinizle ve geçmişteki sizle için için boğuşurken böyle hayati kararlar vermek doğru olma. İki senelik bir ilişki de olsa aileniz istemiyorsa nedenlerini sorgulamanız gerekir. Size kendilerini düşünmeden uygun görmemiş olabilirler. Bir evlilik sadece sevmekle olmaz. Evliliğe sadece sevgi yetmez denklik çok önemlidir. Bunları seviyorum, ilk defa kendi mutluluğum için bir adım atacağım diye önemsizleştiremezsiniz. Ailenize tepki vermek için adım atarken bu attığınız adımın bir gün size bumerang misali pişmanlık ve keşke olarak dönebileceği de aklınızın kıyısında bulunsun. Ailem duyduklarıyla sevgilimi yargılıyor demişsiniz. Size önemsiz gözüken birçok şey büyükler için önemli olabiliyor çünkü onlar bu duyduklarına sevgi katmadan bakıyorlar siz yüreğinizde sevgiyle baktığınızı unutuyorsunuz. Sevmek birçok kusuru da görmezden gelmektir. Evet, ben de aşka, sevgiye önem veririm ama bir o kadarda denkliğe önem veririm. Matematiksiz yaşanılan hayatta insan eksilmeye mahkûmdur. Gelelim ailenizin yıllarca sizin omuzlarınıza bıraktığı sizin de taşıdığınız yüklere… Aileniz düşüncesizce davranmış, küçük dememişler, yorulur dememişler, siz sesinizi çıkarmadıkça onlarında işine gelmiş üstlerindeki yükün bir kısmını size yükleyerek bilmeden sizi ezmişler aslında ezilen yalnız siz değilsiniz kardeşleriniz de ezilmişlerdir. Aileniz size verdikleri sorumlulukla size karşı birçok konuda taviz vermişlerdir bu kadar emek karşılıksız olmaz. Öncelikleri siz olmuşsunuzdur. Yaşadıklarınız biraz da sizin karakterinizle ilgili… Mükemmeliyetçisiniz mükemmeliyetçiliğin sonu çoğu kez bunalımlardır. Her şeyi mükemmel yapayım derken kendinizi unutursunuz mailinizden umutsuzluk ve sitem akıyor. Ruhen pek de iyi gözükmüyorsunuz. Biraz hayatın güzelliklerini görün, en güzeli sizsiniz. Kendinizi görün onu hatalarıyla sevin. Siz kendinizi iyi hissettikçe etrafınız da güzelleşecektir, siz bir aynasınız. Sözün özü tarlaya ne ekerseniz onu biçersiniz. Siz de zihninize, kalbinize güzel düşünceler ekin onlar duygular olarak vücudunuza yayılsın, mutluluğu gülümseye gülümseye siz kendinize getireceksiniz o halde bir salın kendinizi. İnsanlar böyledir, fazlaca sorumluluk yüklenip üstünüze verilen sorumlulukları taşıyabilince daha çoğunu vermeye heveslenirler öyle de olmuş. Siz sorumlulukları taşıdıkça ailenizin işine gelmiş olmalı. Tabii bunun sonrasında hem sizi kullanmışlar hem pohpohlamışlar. Hal böyle olunca ailenin en iyi evladı olmak, hep ön planda olmak hoşunuza gitmiş olmalı… Siz de bu duruma çocukken büyük gibi davranarak izin vermişsiniz, çocuk olmayı değil büyük olmayı seçmişsiniz. O gün hoşunuza giden bu durumdan bugün mutsuzsunuz, her şeye küçük yaşınızdan beri size danışılması sizin sorumlu olmanız kardeşlerinizin bile sizden çekinir olması abladan öte bir öğretmen sert bir ebeveyn edası içinde olmanız ve dolaysıyla korkulmanız bunlar size verilen görevler… Sizin bazen isteyerek bazen istemeyerek de olsa aldığınız… Bilmem farkında mısınız? Aslında sizin seçiminiz, tercihiniz. Ben yapamıyorum diyebilirdiniz, kaytarabilirdiniz resmi bir abla kardeş olmak yerine sıkı fıkı bir kardeş olabilirdiniz ama siz aranızda farkında olmadan ördüğünüz duvarın taşlarını tek tek koyarak yükseltmenin yerine o duvara sağlam bir tekme vurarak, birçok çocuğun yaptığını yaparak sorumluluklardan kaçabilirdiniz. O duvara tekme vurmamışsınız duvar yükselmiş siz de o duvarın arkasında yalnız kalmışsınız. İnsanların size karşı tutumlarını siz belirlersiniz. Sizin bu yaşınıza kadar yaşamınızı siz bu şekilde belirlemişsiniz kendinizi yok saymışsınız insan kendini fark etmeden kendine ait bir hayatı olmuyor yavrum. Adeta başka birinin hayatını yaşıyor işte o fark ediş vuku bulunca değmeyin keyfinize… Hayat ondan sonra gerçek anlamını ve tadını buluyor. Bu bir kendinden doğuş sonrası cesaret ve hayaller tabii. Hiç unutulmaması yabana atılmaması gereken akıl onunla kişinin hayatı kendi renklerini vermeye başlıyor. İşte o zaman yaşıyorum demeye başlıyorsunuz, çiçeğin ağacın renklerini denizin mavisini daha bir net ve güzel görüyorsunuz. Şimdi siz o doğum kısmındasınız ve yeni doğanlar hemen bir karara varmamalılar bir kendine gelmeliler, kendine bir bakmalılar. Ben kimim? Ben nelere layığım? diye düşünmeli bunca sene ailem için yaşadım diye üzülürken sırf kendinize takıntı yaptığınız bir evlilik kararı için hayatınızı tekrar karatmayın. İyimserlik seçimdir, mutluluk bir seçimdir, mutsuzluk da bir seçimdir. Bir seçim yapacaksanız bu seçim belirsizliğe değil umudu, mutluluğu düşündüren bir seçim olmalı. Siz bu kişiyi düşününce umutsuzluklar da aklınıza gelebiliyorsa bu doğru bir seçim değil demektir. Duygular bizi bize hissettire hissettire dürter yavrum ama size umut veren biriyse sevgiliniz aklınızın sorgulamalarından ortalamanın üstünde bir ümitle çıkıyorsa yapmanız gereken vazgeçmemektir. Ailenize direneceksiniz. “Hayır, ben kararlıyım” diyeceksiniz, konuşmaktan onunla evlenmek istiyorum demekten utanmayacak çekinmeyeceksiniz. Siz direnince vazgeçmedikçe kimsenin yapacağı bir şey kalmaz ya evliliğime onay verirsiniz ya da siz istemeseniz de biz evleniriz diyecek kadar kararlı bir duruş sergilemeniz lazım. Ama tabii her şey onların da istemeye istemeye de olsa onayıyla olmalı. Demeden de geçemeyeceğim. Aklınızla karşılaşmanıza sevindim diyerek sizin için her şeyin hayırlısını diliyorum yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR