Olan yine bana oldu
Merhaba Yeşim Hanım, uykularımın kaçtığı ve hayatımda ilk defa panik ataklar yaşadığım dönemde internette yaşadığım durumla alakalı şeyler ararken sizin yorumlarınıza denk gelip yazmak istedim. 28 yaşındayım. 20 yaşında hayatıma birini aldım 5 yıl sürdü. 26 yaşlarındayken ayrıldık. Onun için kendi hayat yörüngemi değiştirip onun yanında olmuştum yıllarca. Okulu bitirip gidene kadar. Okulu bitip gittiği dönemlerde yoktan yere sebeplerle tartışmalar çıkıyordu ve ayrıldık. Ama ilişkimiz mükemmeldi, birbirimizi çok seviyor ve anlıyorduk. Bir şekilde birbirimizi hiç kırmadan dökmeden insan gibi yolları ayırdık. Ayrıldıktan 3-4 ay sonra anı kutumuzu istemek için ulaşmaya çalıştığımda hayatına birini aldığını öğrendim. Kutuyu kaybetmiş, hayatındaki kişiyle ciddi düşünüyorlarmış vesaire. Üzüldüm ama devam etmek zorundaydım. Tüm anıları, enkazı bana bırakıp hayatına devam etti. Geçtiğimiz ay haziran başında bizim 5 yıla yakın ilişkimizde kız arkadaşımın ev arkadaşıyla karşılaştık. Bu arkadaşımız da bizim ilişkinin her evresinde vardı, benim de aram iyiydi bir zamanlar. Yıllar sonra onunla karşılaşınca sohbet sohbeti açtı ve “Bir daha görüştünüz mü? Noldu sizin iş?” diye sordu. “Evet. O, hayatına birini aldı ve devam etti” dedim. Arkadaşı da “O zaman ben vicdanımı hiç susturamıyordum artık saklamak istemiyorum seni defalarca aldattı” dedi. Dünyam başıma yıkıldı tabii ama dinledim. İlişkimizin son 2 senesinde telefondan biriyle sevgili olmuş. Hatta o kişi beni de biliyormuş ve ben onun yanına gideceğim zaman ona yazmamasını söylüyormuş o da yazmıyormuş. Hiç gerçek hayatta buluşmamışlar çocuk Kıbrıs’tan gelememiş ama gelme durumları olduğunda kız arkadaşım hep benle kavga etmek için sebep ararmış. Haricinde başka durumlar da var mikro aldatmalar gibi onları da öğrendim. Bunları öğrenip eve döndüğüm akşam inanılmaz kötü hissediyordum. Onun Instagram hesabına yazdım. “Bugün bir şeyler öğrendim ve geçirdiğimiz yılların tamamen yalan olduğunu anladım. Herkes kendine yakışanı yaparmış ama sana hakkımı helal etmiyorum” gibi bir şey yazdım. Ne saydım ne sövdüm. Taktım kulaklığımı yürüyüşe çıktım yarım saat sonra telefonuma yabancı bir numaradan görüntülü arama düştü. Önce açmadım, alttan Whatsapp’a geçip fotoğrafına baktığımda onun annesi olduğunu anladım. Açtım ve karşımda eski kız arkadaşım vardı. Hiçbir şey söyleyemedim dakikalarca bekledim, konuşmaya başladı. O kişiyle hiç sevgili değilmiş, sadece konuştuğu bir arkadaşıymış vesaire kendini aklamaya çalıştı sonra görüntüye annesi de dahil oldu. Saatlerce konuştuk. Aslında beni hiç unutmamış öyle söyledi. Anı kutusu hala orda, fotoğraflarımız hala telefonunda. Annesi ismin her hafta bu evde, hiç gitmiyor dedi. Kendisi “Aramızdaki artık olan 800km mesafeyi bir gün önemsemeden yıkıp kapına dayanmayı düşündüm” dedi. O gün aslında enkazın üstüme bırakılıp gitmediğini düşündüm. Gerçek bağların yıllar geçse de kopmadığını. Buna inanmak istedim ve ertesi gün bilet alıp oraya gittim. 24 saat kendisi, annesi ve kardeşleriyleydim. Akşam onlarla yemekten sonra balkonda saatlerce konuştuk, hiç ayrılmamış gibiydik hala gözlerime öyle bir dalıyor ki istemsiz tebessüm ediyor, dakikalarca beni izliyordu. O gece salonda uyudum, gece kabus görerek uyandığımda başımda onu gördüm. Önce korktum tabii sonra onun olduğunu anlayınca inanılmaz mutlu oldum o uyku sersemliğiyle. 1’de uyumuştum 4.30’a kadar hiç uyumamış ve başımda oturmuş. Elinden tutup yanıma çektim, sabah ezanlarına kadar beraber uzandık, sarıldık sımsıkı. Öptüm kokladım o da bunu yaptı. Herhangi bir cinsellik yaşamadık. Artık gözleri gitmeye başladığında yerine gidip yatmasını söyledim ama gitmedi, karşıdaki 2’li koltukta uyudu. Tüm bu süreçte hayatında olan çocuğun artık olmadığını düşünüyordum ama varmış. Ertesi gün bilet alıp döndüm. 2 hafta boyunca her gün beni aradı. İşten çıkıyor eve ulaştığının 15. dakikası beni görüntülü arıyordu. Saatlerce konuşuyorduk ama kendi telefonundan değil. Kardeşinden. Şunu düşünüyordum; evet galiba çocuğu sevmiyor ama yanında olduğunu ve değer verdiğini hissettirdi ve onu sevmese de saygı duyduğu için bir anda hayatından çıkartamaz. Benimle tekrar bir yola girmesi de şu an için kolay değil,; mesafeler, bitmişlikler ve zorluklar var. Bu sürede ona çok değer verdiğim için bu yaşadığı durumda bile yanında olmaya çalıştım. Telefonla konuşurken diğer çocuktan mesaj geldiğinde göz ucuyla bile bakmıyor, telefonu bırakıveriyordu ve benimle konuşmaya devam ediyordu. O süre zarfında annesi bile bizi destekliyor ve bunun için savaş veriyordu. Neyse işin nihayetinde ben 2 haftanın sonunda bu durumun çok uzadığını ve onun hiçbir şey yapmadığını gördüğümde. “Seni her ne kadar sevsem de kendime saygı duymak zorundayım, senin gözünde bir seçenekmişim hissini yaşamak daha ağır geldi” deyip konuşmayı sonlandırmak istedim ve dünden razıymış gibi kabul edip bir anda gitti. Sonrasında benim için hiç kolay olmadı. Bir süredir hayatımda bazı şeyler yolunda gitmiyor ve düşündürüyorken bu durumu da yaşayınca günün 24 saati her boşlukta kendimle alay edilmiş duygusuyla baş başa kalıyordum. Geldi ilgisini aldı belki de pişman oldu döndü ve gitti. Olan yine bana oldu bu defa daha ağır gerçeklerin enkazı altında ezilir oldum. Normalde her şeyi düşünen, en doğru yolu bulabilen bir bireyken bu durumdan çıkamaz oldum. Yaşadığım stresler bende panik ataklar yaratmaya başladı. Yıllarca aldatılmış olmam ve bir şekilde o ev arkadaşıyla denk gelmesem hiç öğrenemeyecek olmam gerçeği…. Bunun üzerine hiç unutulmamış ve hala seviliyormuşum gibi davranılması. Annesi ve ailesinin bizi tekrar bir etmek için çabalaması ve olmaması. Tüm bu durumların üzerine kendime ve vicdanıma yenik düşüyorum. O çocuğa yazıp her şeyi size anlattığım gibi anlatmak istiyorum. Önce kendi vicdanımı susturmak için sonra onun bu durumu sonsuza kadar saklayacağını bildiğim için. Ve ilk defa hiç tanımadığım birine böyle içimi açıyorum. Üstelik mailden… Aşırı anlamsız hissettiriyor. Ama yazdıklarınıza inanmak istedim ve bir yandan da içimi dökmek. Umarım size ulaşır ve yaşadığım durumla alakalı ufak da olsa görüşünüzü alabilirim. Teşekkürler
Yeşim Tijen’in cevabı
Merhaba sevgili okurlar, size de merhaba genç okurum;
Emeğine yanarmış insan,
Giden zaten hikaye.
Giden zaten hikaye demek gidenin beş para etmediğinin bilinmesi demek… Siz de gidenin hikaye olduğunun farkındasınız ama kandırılmış olmak sizi yıkan, hayata küstüren bir durum. Aklen, kalben karışmış olmanız çok normal ama düğümlerinizi yavaş yavaş çözecekseniz, biraz zamana ihtiyacınız var sadece. Severken de insan birden sevmiyor ki… Soğumak da öyle… Her şey bir süreç içinde gerçekleşiyor. Yazdıklarınızla gencecik bir adama çok üzüldüm, size geçmiş olsun demek istiyorum. Bu kız sizi zehirlemiş olsa da bir yılandan ucuz kurtulmuşsunuz. Gençsiniz, şu an size öyle gelmese de yaşam gençlere güzel günler vaat ediyor. O yüzden insan yıkılabilir ama kendini toparlayarak ayağa kalkmak zorundadır güzel yavrum. Siz güzel bir aşkı yaşadığınızı düşünüp, inanırken ilişkinizin bir yalandan ibaret olduğunu öğrenmiş, yıkılmışsınız. Maalesef kültür yozlaşması yani toplumun öz değerlerine sahip çıkmaması nedeniyle insani değerlerini kaybetmiş insanlar git gide çoğalıyor. Yaşadıklarınız bu kültürel ve ahlaki yozlaşma sebebiyledir. Sevgiliniz sizinle beraberken sizi kandırmışsa, yalanlara maruz kaldıysanız bu sizin değil onun karaktersizliğinden, utanmayı bilmemesinden, kendini bulunmaz biri sanmasından kaynaklıdır. Utanmayı, ayıbı bilmeyen insanlar böyle yanlışlar içinde yaşarlar. Bu kız bir gün eş ve anne olacak bakın bu kadının eşi olabilirdiniz. Allah sizin yüzünüze bakmış. Bu kız sizinle beraberken güzel rol yapmış, siz de o zaman çok çok gençmişsiniz, “gerçek bir ilişki yaşıyorum o da beni seviyor” sanmışsınız. Gözü kara sevmeler olabiliyor ya güzel oynuyor ya siz kaybetmek korkusuyla fazla sorgulamaktan kaçabiliyorsunuz yoksa kimse tamamen güzel oynayamıyor buna dikkatinizi çekmek isterim. Aradan yıllar geçmiş tekrar bir araya gelmişsiniz, yıllar bu kıza hiçbir şey katmamış. Hala size oynamaya devam edebilmiş. Sizinle tekrar yakınlaşmış, seviyormuş gibi davranmış diğer taraftan da öbür genç adamı idare ediyor. Eskiden bir dizi vardı: Yalan rüzgarı… Aynı onun gibi… Siz hemen bu kıza tav olmuşsunuz. Gerçekleri öğrenme isteğinizi anlayabiliyorum ama öğrendikten sonra beraber uyumalar vs. bunlar olmamalıydı. Hemen o kızdan uzaklaşmalıydınız. Siz bu davranışlarınızla bu kıza “beni aldatmış olsan da değerlisin” demiş oldunuz. Sizce bu kız değerli birimi? Niye gerçekten bu kızla ilgili düşüncenizi ona söylemediniz. İçinizdekileri söyleyerek oradan ayrılsaydınız daha huzurlu ve rahatlamış olurdunuz. Bu kızı hayatınızda ve aklınızda artık hak ettiği yere koyun. Kimi insanlar belirsizlikten, riyadan besleniyor; netlik korkutuyor çünkü net olmak bir cevap vermeyi ve sorumluluk almayı gerektiriyor. Bugünden sonra bu kızla hiçbir şekilde görüşmemelisiniz. Ailesinin sizi kızlarının hayatında istemesi kızlarını yanlış yaşam tazından kurtarmak içindir. Sakın ailenin tutumunu yanlış yorumlamayın tamamen kendi menfaatleri doğrultusunda hareket ediyorlardır, en doğru aday sizi görüyorlardır. Diğer gence bu kızın gerçeklerini söyleme isteğinize gelirsem… O genç adama söyleyerek içinizi soğutmak bu ilişkinin üzerinizdeki ağırlıktan kurtulmak belki onu da kurtarmak istiyorsunuz ama bu gence söyleyerek rahatlayamazsınız. Siz iyileştikçe bu kızın sizde bıraktığı kötü izler sizden silinecek. Önce bunu bilin sonra istiyorsanız söyleyebilirsiniz. Bakalım o inanacak mı ona da güzel oynamış mı? Gerisi onun kendi bileceği bir durum. Bu yaşadıklarınız sonrasında panik atak olmanız panik atağın tarzı. Panik atak zaten insanın en zayıf anında ortaya çıkar. Bu rahatsızlıkla ilgili size gerçekten iyi gelecek açıklamalarımın olduğu yazılarım var; okuyun, iyileşeceksiniz. Kendi hayatınıza, geleceğinize, hayallerinize odaklanın sevgili okurum. İçinizi ferah tutun. Kim ne yapmışsa size yapmış oldukları aslında kendine yaptığı kötülüklerdir, kendisi kirlenmiştir. Düşünsenize bu yaptıklarının yüküyle yaşıyor… Siz hala tertemizsiniz. Böyle insanların olduğunu tecrübe ettiniz, daha dikkatli adımlar atacaksınız. İyileşmeniz yaşadığınızın gerçeklerini görmenizden geçer. Kendinize güvenmeye, inanmaya devam edin. Bu yaşadıklarınız size kendinizi değersiz hissettirmesin aksine çok değerli biri olduğunuzu görün, daha çok dışarı çıkın. Sizi mutlu eden aktivitelerde bulunun, aklınıza bu yaşadıklarınız gelince hemen başka bir düşünceye geçin. İçinizde kopan fırtınaları dindirmek sizin kendinize geleceğinize inanmanızda. Kendinize ve güzel günler göreceğinize lütfen inanın sevgili okurum…
Sevgili kendim...
Saçındaki akları da,
Kalbindeki kırıkları da sev!
İnsan olmanın işaretleri onlar.
Ama bunlara sebep olanları
Asla unutma.
Güzel günler diliyorum genç okuruma…
Sevgiler sevgili okurlarım…
Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres:yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR