Çikolata ve şeker gibi bir bayram!
Normalde bizim evde şeker, çikolata cinsi gıdalar yalnızca Uzay’dan gizli (o uyuduğunda) benim tarafımdan tüketilir.
Oğluma paketli, şekerli, tuzlu gıdalar yedirmemekle ilgili ciddi bir inadım var. Market sepetime attığım her şeyin etiketini okumaya ve içinde ‘gerçek yemekten’ başka şeyler barındıran ürünleri almamaya çalışırım. Lakin takvimler bayramları gösterdiğinde bütün bu çabalarım beyhude olacak; bunun da bilincindeyim. Bayram demek özellikle çocuklar için ikram edilen sonsuz çikolatalar, şekerler, mendiller ve cep harçlıkları demek. Mendil ve cep harçlığına bir diyeceğim yok lakin şeker, çikolata kısmına en azından dikkat edebiliriz. Ramazan Bayramı ülkemizde şekerli gıdaların en çok üretildiği ve satıldığı zaman dilimi. Bu gıdaların yanlış üretimi, maliyetten düşürmek için sağlıksız koşullarda, içine katkı maddeleri konması hepimizin sağlığını tehdit ediyor.
Gıda Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Başkanı Sedat Kuru’nun doğru şeker ve çikolataya dair uyarılarına yer veriyorum bugün.
Şekerler uygun sıcaklıklarda üretilmeyen tüm şekerleme ürünlerinde ortaya çıkan kanserojen maddeler en önemli risklerden biridir.
Özellikle Ramazan Bayramı’nda üreticilerin yoğun çalışma temposu nedeniyle çoğu zaman sıcaklık limitlerine uymadıkları görülmektedir. Bu nedenle tüketiciler yanık tat aldıkları veya aşırı derecede esmerleşmiş şekerlemelerden ve tatlılardan uzak durmalıdır. Şekerleme alımı yapılırken bazı hususlara önemle dikkat edilmesi gerekir.
Özellikle açıkta satılan şekerlerden, ambalajı yırtılmış, mat görünümlü, nahoş kokulu ve yapışkan özellik gösteren ve son kullanım tarihi geçmiş olan şekerlerden mutlaka uzak durulması gerekir.
Çikolatalar piyasada bulunan her çikolata ürünü gerçek veya tam çikolata değil.
Gerçek çikolata kakao yağı, kakao kitlesi ve şekerden oluşur. Kakao kitlesinin oranı arttıkça çikolata sertleşir ve acı bir tat alır. Kakao yağı yerine bitkisel veya hayvansal kökenli yağlar kullanılarak üretilen ürünlere ise kokolin adı verilir. Piyasada özellikle dökme çikolata olarak satılan ürünlerin bir kısmı kokolindir. Maliyeti azaltmak için kakao yerine soya tozu, keçiboynuzu tozu, leblebi tozu, kavrulmuş bakliyat tozu, fındık zarı kullanılması bu alandaki hileler olarak karşımıza çıkıyor. Yine çikolatanın şeker oranı ile oynanabiliyor, bayatlamış ürünler eritilerek yeniden işlenebiliyor, kakao yağı yerine rafine edilmiş atık mutfak yağları veya margarin kullanılabiliyor. Kaliteli çikolatanın ağızda eridiğini ve tortu bırakmadığını unutmamalıyız. Çünkü kakao yağı, insan vücudu sıcaklığında erime özelliğine sahiptir.
Eğer çikolata ağızda erimiyor veya partikül bırakıyorsa kakao yağı dışında bir yağ kullanıldığı veya içerisine farklı bir hammadde karıştırıldığı anlamına gelir. ürünün paket üzerindeki bilgilerinin okuyun.
Burada dikkat edilmesi gereken, çikolatanın üretim tarihi ve bunun yanında, çikolatanın içeriğidir. Çikolata üzerinde parmak izi, yabancı madde kalıntısı, küf bulunmamalı. Uygun muhafaza şartlarında 24 saat bekletildiğinde kırılabilir vasıfta olmalı. Çikolata, tipine has tat ve kokuda olmalı, yağdan kaynaklanan sabunumsu, acımsı, yabancı tat ve koku, yabancı madde bulunmamalı. Kakao yağı dışında bitkisel yağ içeren çikolata mamullerinde bu durum, etiket üzerinde belirtilmeli. İçinde çikolata bulunan ambalajlar, rutubetsiz, 16 - 20 derecenin altında ve güneşsiz yerlerde muhafaza edilmeli, çikolatalar doğrudan güneş ışığından korunmuş raflarda satışa sunulmalıdır.
YORUMLAR