"Kocamı kaybettim"
Merhaba, bu satırları yazmak benim için hiç kolay değil ama içimi dökmeye, bir ses duymaya, bir yol bulmaya öylesine ihtiyacım var ki… Kocamı kaybettim. Hayat arkadaşımı, yolumu aydınlatan ışığımı, en yakın dostumu, her şeyimi yitirdim. Şimdi her sabah uyanmak, bir güne daha onsuz başlamak bana cehennem gibi geliyor. Evimizin içinde onun sesi, adımları yok artık. Sanki zaman onun gidişiyle durdu, hayatın tüm renkleri soldu. Yıllar boyu omuz omuza verdik, acılarla da mutluluklarla da birlikte baş ettik. İkimiz de öğretmendik, emekli olduk. Onunla yaşlanmak güzeldi, güven vericiydi. Şimdi bir başıma kaldım. Çocuklarım yanımda, destek oluyorlar, ellerinden geleni yapıyorlar ama onların sevgisi bile içimdeki boşluğu dolduramıyor. Bazen bana bakarken gözlerinde acıma gördüğümü hissediyorum ve bu beni daha da kahrediyor. Bazen geceleri ağlarken kendi kendime “Ben şimdi ne yapacağım?” diye soruyorum. Onsuz bu hayatı nasıl sürdüreceğim? İçimde öyle büyük bir özlem var ki, anlatamam. Her şeyin anlamını yitirdi sanki. Eskiden birlikte güldüğümüz anılara şimdi ağlayarak bakıyorum. Kalabalıklar içinde bile yapayalnız hissediyorum. Acımı hafifletecek, bana yeniden yaşama gücü verecek bir yol var mı bilmiyorum ama sizin tecrübeli ve anlayışlı sözlerinize ihtiyaç duyuyorum. Bu yas duygusuyla nasıl baş edilir? Onsuz yaşamak ne demek, bunu nasıl öğrenebilirim? Hayatım boyunca güçlü olmaya çalıştım ama şimdi gücüm tükendi gibi hissediyorum. Lütfen bana bir ışık olun.
Yeşim Tijen’in cevabı:
Merhaba sevgili okurlar, size de merhaba sevgili okurum; göndermiş olduğunuz mailinizden çok etkilendim, üzüldüm. Kaleminizden dökülen her cümlede derin bir sevgi, acı ve kaybınızın izlerini gördüm. Öncelikle eşinize Allah’tan rahmet, size ve ailenize sabırlar diliyorum. Böylesi bir kayıp karşısında yaşadığınız duygular son derece doğal ve insanca… Sevdiğiniz birini yitirince dünya yerinden oynar, kalbiniz parçalanır, zaman siz acınızı çekerken adeta durur, siz o durmuş olan zamanın içinde acı içinde kavrulursunuz. Ne acı ki o günlerin içindesiniz… Uzun yıllar boyunca hayatınızı paylaştığınız, çok sevmiş olduğunuz birini kaybetmenin yasını tutmak tabii ki kolay olamaz; her yerde, her şeyde ve zihninizde… Kalbinizde izi var ama bu bir süreçtir, her geçen gün sizi iyileştirmek için gelecektir. O günlere olan umudunuzu yitirmeyin ama şimdi kendinize acı çekmek için izin verirken bu acının sizi tüketmesine sakın izin vermeyin. Siz bu sevginin gücüyle ayakta kalacaksınız; kendiniz için, eşinizin size olan inancı için, çocuklarınız için ayakta kalmak, yaşama katılmak zorundasınız. Unutmayın eşiniz gitmiş olsa da kalbinizde sevgisi hâlâ sizinle. Bu sevgi sizin için yaşama kuvveti olmalıdır. Onun size kattığı her şey, birlikte yaşadığınız her an sizde yaşamaya devam ediyor ve çok şükür ki çocuklarınız yanınızda. Onlar da babalarının yokluğunu hissediyor ama aynı zamanda sizi güçlü görmek istiyorlardır, acınızla kendinizi onlara yük etmemelisiniz. “Hep güçlü olmak zorunda kaldım” demişsiniz. Güçlü olmak duygularınızı bastırmak değil o duygularla yaşamayı öğrenmek, hayata yavaş yavaş yeniden tutunabilmektir. Ufak adımlarla başlayın, her gün bir pencerenin perdelerini açın evinize ışık, kalbinize aydınlık girsin. Bir fincan çayla güne başlayın, bir yürüyüş yapın. Beraber olmaktan mutluluk duyduğunuz arkadaşınızla bir araya gelmeye çalışın. Belki bir gün sevdiğiniz bir şarkıyı dinlerken içiniz sızlayacak ama o sızı inanın zamanla yerini bir tebessüme bırakacaktır. Bunun için kendinize ve zamana bir şans verin. Siz bir öğretmen olarak eminim yüzlerce çocuğa ışık oldunuz şimdi hiç kuşkum yok kendi hayat yolunuza ışık olacaksınızdır. Güzel günler diliyorum.
Sevgiler sevgili okurlarıma…
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres:yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR