Kadınların ve onları merak edenlerin okuması gereken kitaplar

"Kimi zaman bir sözcük, bir cümle, bir şiir ya da hikaye o kadar derinlikli ve berrak, o kadar yerli yerindedir ki, en azından bir an için gerçekte özümüzün ne olduğunu ve gerçek evimizin neresi olduğunu anımsamamızı sağlar." Kitaplar işte bu işe yararlar.


8.Mart vesilesiyle sayfamı kadınların kadınlar hakkında yazdıkları kitaplara ayırmak istedim... Çünkü genellikle kitaplar yaşamdan çok daha ilginç, dolu, hakikiler...


Kurtlarla Koşan Kadınlar


Aynada gördüğün insan nasıl biri? Yorgun mu, kırılgan mı, sürekli kızgın mı, utangaç mı, aşırı koruyucu mu, kişiliğine uygun adımlar atabiliyor mu? Sezgilerinin sesinden; sana daha çok küçüklüğünde öğretilen nezaket kalkanının altında gerçek tutkularından uzaklaştın mı? Kararlarını neye göre veriyorsun; yaşadığın hayattan memnun musun yoksa her şey biraz yavan mı geliyor artık? Kültürün, toplumun sana dikte ettiğinin ötesinde içinde derinlerde bir yerde vahşi bir kadın sana atalarından geçen bilgileri fısıldıyor duyuyor musun? İçgüdüsel doğanın farkında mısın?


Clarissa Pinkola Estes “Kurtlarla Koşan Kadınlar” da bu soruları soruyor ve daha başkalarını... Peri masalları anlatıyor hepimizin bir yerlerden duyduğu ve onları çözümlüyor bambaşka bir pencereden bakarak. Onun baktığı yer “vahşi kadının” penceresi. Vahşi kadın adındaki yabancılığın tersine uzaklarda biri değil... Her insanın içindeki bilgeliğin, özün sesi o; kendimizi dairelerimize kapatmadan, eşyayı koruyup kollamayla bu kadar enerji kaybetmeden, kendi doğamızdan bu kadar uzaklaşmadan önce başrolde olandan bahsediyor. Bizim kültürümüzde ‘Bir ben var içimde benden içeri’ sözünden bildiğimiz farklı bölgelerde ise “bilen” , “ormanın kızı”, “kemik kadın” diye adlandırılandan...


Her hikayede biraz daha derine doğru kazıyor ruhun toprağını, her hikayede üstü örtülü bir gerçeği daha vuruyor okuyanın yüzüne... Kaçacak, saklanacak yer bırakmıyor ama korkunç bir cadı gibi değil; olgunlaşmanı isteyen bir anne gibi yapıyor bunu... Bizi içimizdeki benle tanıştırırken bir yandan da hayatın en temel kuralını hatırlatıyor Estes, Hayat/Ölüm/Yeniden Doğum döngüsünü: Ölmeye izin vermeyenin yaşayamayacağını.


Estes bir şair, Jungcu bir psikanalist ve bir ‘cantadora’ (öykü toplayıp saklayan kişi). Kurtlarla Koşan Kadınlar yazması 20 yıl sürmüş bir çalışma... “Kadınlar ne ister?” diye merak eden erkeklerin ya da “Hayat neşeme oldu?” diye soran kadınların mutlaka okuması gereken bir ‘Ağır Kitap’..

“Tek bir insanda, hepsi kendi değer amaç ve araçlarına sahip bir sürü başka varlık mevcuttur...

Bizim işimiz kadınların doğal güzelliklerini bozmak değil,

içlerindeki sanatçılar yaratabilsin,

sevgililer sevsin,

şifacılar şifa versin diye,

bütün varlıklar için vahşi bir kırsal alan inşaa etmektir” diyor Estes...


ve sonra başka bir sayfada ekliyor:


"Kadınlar arasındaki ilişkiler, ister kadınlar aynı nesli paylaşsın ya da psişik can yoldaşı olsun, ister analistle analize katılan, öğretmenle çırak ya da akraba ruhlar arasında olsun, en önemli türden akrabalık ilişkileridir."


Türkçe'deki ilk baskısını 2003 yılında yapan 500 küsür sayfalık bu kitap 2017 yılında 26. baskısıyla raflarda yerini aldı. Modern kadının baş ucu rehberi desek yalan olmaz.


Kurtlarla Koşan Kadınlar - Clarissa P. Estes - Ayrıntı Yayınları


Deli Kadın Hikayeleri





Mine Söğüt'ün yazdığı "Deli Kadın Hikayeleri" rahatsız eden, acıtan, yerinde ratah oturmanı engelleyen, iz bırakan hikayeler. Okuyucuya hiç acıması yok o da onu gerçek bir hikayeci yapıyor bana kalırsa. İki hikayenin arasında bi durup soluklanmak, bi yüzünüzü yıkamak istiyorsunuz. "Aman efendim, hoş geldiniz, gözlerimiz yollarda kaldı, buyurun şu ponponlu terlikleri giyin" tadında minnoş bir edası yok bu kitabın.





Daha çok şunun gibi: Her gün görüp de selam vermeye çekindiğiniz yaşlı komşu kadın tarafından eve çaya davet edildiniz. Kapıyı çaldığınızda karışınıza jartiyerle çıktı, ağzında da bir kasap bıçağı olduğunu gördünüz diyelim, bıçaktan kan damlıyor ve kadın size çayınızı sütlü mü yoksa sütsüz mü içeceğinizi soruyor diyelim…. Buna benziyor biraz bu kitap… Bahadır Baruter'in çizimleri hem kapakta hem ara sayfalarda gözle görülür kılıyor delirme ihtimallerini.



Siz kendinizi çok makul, çok akıllı, çok uslu sanıyorsunuz ya… Şu kitabı bir okuyun, sonra konuşalım, hem belki bileklerimizi keseriz beraber.


Deli Kadın Hikayeleri - Mine Söğüt - Yapı Kredi



Kadınlar Ülkesi




1915’de yayınlanan bu feminist ütopya sadece kadınların yaşadığı bir ülkeye düşen üç erkek ziyaretçinin gözlemlerini anlatır. Kadının kadını kemirdiğine dair genel görüşün tam aksine Charlotte Perkins Gilman’ın 'Kadınlar Ülkesi’nde, kadınların kendi kendilerine, erkekler olmadan gayet medeni, rahat ve huzur içinde yaşadıkları bir dünyadır. Bu olmayan ülkedeki en baskın hissiyat ‘analık’tır…


Toplum, sadece çocukların daha iyi bir geleceği olsun diye varlığını sürdürür. Hiç erkek olmayan bu dünyada üreme işini kadınlar kendi kendilerine halledebilir hale gelmişler ve cinsel güdülerini tamamen kaybetmişlerdir. Annelik ve kız kardeşlik temelleri üzerine kurulmuş, dolandırıcı politikacıları, çevreyi kirleten fabrikaları, nükleer bombaları, kıskançlık krizleri, sahiplenme gibi kavramların olmadığı sevgi, gelişme ve paylaşım ile süren bir hayatın hayalidir.


'Ev’ kavramını yok etmiş olması gözden kaçırılmayacak bir noktadır. Kitabın kahramanlarından Ellador ülkelerine gelmiş olan erkek ziyaretçiye şöyle bir cümle kurar: “Bir erkeğin evini sevmesi için bütün gün burada oturmasına gerek yoksa, kadının oturmasına ne gerek var?” ‘Kadınlar Ülkesi’ bütün ülkeyi ev olarak benimseyen anne ve çocuklar topluluğunun yaşam alanıdır.


“Erkek özelliği dediğimiz cesaret, güçlülük, yaratıcılık, cömertlik ve dürüstlük gibi özellikler aslında bütün insanlara özgü özelliklerdir. Bu gerçek kadınlardan esirgenmiş, böylece kadınlar bunların sadece erkeklere özgü olduğuna inandırılmışlardır. Bir kadının ‘namuslu’ olması için gereken tek şey bekârettir, diye inandırılmışlardır. Kadınlar gelişmemiş erkek değildir, insanlığın yarısını oluşturan kadınlar gelişmesi engellenmiş insanlardır” demiştir Gilman.


Bugün bir de ona selam edelim.


Kadınlar Ülkesi (Herland) - Charlotte Perkins Gilman - Otonom Yayınları



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.