Eşim ve en yakın arkadaşım...
Merhaba Yeşim Hanım, 38 yaşında 10 yıllık evli ve 2 çocuğu olan bir kadınım. Eşimle severek evlendik, başlarda ben çalışıyordum ama ikinci çocuk olunca bırakmak durumunda kaldım. Daha doğrusu çocuklarıma anne olmayı seçtim. Ne de olsa onların çocukluklarından benim onlara ayıracağım zamandan değerli değildi hiçbir şey. Eşimin kendi şirketi var. Maddi durumumuz iyi. Son 3-4 yıla kadar aramız çok iyiydi. İkinci çocuğumuzu doğurduktan sonra aramızda bir uzaklaşma sezsem de açıkçası çocuklardan sorgulamaya pek fırsatım olmamıştı. Eşim genel olarak özel günleri hatırlar. Hafta sonları arkadaşlarımızla hep birlikte bir şeyler yaparız, tatillere gideriz. Ailelerimizle de aramız iyi. Çok yakın bir arkadaş grubumuz vardı, 3-4 aile, çocuklarımız da yaşıt sayılır. Çocuklar da çok anlaştığı için sürekli görüşüyoruz. Başlarda hiç şüphelenmedim ama son 6 aydır açıkçası bilmiyorum, eşimin bakışlarından mı en yakın arkadaşım dediğim kişinin bakışlarından, davranışlarından mı ama artık kıskanmaya başladım. Eşimi ve arkadaşımı kontrol etme gereksinimi duyuyordum. Eşim de ilerleyen dönemde bunu fark etti, bayağı da kızdı bana. Ben de arada kendime kızıp telkin ediyordum ama diyorum ya bir his tetikliyordu beni. Neyse fazla vaktinizi de almayayım. Geçtiğimiz ay eşimin telefonunda en yakın arkadaşım dediğim üstelik ailecek arkadaş da olduğumuz, eşli görüştüğümüz kadın müsveddesi diyeceğim kusura bakmayın “aşkım”lı mesajlarını yakaladım. Beynimden vurulmuşa döndüm. Çocuklarım, ailem, onca yıllık yaşanmışlıklar, emeklerim film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Çığlık çığlığa bağırdım, saatlerce kavga ettik. Eşim “Bir anlık bir şeydi çok pişmanım” diyor. Kafayı yemek üzereyim tam 29 gündür. İnanın hayat ile bağlantım koptu. Kabullenemiyorum… Bir yanda 10 yıllık eşim bir yanda en yakınım dediğim her şeyimi anlattığım yaratık. Allahım sen aklımı koru diyorum. İki çocuğum için ilk başta affettim gibi oldu Yeşim Hanım ama kabul edemiyorum. Her an aklıma geliyor, geceleri uyuyamıyorum, sabah uyanıyorum ilk aklıma gelen şey bu. Eşimin yüzüne bakınca aklıma gelen yine bunlar oluyor. İşin içinden çıkamıyorum. Boş bir araziye gidip sabaha kadar ağlayarak bağırmak istiyorum. Neden ben? İnsanlar ne ara böyle oldu? Çocuklarıma anne, kocama eş olmak istedim ya ne istediler benden? Son çare olarak size sığındım. Ne olur bana bir akıl verin, ben ne yapacağım? Gitsem gidemiyorum, kalsam gönlüm razı değil. Bir daha biz nasıl aile oluruz, nasıl mutlu oluruz? Bir uçurumun önünde hissediyorum kendimi, ruhum yaşamıyor. Size sığındım, umarım mailimi okursunuz.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar, aldatılmak çok da yabancısı olmadığımız ama kanıksayamadığımız, kabul edemediğimiz bir durumdur ve bir gün herkesin ölümü tadacağı gibi herkes aldatılmayı da tadacak ama bazıları tatmadığı yanılgısıyla yaşayacaktır… Çünkü her kadın özel kadın olduğunu düşündüğünden aldatılmanın kendi başına gelmeyeceği yanılgısı içinde evliliğini sürdürür. İşte ne olursa bu o inanışla gevşediğinizde olur, fark etmezsiniz bile. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş olduğunda siz ancak uyanabilirsiniz. Siz kendinizi, eşinizi bambaşka biri olarak düşünseniz de fırsatını bulan erkek eşini aldatmakta tereddüte düşmeyecektir. Aldatılan kadın ya da erkek olsun hazmetmesi zaman isteyen bir durumdur. Aldatılma acısının ilk şokunu yaşadıktan yani ilk titremeden, ağlama sızlanmadan sonra mümkün olduğunca çabuk olacak şekilde şeytanın size “Onu mahvet, ikisine de gününü göster, saçlarını başlarını yol, onu boşa, rezil et onları” gibi sözlerine kulaklarınızı tıkamalısınız. Çünkü ilk şoklarla verilen kararlar size daima yanlış yol aldıracaktır. Doğru olan aldatmanın iki eş arasında zamanla aşılıp aşılamayacağını birebir yaşanarak görmek olmalıdır. Zaman size ne gösterecektir yavrum? Eşinizin varsa kendini affettirme, evliliğinizi toparlama çabasını, için için pişmanlığını, size olan sevgisini, sizin eşinizi hala isteyip istemeyeceğinizi, onu affedip etmeyeceğinizi, bu birlikteliğin devamına değer olup olmadığını size ne o kişi ne bu kişi ne de ben gösterebilirim ancak zaman gösterebilir. Evliliği yaşayan birebir siz olduğunuz için birlikteliğinizden geriye kalanları, neleri içinizde yok edip neleri yükseltebileceğinizi zamanla öğreneceksiniz. Şimdi bu çaresizliğin, sıkışmışlığın içinde yaşadığınız o kabul edememenin hissettirdiği öfkenizi bir boşluğa haykırmak istemenizi çok iyi anlıyorum. Neden yapmıyorsunuz? Size kendinizi iyi hissettirecekse hayal kırıklıklarınıza kaybetmiş olduğunuz büyük güvene iyi gelecekse -ki gelebilir-bir süre rahatlamış hissedersiniz, yapmanızı öneririm. Binin arabanıza gidin bir arazide bağırın. Varsın gören olursa deli mi ne desinler. Gerçekten delirmekten iyidir. Size ne ifade eder bilemiyorum ama eşinizle arkadaşınız arasındaki ilişki bir müsait olma durumudur. Yoksa normal olarak yaşanması istisnai durumlardır. Öyleyse bu ilişki sadece cinsellik içermektedir. Her nasıl yaşanmışsa yaşanmış bu yaşananlardan acı çekmeden çıkamazsınız. Kendinize ekstra acılar bile çıkarmanız, suçlamanız mümkün böyle durumlarda ama çözüm değil. Bu yaşayacaklarınızı yaşayacak acının içinden geçeceksiniz, öyle iyileşeceksiniz. Bu iyileşme eşinizin katkılarıyla daha da çabuk olabilir. Zehirleyen kendisi, panzehirin de kendisinde olduğunun bilinci içinde hareket ederse bu yaşananları zaman içinde gerilere atabilirsiniz diye umuyorum. Kısacası hayat matematik yavrum. İyi hesap ederek adımlarınızı öyle atacaksınız. Çokça kadının içinden geçtiği bu durumdan dileğim eşinizin çabalarını görerek çıkabilmeniz. Şunu bilmenizi de çok isterim siz aldatılmanın ağırlığıyla ezilmiş üzülmüş olsanız da onlar birbirlerini aldattılar, kandırdılar. Siz tertemiz sevginizle, masumiyetinizle onlardan çok çok güçlüsünüz, ayrı tertemiz bir yerde duruyorsunuz. Bu çirkinliğin yükü onların omuzlarında, sizin omuzunuzda olmamalı.
Her şey gelir. Geldiği gibi güçlü durursanız yıkıp dökmeden geçip gidecektir. Sizin eş olmaktan öte bir anne olduğunuzu unutmadan bu günlerin içinden sağ salim hatta gülümseyerek çıkmanızı sizin adınıza umut etmekteyim yavrum. Mailinizde bana sığındınızı yazmışsınız. Ben de sizin saçlarınızı bir anne şefkatiyle ve bir bilen olarak okşayarak kulağınıza diyorum ki hepsi GEÇECEK yavrum, UNUTACAKSINIZ. Biraz zaman gerekiyor hepsi bu...
Sevgiler sevgili okurlarıma…
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR