Özgüvenim hiç kalmadı

Yeşim Hanım merhaba, ben 27 yaşında bir kızım. Öyle çirkin de değilim sadece burnum biraz kemerli ve çok az uzun. Acaba o yüzden mi kimseyi bulamıyorum? Benim okuldan arkadaşım “Burnun benim gibi değil seninki uzun” dedi. Başka bir yerde biz misafirliğe gitmiştik orda kadının biri durduk yere bana “Burnun babana benziyor” dedi. Ben kadının yanında surat asmadım ama bundan hiç hoşlanmadım. İnsanların burnuma bakmasından rahatsız oluyorum. Hani öyle çok göze batacak kadar büyük ve uzun da değil. Kendime olan özgüvenim hiç kalmadı. Kendi kendime diyorum ki acaba insanlar beni burnum yüzünden mi beğenmiyor? Hayatım boyunca hiç erkek arkadaşım olmadı ve hiç isteyen de çıkmadı. Yaşım 27 oldu. Benim yaşımda kızların 2 çocukları var ve bazı kadınlar görüyorum etrafımda boşandıktan sonra üzerinden 1 yıl geçmeden başkasını buluyorlar ve tekrar evleniyolar. Benimse bu yaşıma kadar hiç sevgilim olmadı. Etrafımdaki bütün kızların sevgilisi var onlara bakınca çok imreniyorum. Ben bu yüzden birkaç aydır burun estetiği olmayı düşünüyorum belki insanlar beni beğenir, görür diye… Belki o zaman kısmetim çıkar diyorum ama korkuyorum burnum düşer ya da burnumdan nefes alamazsam diye… Bu yüzden tereddüt ediyorum. Bilmiyorum size içimi dökmek istedim ve eğer cevap verirseniz çok sevinirim. Hatta size interneten ünlü bir kadının fotoğrafını göndereceğim burnum ona benziyor sizin düşüncenizi almak istiyorum.


Yeşim Tijen'in cevabı:

Merhaba sevgili okurlar;

Geçenlerde anneme anne “Hadi gel biraz dışarı çıkıp bir yerde oturalım” dedim. O da sever dışarı çıkmayı da biraz çabuk yoruluyor yine de “Olur” dedi. Beraberce dışarı çıktık. Koluna girdim, yorulmasın diye çantasını elinden aldım. Beş dakika kadar yürüdükten sonra annemi fazla yormamak için “Buraya girelim mi anne bir şeyler içeriz hatta boza içelim mi?” dedim. İkimiz de bozayı çok severiz. “Tamam kızım” dedi. Tam içeri girecekken kapının yakınında duran genç bir kadın dikkatimi çekti. Kadının yüzü bir garipti. Dudakları şişirilmiş sanki sonradan eklenmiş gibi botokslu yüzünde öylece duruyordu. Bu haliyle gezebildiğine göre kendini çok çekici hissediyor olmalıydı… Garipsedim, gencecik kadının o şişirilmiş dudaklara neden ihtiyaç duyduğunu merak ettim. Bu düşünceler içinde annemle içeri geçtik cama yakın bir masada oturduk. Bizim peşimizden kadın da içeri girdi benim de tam karşı hizama oturdu ister istemez gözüm kayıyor kadına bakabiliyordum ama kadın gayet rahat o yüzündeki fazla et parçasıyla yemeğini de yedi biz de annemle bozalarımızı içtik biraz daha oturduktan sonra kalkmaya karar verdik. Kalkmaya hazırlanırken “Anne şu kapının yakınında oturan kadına çıkarken belli etmeden bir bak” dedim. Kafeden çıkınca annem kadını görmüş olacak ki “Fesuphanallah kadın ne yapmış öyle suratına” diyerek “cık cık”ladı. Yolda her zamanki gibi nasihatlerine başladı. Sakın sizler öyle şeyler yaptırmaya kalkmayın. Sizler dediği diğer iki kız kardeşim… Her yaşın ayrı bir güzelliği var diye kat kat tembih etti annem. Kırmızı ruja renkli bluzlara bile karşı olan gençliğinde de soft renkleri kullanmış bir kadın olduğundan kadının yüzü ona fazla ağır geldi. İnanır mısınız bana bile ağır geldi. İnsan eğer yüzüne bu tarz şeyler yaptıracaksa en doğru kişiyi, konunun uzmanını bulmalı yoksa daha güzel olayım derken bazı kadınlar olan güzelliklerini de kaybedebiliyor. Evet, günümüzde güzel olma en güzel olma furyası var yok diyemem ama iste güzellik göreceli… Bu da size bir küçük örnek o yüzden size her dayatılanı kabul etmemeli, akıl süzgecinden geçirmelisiniz.


Bana göre günümüzde çirkin kadın yok. Kendine bakmayan, bakımsız kadın var. İnsan yüzü güzel olmasa bile kendini güzel olarak ortaya çıkarabilir. Bu da akılla olacak bir şeydir. İllaki kaşınız, gözünüz, dudağınızdan biri güzeldir. O güzel olanı öne çıkarak kendinizi daha güzelleştirebilirsiniz. Güzellik bir bütündür yani sadece fiziki güzellik insana yetmez. Aklı çalışan insanlar diğerinin güzelliğini karakteriyle, davranışlarıyla birlikte değerlendirirler. İnsan sadece görüntüden ibaret olabilir mi? Onu tamamlayan ruhu, kişilik özellikleri, gülüşü, konuşması, ses tonu, duruşu, giyinişi, oturuşu, kalkışı, aklı, kalbi, bakışı, kokusu, yürüyüşü, bilgisi, görgüsü… Bakın ne kadar çok şey insanı güzelleştiriyor ya da çirkinleştiriyor… Düşünürseniz… Neden böyle? Çünkü insan baktıkça derinleşen bir canlı. Sizi siz yapan da o derinliktekiler… Yüzünüz çok güzel, burnunuz okka gibi olabilir. Aklınız yeterince çalışmıyorsa, hayatta bir duruşunuz yoksa bilgisiz ya da görgüsüzseniz yüz güzelliğinizin önemi bunlar fark edilene kadardır. Bu da demek oluyor ki insan içinde taşıdıklarıyla bir enerjidir. Etrafınıza kendinizde taşıdıklarınızla ışığınızı yayarsınız. Eğer aklınızda bir takım soru işaretleriyle hayata veya etrafınızdakilere bakıyorsanız bu durumunuz dışınıza da yansır. Siz kendinize ışık veremezken etrafınıza ışığınızı yansıtabilir misiniz? Yansıtamazsınız.


Gelelim sizin burnunuza… Bana göndermiş olduğunuz fotoğraf hayran olduğum yabancı bir sinema sanatçısı… Sizin “Benim burnum da onunki gibi” dediğiniz kadın dünya starı olmuş. Bana göre burnunun da hiçbir çirkinliği yok. Herkesin burnu okka gibi ya da dümdüz olacak diye bir kural da olmadığına göre bu bir kendine güven meselesidir. Yoksa o kadın da burun ameliyatı olabilirdi. Olmamış, neden? Kendine güveni olduğundan, kendini öyle sevdiğinden… Muhakkak ki herkese göre öyle ki o kadın bu kadar sevilip ünlendi ama siz kendinizi daha iyi hissedecekseniz bu burun ameliyatını olmanızı öneririm çünkü burnunuzu kafanıza çok takmışsınız. Bu takıntınız işinin ehli ellerde sizin hoşunuza gidecek gibi yapılabilir siz de böylece kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Ben sorunun sizin kendinize olan güveninizi oluşturamadığınızdan kaynaklandığını düşünüyorum. O nedenle de kendinizi yetiştirmek, geliştirmek adına daha çok okumanızı, öğrenmenizi, yeri gelince kırmadan dökmeden size gereksiz sözler sarf eden insanlara susmayarak cevabınızı vermenizi öneririm. Susarak, içinize atarak var olamazsınız. Ben de varım diyebilmek, kendine güven kazanmakla gerçekleşeceğinden kendinizi herkesten önce siz beğenmeli sevmelisiniz. 27 yaş geç kalınmış bir yaş değil. Arkadaşlarınız evlenmiş, çoluk çocuğa karışmış olabilir. Bakın ne diyorsunuz boşanıp ikinci evliliğini yapanlar bile var… Demek ki insanlar çok genç yaşlarda doğru karar veremeyebiliyorlar. Siz bundan sonra oluşturacağınız kendinizle eminim kendini yetiştirmiş, donatmış biri olarak daha akıllıca bir evlilik yapacaksınızdır. Kendinizden, geleceğinizden daima ümitli olun yavrum. Ümit insan için yaşamsaldır. Onun için de size ve tüm okurlarıma sevgili HTHayat’ın değerli ekibine içi ümitle, sevgiyle dolu güzel bir 2023 diliyorum. Her şey hepinizin gönüllerince olsun benim sevgili okurlarım…


“Papatya mütevazi kaprissiz kendi halinde bir çiçek; zarif üstelik de dikensiz. İşte hatası…”

- Gülten AKIN


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com



Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Nasıl sevgilim olcak ne kadar bi kız sevdiğsem olmuyor ne yapabilirim ki söyler misiniz
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.