Evlenip, iki kızım olmasını çok istedim...
Merhaba Yeşim hanım,
Kiminle derdimi paylaşacağımı bilmiyorum, o yüzden sizinle paylaşmak istedim. Ben 28 yaşında bir kızım ve bugüne kadar hiç erkek sevgilim olmadı. Hiçbir erkek ile bir kahve bile içmedim. Hani kendime bakıyorum, çirkin değilim. Birçok kadın tarafından beğeniliyorum. Bana maşallah, güzel ve çok tatlısın diyorlar. Ama neden kimse benim ile arkadaş olmuyor. Etrafımdaki bütün kızların sevgilileri var ve bir çoğu evlendi hatta çocukları bile oldu yaşları benden küçük olmalarına rağmen. Kimi 21 yaşında evlenip çocuk sahibi oldu, kimi 24 yaşında evlenip çocuk sahibi oldu. Bakıldığında ben onlardan daha güzelim ve başkaları da böyle söylüyor. Böyle konuşmam onlardan kıskandığım anlamına gelmesin, ben gerçekten onları kıskanmıyorum sadece bütün hayallerimi başkaları yaşadı ve neyi çok istediysem hep başkaları sahip oldu. Dediğim gibi kıskanmıyorum sadece üzülüyorum. Belki diğerlerinin de isteyip de sahip olmadıkları şeyler vardır ya da bir dertleri vardır. Ben hep çok istedim, evlenip iki kızım olmasını. Etrafımdaki arkadaşlarım hepsi evlendi ve çocukları var. Eşleri ile birlikte tatile gidiyorlar. Diğer her şeyleri yerinde, komşularım ve herkesin bir yuvası olduğunu görüyorum. Bazen isyan etmek elde değil. Neden diye kendi kendime soruyorum, çirkin, huysuz, agresif ya da trip atan biri değilim, aksine çok hoşgörülü anlayışlı ve güler yüzlüyüm. İnsanlara yardım eden biriyim ve her zaman güzel kıyafetler giyiyorum, saçımı şekillendiriyorum ve makyaj yapıp, güzel kokular sürüyorum ama neden kimse bana bakmıyor diye kendime soruyorum oysa bu saydıklarım etrafımdaki kızlar da yok neredeyse hepsinin yüzü mahkeme duvarı gibi hiç gülmüyorlar, tripli, huysuz, sevimsizler ama bütün erkekler onları seçiyor.
Bunları size anlatmak istedim gerçekten, çünkü artık isyan etmekteyim. Yaşım geçtikten sonra evlenmenin ne anlamı var ki ve bir de çocuğum olmayacak yaşta evlenirsem diye söylüyorum kendime. Ne yapmam gerekiyor hiç bilmiyorum, cevap verirseniz çok sevinirim.
Yeşim Tijen'in cevabı:
Alaca dağlarda sarı çiçek
Açar kimse duymaz sabaha kadar
Alaca dağlarda sarı çiçek
Sevgisinden yalnızlığından korkar
Merhaba sevgili okurlar,
Eğer bir yalnızlık yaşanıyorsa bu genelde bir seçimdir, bile isteye yaşanan bir durumdur ama bazen kişinin bunu istememesine rağmen yaşamak zorunda kaldığı bir durum olarak da zuhur edebilir. Yalnızlık Allah'a mahsus denmesindeki gibi genelde kimse yalnız kalmak istemez, kadının erkeğe erkeğin kadının sevgisine ilgisine ihtiyacı vardır. Bu beraberlikler saygı çerçevesinde yaşanıyorsa kişiyi geliştirecektir. Neyi, kimi istediğini anlamasına yardımcı olacaktır o yüzden. Bugünkü soru konuğumun sözü beni etkiledi. Bir erkekle bir kahve içimişliğim bile yok demesi insanı düşündürüyor. Bu zamanda yok artık ve neden? diye soruyorsunuz. Etrafa bakıyorsunuz herkes el ele, kol kola, göz göze gençler kadın-erkek demeden birbirine her koldan taarruzda o zaman yine neden sorusu karşınıza dikiliveriyor? Hiçbir şey sebepsiz olamaz burası kesin. Kişi kendine bakıyor özeniyor, güzel ve tatlı olduğunu dile getiriyorsa sorunun bunların daha derininde olduğu ortadadır. Çünkü güzel ve tatlı biri hiçbir erkeğin gözünden kaçmaz. Biri kaçırsa diğeri hemen yakalar. Onlar avcıdırlar. Ayrıca erkekler yalnız güzelliğe ilgi göstermezler, sizin etrafınıza yaydığınız enerji de onların karanlıkta sokak lambasının yanan ışığının etrafında uçuşan sinekler gibi size yaklaşmasına sebep olur. Bu enerji bazen güzellikten bile daha etkili olabilir. İnsanın enerjisi nasıl yüksek olur işte bu sizin mailinizde yazmış olduğunuz olumsuz duygulardan arınarak enerjinizi güzelleştirebilirsiniz. Arkadaşlarınız hatta sizden küçükler bile evlenmiş çoluk çocuk sahibi olmuş olabilirler. Bu onların seçimi ve hayatı kimsenin hayatıyla kendi hayatınızı kıyaslamamalısınız. Kendinizi dündeki kendinizle kıyaslayabilirseniz kendinizi geliştirebilir, mutlu hissedebilirsiniz. Ne diyorsunuz? Onların suratı asık, mutsuz demek ki evlendi diye herkesin başı göğe ermiyor. Mühim olan başınızın gerçekten de göğe ermesi, doğru kişiyle evlenebilmek olmalı. Bu ne kadar erken evlendiğinizden daha önemlidir buradan bakarsanız. Sizin bir umudunuz var hala. Ya onların? İşte size kendinizi mutlu hissetmeniz için bir sebep; geleceğe dair umutlarınız... Umut edebilmek o kadar güzel bir duygu ki insanın yüreğini ısıtıyor, bütün olumsuz duygularını, düşüncelerini yok ediyor ve tabii pozitif düşünce sevgiyle yaklaşım bunlar insanı güzelleştiriyor, enerjisini yükseltiyor. Etrafına içindeki aydınlığı saçmasına sebep oluyor. Zihninizdeki olumsuzlukları güzel düşüncelere kendiniz sevk ederek yok etmelisiniz yavrum. Diğer bir husus kendini kasmamak sıkmamak olduğu gibi olmak. Yani kendi olabilmek, beni beğensinler diye kendini kıskaca almamak. Buna farklı biri gibi davranmamak da diyebiliriz. Başka neden insanlar size yaklaşmaktan kaçınırlar. Sert bir duruşunuz varsa bu tavrınız insanları uzaklaştırabilir. Bakışlarınızla, duruşunuzla etrafınıza set çekiyor olabilirisiniz. Ne yapmalısınıza gelirsek güzel kızım demorilize olmamalısınız. Çünkü demoralize olacağınız bir durumda değilsiniz. Daha ümitli yaşlardasınız. 28 yaş geç bir yaş değil ki günümüzde. Evlenirsiniz de çocuk da yaparsınız. Nil Karaibrahimgil'in şarkısında söylediği gibi hiç şüpheniz olmasın. Şunu unutmayın her şey sizde başlar sizde biter. Bunun için de kendinizle barışık olun başka çevrelere girin, sosyal olun, Birinden hoşlandıysanız ilginizi belli edebilirsiniz, bakışlarınızla cesaret verebilirsiniz. Bunun haricinde kendinizi meşgul edecek meşgalleriniz olsun. Sanırım çalışmıyorsunuz. Bir iş hayatınız olsun mesela yazdıklarınızdan çalışmadığınızı anladım. Bu zamanda çalışmayan kadını kimse istemez bunun bilinciyle yaşamınıza yön verirseniz kısmetleriniz de açılabilir. Arkadaşlarınızla, onların çocukları arasında kendinizi mutsuz hissedeceğinize iş hayatı ile hem onlardan uzaklaşmış, kendinize de yeni bir alan açmış olursunuz. Bir de evlilik düşüncesini odak noktanız halinden çıkarmalısınız. Bunu yapmayı başardığınızda her şey kendiliğinden gelişecektir. Odak noktası yaptığınızda sanki ayın tutulması gibi bu arzunuz tutuklu kalıyordur.
Yeşim Hanım ben bunları size anlatmak istedim artık isyan etmekteyim demişsiniz ya, biliyor musunuz yavrum insanın kendisi için elinden geleni yapması gerektiğine inanırım, öteki türlü rahat etmez keşkesi olur ama her şeyin bir de vakti ve saati olduğunada inanırım. Allah'ım sizin evleneceğiniz zamanı da tayin etmiştir inanın. Onun için isyan etmeden umutlarınızı asla yitirmeden o vakti saati güzel değerlendirerek bekleyin olur mu yavrum. Gün doğmadan neler doğar, her gün yeni bir umuttur insanlar için. Karanlıkları yara yara bizlere ulaşan o güne, umutla bakmaktan sakın vazgeçmeyin. Güzel günler, güzel yüreklere mutlaka gelir yavrum.
Sevgiler sevgili okurlarıma...
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR