Evime gelmesinler istiyorum...

Merhaba Yeşim Hanım,

Kendimi çok da iyi hissetmediğim bu dönemde aile sorunlarım oldu. Hepsi halledildi, düzene girdi. Bu duruma anne ve babamın çok sıkılması eklenince aslında normal yaşanan olaylara kişi ne kadar takılıp üzülürse ben de o kadar takıldım. Gece gündüz bu durumu düşündüm, uykusuz kaldım diyemem. Fakat zaten kendimde zaman zaman hissettiğim belki de baskıladığım bir durumdu bilmiyorum. Son zamanlarda inanılmaz bir tahammülsüzlük ve her şeye sinirlenme, aşırı bir tepki gösterme durumu yaşıyorum.


Örnek verecek olursam; bir şey konuşuluyor. Karşı tarafın ağzından kelime çıkar çıkmaz asla ve asla bu şekilde bağırıp tepki vermeyeceğim kişilere bile, anneme mesela ağzıma ne gelirse söylüyorum daha önce bu şekilde davrandığımda üzülürdüm. Şimdi haklı olduğumu düşünüp üzülmek yerine sadece bu şekilde söylemeseydim iyi olurdu ama dediklerimde haklıyım. Artık her şeye sıkılmaktan, düşünmekten kafam doldu. Kim ne yaparsa yapsın kimseyle uğraşamam diyip kendi kafamda konuyu kapatıyorum. Davranış şeklimden rahatsızlık duymamaya başladım. Mesela; eşimin ailesiyle birkaç sorun yasadım. Herkes hatasını konuştu, orta yol bulundu, konu kapandı. Bana kötü bir şey söylemiyorlar, normal günlük yaşanan bir konu bile konuşulurken kayinvalidemin sürekli aynı şeyleri eskiden yaşanan bir olayı sürekli sürekli dile getirmesi aynı şeyleri defalarca anlatmasına dayanamıyorum (konu benimle ilgili değil halbuki). Bazen etrafımdaki insanlar için yarın şu kişiyle bir şeyler yapmayı planlıyorum diyorum ertesi gün olunca asla ve asla istemiyorum kimseyle görüşmek. Vazgeçiyorum bir hevesle birine bir yere gidelim diyorum mesela bir gün önce ertesi gün bin pişman oluyorum. Neden dün plan yaptım diye hiçbir şey yokken fikrim direkt değişiyor. Durup dururken nefret etmeye başlıyorum o kişiden belki de önceden söylenen bir sözü geliyor aklıma kuruluyorum o kişiye o an. Hiçbir şey olmamışken kafamı meşgul ediyor bu durum günlerce. Sadece eşim ve çocuğumla bir şeyler yapmak istiyorum. Her yere onlarla, ailece 3 kişi gitmek istiyorum. Planımıza birisi dahil olmak istediğinde korkunç sinirleniyorum gelmese bile. Yanımızdaki kim olursa olsun ondan nefret eder hale geliyorum. Gittiğim yerden hiçbir şey anlamıyorum. Bütün günüm zehir oluyor resmen, o kişi hayatımızdan çıksın gitsin bir daha hiç görmeyeyim istiyorum, ölse üzülmem o derece nefret ediyorum sanki o her kimse.


Kayinvalidem çok iyi biri, bir şey bile yapsa bana asla sevemiyorum onu. Bazen içimden kendimle bağıra çağıra konuşuyorum. Yaptığımın normal olmadığını söylüyorum kendime ve kendimi ikna da edemiyorum ama 1 saat sonra tekrar aynı düşüncede oluyorum. Evime gelsinler istemiyorum yani şöyle hem gelsinler istiyorum hem de insanlar evime gelince hemen gitseler diye beklerken buluyorum kendimi. Mesela; küçük bir oğlum var ve çok hareketli bir çocuk olmasına rağmen yaptıklarına hiç tepki vermiyorum. Her yaptığını normal karşılıyorum ama başka hiçbir çocuğa tahammülüm yok, görmek istemiyorum (çok sakin bir çocuk bile olsa bu).


Bu durumdan nasıl kurtulurum bilmiyorum... Başım artık hiçbir şey yok iken bile ağrıyor. Sinir sistemim çökmüş durumda. Vücudumun kaldıramadığını hissediyorum artık bu durumları. Bu yaşadığım nedir?


Yeşim Tijen'in cevabı:

"Bazı yaralar yararlıdır buna inan,

Bazı yaraların ortasından küçücük bir el,

Sanki geçmişine çiçek uzatır,

Bazı yaralardan sızan kanla,

Tüm geleceğin yıkanır."


Evet sevgili kızım, bazı sıkıntılar insanın hayatında değişime hatta kendi iç devrimine neden olur. Tabii eğer kendi içi dünyasının sorunlarına eğilip çözebilirse. Belli ki uzun zamandır kendinizi çeşitli nedenlerle baskıladınız, belki de baskı altında yetiştiniz, kendiniz olamadınız, hayır diyemediniz, hayal kırıklıkları yaşadınız... Çok hassas bir yapıya sahipsiniz ya da zor günlerden geçtiniz. Eksile eksile bugüne geldiniz. İşte bu eksilmek kısmı sizi sonunda tükenme noktasına getirmiş olmalı. Yazdıklarınız bana Göksel'in 'Depresyondayım' şarkısını hatırlattı. Sizde depresyondasınız. Birçok insanın girip çıkabildiği depresyon böyle bir şey. İnsanın hiç kimseyi göresi gelmez, kendi kabuğuna çekilmek ister, tahammülü olmaz, kızgın kırgın öfkeli vs vs olur. Ama onu geldiği gibi geri gönderebilirsiniz. Nasıl fiziken, bedenen rahatsız olduğumuz zamanlar vücut bağışıklığımızın düştüğü zamanlarda oluşursa psikolojik olarak çökük olduğumuz zamanlarda da böyle ruhsal sıkıntılar hemen ortaya çıkıp bizim hayatımıza el koyabilir. Eğer kişi daha önceden de sıkıntıları var ve onları bastırdıysa böyle fırsatını bulduğunda en zayıf hissettiğiniz anda saklanmış olduğu yerden çıkıveririr. Sizde kendinize bu sinirli, öfleli, tahammülsüz hallerinizle kendinize bir zırh yapmaya başlamışsınız. Kendinizi yaşadıklarınızdan, insanlardan bu şekilde bağıra çağıra ya da insanlardan kaça kaça koruyamazsınız. Aksine sakinleşmeye çalışarak bu durumun üstesinden geleceksiniz. Bu durumu yaşayan insanlar genellikle kendi iç meselelerini çözememiş insanlardır. Sorunlar yaşadık ama çözdük deseniz de sizde çözülmemiş olmalı. Kendinize karşı dürüst olmalısınız. Yeterince dürüst müsünüz? Hala kafanız bir şeylere takılı ki bu noktaya geldiniz. Yaşadıklarınız tabii ki düzelecektir eğer siz yaşadıklarınızın bilincine vararak çözüm yolunda adımlar atarsanız, bu durumdan girdiğiniz gibi çıkacaksınızdır. Burada sizin çözümünüz verdiğiniz tepkiden çok o tepkiye sebebiyet veren sorunları anlamak olmalıdır. Bu duyguyu çok çok öncede ilk ne zaman yaşadığınızı düşünmelisiniz.


Yaşadığınız durumda çözüm sorununuza bilinçle yaklaşımınızda, bu bilinç içinde hareket edebileceğinize inanıyorum. Şunu söylemeliyim dünya herkesin kendi düşüncesinin yansımasıymış yavrum. Olumsuzlukları düşünürseniz olumsuzluklardan kurtulamazsınız. Zihninize hükmedeceksiniz yoksa o sizi idare eder. Zihninize kendinizi bırakırsanız neler neler yapabileceğinizi gördünüz. Kendinizi tahammülüm yok, öfkeliyim diye ortalığa salamazsınız. Ne etrafınızı kıracak kadar sert ne de karşınızdakine cesaret verecek kadar yumuşak olun. Herkesin hayatında bir takım sorunlar yaşadığının bilinci içinde öfkenizi kontrol etmeye başlamalısınız. İnsanları kırıp dökerek ne hayatta ne de kendinizde yol alamazsınız. Ancak iyi niyet, hoşgörüyle kendinizi iyileştirmeye başlayabilirsiniz. İyi niyet önce kendinize karşı olmalı. Kendinizi iyinizle, kötünüzle, eksiklerinizle de sevmeyi başarabilmelisiniz. Kimse mükemmel değil ki ama kendini yine de seviyor değil mi? Hayat insanın etkileşimler yaşasa da kendinin oluşturduğu bir şey... Onu güzel ya da kötü yapan kişinin kendisidir ve insanın ilacı umudu ve olumlu bakışlarıdır. Siz o olumlu bakışları hatta umutlarınızı da kaybetmiş olmalısınız. Hadi artık neler yapmalısınız? Bu durumdan çıkmak için onlara değineyim. Sinirlendiğinizde derin derin nefes alıp, vererek hayatı içinize çekmelisiniz. Şikayet etme durumundan çıkıp şükür etme frekansına geçmelisiniz. Bu aralar enerjisi yüksek insanlarla daha çok bir arada olmalısınız. Ayna karşısında kendi gözlerimize bakıp, güzel sözler söylemeli, kendimizi sevmeliyiz. Doğayla daha çok bütünleşmeye başlamalı, doğanın şifasından siz de faydalanmalısınız. Çiçekler, böcekler, yemyeşil ağaçlar, kuşlar, akarsular doğa sararmış solmuş haliyle bile bizlere şifadır. Baktığınızı görmek gördüğünü yüreğinde hissedebilmek kaydıyla şifasını alabilirsiniz. Bir hayvan sahiplenebilir, onun sevgisinde huzur bulabilir, kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Deniz kenarında uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. Sizi mutlu eden hobiler edinebilir, onlarla kendinizi çok daha iyi hissedebilirsiniz. Dış görünüşünüze özen göstererek, kendinize daha iyi gelebilirsiniz. Bunları yapmaya çalıştınız hala kendinizi iyi hissetmiyorsanız o zaman bir uzmandan yardım almanızı öneririm. O yardım ile her şeyin yoluna gireceğinden emin olabilirsiniz. Bazı sıkıntılar yararlıdır, kendinizi daha iyiye götürebilmeniz için size fırsat sunulmuştur. Korkmayın yavrum geçecektir. Her şeyin güzel olması dileğiyle.


Sevgiler sevgili okurlarıma...


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com




YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Yazılarınız anlaşılır değil özellikle okur mektupları niye böyle anlamadım
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.