İlk aşklar asla unutulmaz...

Merhaba Yeşim Hanım,

Benim 2 yıl önce sevgilim oldu ama ben o dönemler çocuk kafasındaydım, yani sevgiyi aşkı bilmiyordum (ama şimdi Hakan Özkan'ın kitaplarını okuyarak kendimi biraz da olsa aşk konusunda geliştirdiğimi düşünüyorum). Bazı durumlardan dolayı kavga ettik, ayrıldık... Erkek arkadaşım 2004, ben 2006 doğumluyum. 2 yıl önce kavfa ettik ve ayrıldık. Sonra ben numaramı değiştirdim. O her seferinde bana ulaştı. En son numaramı değiştirdiğim için yazdıkları bana gelmedi.

Yani ben de ondan ümidimi kestim tamamen artık bana yazmaz, biz diye bir şey olmaz diyordum. O yüzden hayatıma başka birini aldım sevildiğimi zannettim ama o da olmadı. Sevdim ama sevilmedim. Yeşim abla biliyorum yaşın kaç, aşk senin neyine dersiniz ama her şeye hakim olsam da duygularıma olamıyorum. Ama ben ilk sevgilimi çok sevmişim, sonuçta ilk aşklar asla unutulmaz. İkinci sevgilimle 3 ay sonra ayrıldım bana iyi davranmıyordu seviyor zannettim ama olmadı, ben kendimi kandırmışım. İlk sevgilim bana yazdı, ama sevgilim olduğunu da biliyordu. Sana yazarsam bir şey demez mi o dedi. Ben de ayrıldım dedim, neden dedi anlaşmadık dedim. Yani sonra eski sorunları, kavgaları öne attık. Sen öyleydin, ben böyleydim falan ama barışmak istedi. Ben de sana inanmıyorum dedim. Bana güven ver dedim her şeyden önce, güven olduğu yerde sevgi de var dedim. Yani Yeşim abla sevdiğini söyledi senden sonra hiç kimseyi sevmedim dedi (yani ben de onu tanıyorum sakin biri ve yalancı değil inanıyorum sözlerine) hep aklımdasın, hiçbir zaman da aklımdan çıkmadın dedi. Ben de onu seviyorum ama ona göstermiyorum sevgimi.

Seni seviyorum ama geleceği bilmiyorum, belki senin davranışların değişir belki de benim dedi. Ben de ona dedim ki ben kendime inanıyorum, sevdim mi tam severim dedim ama sende kendine inansaydın böyle söylemezdin dedim. Ne yapmalıyım? Umarım size anlatabildim sorunumu. Onu seviyorum ama bizden olur mu? Çaba sarf etmesini istiyorum. Ne yapmam lazım? Yardım edin bana lütfen.

Yeşim Tijan'in cevabı:

"Aşk mektupları elbette yakılmalı, geçmiş en soylu yakacaktır" -Didem Madak

Geçmiş hep geçmişte kalmalı derim. Eğer bu genç sizinle ilgili söylediği kadar güçlü duygular hissetseydi size çoktan ulaşmış olurdu yavrum. Yeni telefon numaranız engel olmazdı. Siz yaştakilerin aşk, sevgi bu duygular yaşamasına karşı biri değilim. Nasıl olabilirim? Benim karşı olduğum siz yaştaki gençlerin aşkı geleceklerinden önde tutmaları. Oysa gelecek aşkla kişiye gelmiyor yavrum. Eğitim, donanım ve bilinçle geliyor. Önce bunu bir anlayın istiyorum. Ben de size anlatacağım tabi. Evet, günümüzde duygular ana okulunda uyanıyor. O yüzden bu konuda sıkıntı yok. Sıkıntı gelecek derdine şimdiden düşmenizde. Yaşınız kaç diye işte burada demek zorunda kalırım. Sizlerin yaşında yaşanan ilişkilerde erkek arkadaşlarınız gelecek düşüncesiyle bir ilişki yaşamak istemezler. O zamanlar çooook seneler öncesindeydi. İlk flörtünüzle beraberliğinizi evliliğe taşıyabilmek adeta zorunluluktu. Bir erkekle arkadaşlık ettiğiniz duyulursa adınız kötüye çıkabiliyordu. Çıktıkları erkekle evlenmek zorunluluk gibi bir şeydi. Evlilik zihinlere o kadar derinden kazınmıştı ve başkaca şansları yoktu ki. O günlerden bugünlere dönersek şimdi siz öyle mi? Kesmece karpuz misali kesip kesip tadını beğenmediğinizde yemeyi bırakıp belki de atıp yeni bir karpuz alabiliyorsunuz. Bugünün beraberliklerinde evliliğe gidenler olmaz mı? Olur tabi ama önce birlikteliğin hazzına erişmek, mutluluğunu görmek, yaşanan ilişkiye inanmak, hayatınızın önceliklerinin sorumluluğunu yerine getirmek gerekir. O yüzden erkek arkadaşınızın söylediği sözler yani geleceği bilmiyorum demesi doğru bir söz olmuş. Bu yaşlarda gelecek sözü vermek bayağı büyük bir söz olur. Siz de bu sözü vermemelisiniz.

Siz bahsetmiş olduğunuz kişinin kitaplarını okumuş, okuduğunuz kitaplardan bir şeyler öğrenmiş olabilirsiniz. Peki kendinizi öğrendiniz mi? On yedi yaşında biri kendinde neyi öğrenmiş olabilir? Daha yeni genç olmaktasınız. Kendinize zaman tanımalısınız. Beraberce gezin, arkadaşlık edin, birbirinizin sınırlarına saygı göstererek hoşça vakit geçirin. Hepsi o şimdilik. Gerisini zamana bırakacaksınız. Zaman sizde birbirinizi ne kadar bırakırsa ona göre hareket edeceksiniz. Belki ikinizde bu ilişkiyi iki ay sonra gereksiz zaten bitmişmiş meğerse diyerek bitireceksiniz. O yüzden kendinizden büyük sözler etmemelisiniz. Büyük sözleri büyük hayallerinizi, geleceğinizi eğitim yönünden dizayn etmekte kullanmalısınız. Çünkü günümüzde eğitimini tamamlamamış iş hayatında varlık göstermeyen bir genç kızın güzel bir geleceği olamaz. Bunun bilinciyle en büyük gelecek hedefleriniz eğitimle ilgili olmalı. İyi bir eğitim hayatı peşi sıra siz gençlerin kendini donatma sebatı ardında güzel bir evliliği de getirecektir. Bunları gerçekleştirmek aklınızın bütün ince kıvrımlarını uyandırmakla olacaktır yavrum. Şimdiden evliliğin peşine düşerseniz hem kendinize yazık edersiniz hem erkek arkadaşlarınızı kaçırırsınız.

Bana yanlış gelen, iki sene önce ayrılmışsınız; bu çocuk size sözde mesajlar atmış. Siz de numaranızı değiştirmişsiniz. Ben siz teknoloji harikası gençlerin birbirlerine ulaşmak isterlerse ulaşamadım sözünü pek inandırıcı bulmam. Siz nasıl bu söze inandınız? Sizi zaman zaman düşünmüş olabilir buna inanırım, tabi boş kaldığı zamanlarda onun da arkadaşları olmuştur. Şimdi sizinde ilişkiniz bitmiş o da size ulaşmak istemiş ve ulaşmış. Doğrusu bu şekildedir. Size tavsiyem önceliğiniz geleceğinizi şekillendirmek olsun. Yazımın başındaki sözlere gelirsek "Aşk mektupları elbette yakılmalı, geçmiş en soylu yakacaktır" sözüne, hayatımızda her şeye bugünün hakkını vererek yaşarsak; yarınlarda, yaşanmış geçip gitmiş o geçmişi yakmak istemeyiz değil mi yavrum? Güzel bir gelecek dileğimle.

Sevgiler sevgili okurlarıma...