Boşandıktan sonra nereye gideyim?

Merhaba Yeşim Hanım, çok kararsız kaldığım bir konu var. Benimle bu konu ile ilgili fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. 17 yıldır evli olduğum eşimden boşanma kararı aldım. Evliliğimizin son on yılı Almanya'da geçti. Boşandıktan sonra İstanbul 'da, aileme yakın mı ikamet edeyim, yoksa Almanya'da mı kalayım bir türlü karar veremiyorum. Boșanacak olduğum eşim burada kalacak. Çocukları ondan koparmak istemiyorum. Çocuklara sevgisini pek gösteremese de sorumluluklarını yerine getiren bir baba. Diğer taraftan burada ne ailem ne de arkadaşım var. İyice tek başına kalacak olmak beni korkutuyor. Zaten Almanya'ya da eşim istediği icin taşınmıştık. Yalnız hissediyorum kendimi burada. Çocuklar ilkokul çağında. Ben çalışırken yeri gelecek başkası okuldan almak durumunda olacak. İstanbul'da annem ve babam bana destek olur en azından. Buradaki iş yerimden cok memnunum, hiç ayrılmak istemiyorum. Maaşım ortalamanın altında ama yeter diye tahmin ediyorum. İstanbul'da iș bulabilir miyim, bulsam da bu kadar mutlu olur muyum, geçinmek için yeterli olur mu bilemiyorum. Bilişim sektöründe çalışıyorum. Ama 14 yıl aradan sonra çalışmaya başladım. İş tecrübem yaşıma göre çok az yani. Süresiz oturumum var ve yakın zamanda vatandaşlık almayı umuyorum. İstanbul'a tașınırsam bu süreç nasıl etkilenecek hiç bilmiyorum. Almanya'daki imkanlar evet çok ama İstanbul'un ağırlıklı katsayısı çok yüksek benim için. Ne var ki bencillik edip çocuklarımın geleceklerini yakmaktan da korkuyorum. Çocuklar İstanbul'da daha mutlu. Ailem ve dostlarım hep orda olduğu için. Boşandıktan sonra babaları burada olacağı için ibre ne yönde değişir bilemiyorum. Her türlü fikri dinlemeye hazırım. Hatta tecrübesi olanlar da yorum yazarsa çok sevinirim. Gözardı ettiğim bir konu olabilir. Şimdiden teşekkürler Yeşim Hanım.


Yeşim Tijen’in cevabı

Merhaba sevgili okurlar, size de merhaba sevgili okurum; “Testinin dışına sızan içinde olandır” demiş Mevlana. Öyle ya yediğimiz, içtiğimiz; tenimizden, yaşadıklarımızda ne kadar saklamaya çalışsak da yüzümüzden, ruhumuzdan dışarı sızabiliyor. Sizin baba sevgisinden uzakta büyütmeyi düşündüğünüz çocuklarınızdan dışarı burukluk, eksiklik sızacaktır. Anne ne kadar iyi bir anne olmaya çalışırsa çalışsın hiç bir anne babanın eksikliğini dolduramaz. Baba çok önemli bir figür. Anneanne, dede, teyzeler mutlaka çok değerliler ama bir babanın yerini anne bile dolduramazken onlar doldurabilirler mi? Kısacası anne babanın muadili olmaz sevgili okurum. Ailenizle yaşamak çocuklarınıza ilk zamanlar hoş gelse de sonradan sonra boş gelecektir. Arkadaşları babalarından bahsederken, babalarıyla gezerken onlara özenerek, imrenerek bakacaklardır. O küçük kalplerin sızısını düşünebiliyor musunuz? Siz bu paylaşımları çocuklarınızın elinden almış olacaksınız. Çocukların en çok büyürken anne babasına ihtiyaçları olur, büyüdükten sonra zaten kendi kendilerine yaşamda var olabilmeyi öğrenecek, sizlerin eksikliğini çocukluktaki kadar hissetmeyeceklerdir. Sizin Türkiye özleminizi anlıyorum, gurbettesiniz ne kadar iyi bir yaşamınız olursa olsun bir başka ülkenin ikinci sınıf vatandaşısınız. İnsan yabancı bir ülkede kendi ülkesindeki kadar kendini güvende hissedemez. Ülkemiz doğasıyla, havasıyla, suyuyla hala çok güzel ama insanıyla demiyorum bakın dikkatinizi çekerim. Bu özlemleriniz anlaşılabilir ama konu çocuklarınızsa özlemler bastırılabilir, hasretlerinizi yutkunursunuz. Çocuklarınızın yarınlarını özlemleriniz için heba etmemelisiniz. Türkiye sizin tatillerinizi geçirdiğiniz, bir süre kalıp hoşça vakit geçirdiğiniz vatanınız ama bu sürece ailenizin yanı sıra kazanmış olduğunuz euronun katkısı olduğunu unutmamalısınız. Ülkemizde eğitim hayatı ayrı bir mesele… Yurt dışında eğitim ücretsiz, herkes aynı eğitimi alabiliyor ama bizim ülkemizde eğitim ayrıcalığı yaşanmakta. Ülkemizde çocuklarınızın iyi bir eğitim almasını istiyorsanız ya özel okula göndereceksiniz -Onlar da kalite kalite… Ne kadar çok para öderseniz o kadar iyi eğitim alma imkânları olur- ya da iyi bir muhitte oturacak orada çocuğunuzu normal bir devlet okuluna göndereceksiniz ve iyi bir bağış yapmak zorunda kalacaksınız. Şansınızda yaver giderse iyi öğretmenlere rast gelir, iyi çocuklarla arkadaşlık kurabilir. Tabii bunlar çocuğunuza da anne olarak size de yetmez. Özel ders takviyeleri, sosyal beceriler için de ekstra bir ücret ödemeniz gerekebilir. Çocuklarınızı ne kadar donatmak istiyorsanız o kadar ekstra ödeme yapmanız gerekecek. Buna da yetişmekte birçok anne baba gibi siz de zorlanacaksınız. Türkiye’de yaşamanın diğer zorluğu eğer aileniz size oturmanız için bir ev vermiyorsa kira sorununuz olacak. Kiralar hiç ucuz değil. İyi bir semtte oturmak isterseniz oldukça yüksek bir kira ödemeniz gerekecek, apartman aidatları ayrı külfet. Doğalgazı korka korka yakacaksınız, elektrik faturası sizleri çarpmasın diye çocuklara çıktığınız odanın “Işığını kapatın açık bırakmayın” diye diye kat kat tembih edip küçücük yaşlarından ekonomi yapmayı öğreteceksiniz. Aslında ülkemizde çocuklar birçok konuda uzman olarak büyüyor dersem abartmış olmam. Ekonomi, hukuk, siyasi… Buradan bakarsak bu ihtisaslarına aileler hiçbir para ödemiyorlar. Kısaca iki çocukla ülkemde ailemin yanında ya da yakınında rahat rahat yaşayayım dediğinizde hem kendinizi hem çocuklarınızı zora sokacağınızı anlatmaya çalıştım. Maksadım güzel ülkemizi size kötülemek asla değil ama böyle de gerçekleri olduğunu bilmelisiniz. Okurlar da kendi düşüncelerini yoruma muhakkak yazacaklardır. Ülkemiz evet çok güzel ama yaşam geliri yüksek kişiler için yaşam kolay ve güzel; diğer birçok insan için yaşanması zor bir ülke oldu. Siz vatandaşlık alma durumunuz olduğunu da belirtmişsiniz bu süreci yakmak sizce akıllıca mı? Ülkemizde birçok evli çift sırf çocukları güçlü bir ülkenin imkânlarını alabilsin diyerek bebeklerini yurt dışında doğuruyor, vatandaşı olsun diye… Almanya güçlü bir devlet ve gücünü vatandaşlarıyla paylaşan bir devlet. Kendi özlemleriniz için bu güçlü devletin sizlere sunacağı imkânları siz de geri tepmemelisiniz, çocuklarınızın düzenini bozmamalısınız, babalarından uzakta yaşamamalılar. Onlar babalarıyla vakit geçirebilmeli, “baba” sözcüğünü doya doya söyleyebilmeliler, telefonla ya da senede birkaç defa görüşmeyle eski eşiniz çocuklarınıza ne kadar babalık yapacak? Zaten ayrısınız, bu ülkeden ayrılışınızla çocuklarınızla babalarının arasındaki bağı minimuma indireceğinizi öngörebilmelisiniz. Sonra da bir kadın eşinizin hayatına girer hepten çocuklarından uzaklaştırır. Zaten gözden uzak olan çocuklar gönülden de uzak olur. Bunları düşünün sevgili okurum. Tabii bunlar benim samimiyetle ifade ettiğim düşüncelerim karar sizin. Çocuklar ve gelecek sizin. En doğru kararı verebilmeniz dileğiyle…


Sevgiler sevgili okurlarıma…


Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres:yesimilehayatbilgisi@gmail.com



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.