Doğal annenin hastalıkla imtihanı…
Sizin de çocuğunuz hasta olduğunda bütün kötü senaryolar geçiyor mu aklınızdan birer birer?
Verdiğiniz kararları sürekli sorgulayıp, ne yapsanız yanlış yapıyormuşsunuz gibi hissediyor musunuz?
Uzay hastalandı. 5 gün boyunca ateş ve karın ağrısı. Ben ateşten korkmam aslında... Birçok güvenilir kaynaktan dinledim ateşin vücudun savunma mekanizması olduğunu; bir enfeksiyonla, mikropla ya da benzeri bir durumla savaşmak için çekilmiş kalkan olduğunu...
Ateş düşsün diye bir çaba harcamam bu yüzden; ateş düşürücü ilaç kullanmam. 39.5 dereceye kadar ılık duş haricinde hiçbir şey yapmam...
Ötesini de görmedik neyse ki...
Lakin bu sefer ateşe eşlik eden karın ağrısı beni fena halde korkuttu. Aklıma gelen ihtimallerin bazıları; gıda zehirlenmesi, bağırsak düğümlenmesi, apandisit, dizanteri...
3. günün sonunda doktora gittiğimizde çok acil bir şey olmadığını söyledi. Neyle ilgili olduğunu net bir şekilde anlayamadı ve bizi bir mide ilacıyla gönderdi...
Lafım meclisten dışarı; Batı tıbbının sağlıkla ilgili yaklaşımını pek sempatik bulmuyorum. 18 sene önce annemi kaybetmemizde bir doktorun yanlış teşhis koymasının rolü büyüktü. Bu bilgi, bilincimin derinliklerinde zaman zaman yanıp sönüyor kendini unutturmamak için.
Endüstriyel ilaçlar hakkında da genel bir sevgisizliğim var. Bir tarafı düzeltirken diğer yandan bozdukları fikri hoşuma gitmiyor. Özellikle küçük çocuklarda çok fazla ilaç kullanımının onların uzun vadeli sağlığıyla ilgili olumsuz etkilerinin günlük olumlu etkilerinden daha çok olduğuyla ilgili kaygılarım var.
Gel gör ki bizim oğlan hastalandığında tüm bu ilaç karşıtı, uzun soluklu sağlığa dair düşünceler beni boğuyor; kolaya kaçmamak, 4 saatte bir ateş düşürücü vermemek için kendimle savaşıyorum...
Şimdiye kadar başarılı oldum. Lakin söz konusu çocuk olduğunda büyük konuşmamak lazım. Bir de eski dostumuz memeye özellikle bu hastalıklar sırasında özlem duyduğum gerçeği var. Anne sütü içindeki bağışıklık güçlendirici, hastalıkları kolaylaştırıcı o eşsiz birleşime güvendiğim kadar başka hiçbir insan yapımı takviyeye güvenmiyorum.
Neyse. Bugün 6. gün. Uzay’ın ateşi sonunda düştü. Karnından gurul gurul sesler geliyor ama ağrıdığını söylemiyor. Yorgun ve huysuz. Hiç durmadan kucakta taşınmak istiyor. Olsun. Hani bir laf var ya: “Allah insana eşeğini önce kaybettirir, sonra buldururmuş”; bıraktım huysuz olsun bugün.
Huysuzluk için de bir enerji gerekiyor. Oysa dün bütün gün yattı. Oynamak, gülmek istemedi. Evin içinde alıştığınız koşuşturmaca, bıcırdamaların eksik olması çok kötü bir his.
Şimdi daha dikkatli bir beslenme; biraz pışpış ve bolca uykuyla siz bu yazıyı okurken daha da iyiye gideceğini umuyorum... Çocukları çeşitli hastalıklarla boğuşan tüm anne babalara sabır ve güç diliyorum...
Ateşle ilgili birkaç bilgi:
AVIVA Jill Romm, Amerikalı bir doktor, herbalist, doğal sağlık uzmanı. Bebekler ve
çocuklar için doğal sağlık reçetelerini derlediği kitabında ateşle ilgili pratik bilgiler veriyor.
Bazıları şöyle:
- Ateşli çocuk bol sıvı almalıdır. (Su, bitki çayları, taze meyve suları...)
- Meyve, buharda pişirilmiş sebze ve çorbalar ateşli çocuk için ideal besinlerdir.
- Ateş sırasında dondurma gibi soğuk besinlerden ve süt ürünlerinden uzak durmakta fayda var.
- Sarımsak, enfeksiyonlara karşı birebirdir. 4 yaşından büyük çocuklar ezilmiş sarımsağı yutabilir. Daha küçüklere ise sarmısaklı limonata verilebilir.
Sarımsaklı limonata tarifi:
2 diş sarımsağı orta boy bir kavanoza koyun, üzerini kayna yan suyla doldurun. 30 dakika bekle dik ten sonra sarımsağı süzerek ayırın ve içi ne bir limonun suyunu sıkın. Balla tatlandırın. (Ilık şekil de istediği kadar içebilir.)
YORUMLAR