Masal ile içe yolculuk
Masal, bizi özümüze bağlar. Desem büyük bir laf mı etmiş olurum?
Çocuk, büyük, kadın, erkek, zengin, fakir, inatçı, uyumlu, huysuz, mutlu... Siz sayın isterseniz insana dair sıralanabilecek sıfatları... Masal dinlemeyi sevmeyeni var mıdır? Bence yok.
Giderek daha dijital, daha hızlı, daha sanal ve suni olan dünyada bir yandan da masal gibi analog bir sözlü geleneğin yükselişte olduğunu görmek umut ile dolduruyor kalbimi. Zıtlıkların eş zamanlı gelişimi günlük hayatı bir çeşit Star Wars hikayesine dönüştürüyor. Hepimiz Darth Vader'ız hepimiz Yoda'yız aynı anda. Karanlık yükselirken, ışık da bir şekilde artıyor. Bence masal o ışık kaynaklarından biri.
Nazlı Çevik Azazi masalın Türkiye'de tekrar yayılmasını sağlayan kıymetli kadınlardan biri. Üniversite eğitimini Veterinerlik üzerine yapıp daha sonra Tiyatro Pedagojisine doğru keskin bir dönüş yapan, ardından da Sanatsal Hikaye Anlatıcılığı üzerine uzmanlaşan, uluslararası ödüller almış bir masal anlatıcısı...
Şimdi bir de kitabı var...
Diyor ki:
"Bir kedi dünyaya geldiğinde, nasıl kedi olacağını çok iyi bilir. Aynı şekilde bir ayı, kaplan, kurbağa, çınar ağacı ve papatya da olması gereken varlıklar olmayı çok iyi bilir. İnsan yavrusu dünyaya geldiğinde nasıl insan olabileceğini bilmez. Bunu ancak insandan öğrenebilir."
Renkli kuşlarını tek tek yolarak kendine rengarenk bir yuva yapan ama uçacak tüyü kalmayan kuşun masalını anlatarak başlıyor kitap. İşte, biz, şu zamandaki insan halimizle, kendimizi yolup yolup plazalara, residencelere, sitelere kapamış, ruhsallığımızla, döngülerimizle bağlantımızı kesmiş onlara kulak tıkamış halimizle halimizle o kuşa benziyoruz...
Şöyle diyor Nazlı:
"Masal bize aslımıza kavuşturan efsunlu sözdür. Masal dinledikçe renkli kanatlarımıza yeniden kavuşuruz.Bize birlikteliğin gücünü hatırlatır, mana yolumuzu açar... Masal, ruhun habercisidir ve bizi kaybolan hayallerimize bağlar..."
Masal, manadan uzaklaşıp maddeye düşmüş hayatlarımız için bir panzehir, kanatlarımızdaki tüyleri geri almanın, yeniden ruh sesiyle konuşmanın bir yolu... bilinçdışının lisanı, sembolik aleme geri dönmenin haritası masal...
Böyle deyince biraz Clarissa P. Estes'ten bahsetmek geliyor içimden. Geçen sene Ekim ayında Colorado'da bir dağın başında birlikte çalışma imkanı bulduğum, çağımızın en şahane rehberlerinden biri bana kalırsa. Clarissa onlarca ülkede, milyonlarca kadın tarafından okunan Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabının yazarı, Jungcu bir psikanalist ve eski masalların toplayıcısı.
Clarissa'nın zamanımıza katkısı, birçoğunu çok iyi bildiğimiz peri masallarını ruhun derinliklerini görmeyi sağlayan bir harita olarak kullanmayı öğretmesi. Kitabında yaptığı şey de tam olarak bu. Madem ki masal bilinçdışının dilini konuşuyor ve bilinçdışımız bilinçli hayatımızı bir hayli etkiliyo o zaman biz de onun içsel haritasını çıkarırız, diyor Clarissa ve Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabında, kadınlar birlikte oyturup üzerine konuşsunlar, cesaretlensinler, güçlü ve güzel yönlerini keşfetsinler diye sayfalarca masalı tekrar önümüze koyuyor.
Nazlı'da kitabın önsözünde, Clarissa'nın eseriyle karşılaşmasını, onun kelimelerini okumanın hayatında ne kadar belirleyici bir yere sahip olduğunu, ifade ediyor. Öyle ki, Nazlı'nın hayatını masalların etrafına örmeye başlaması Kurtlarla Koşan Kadınlar'ı okumakla başlıyor...
Nazlı'nın Masal kitabı, içinde şahane masallar barındırmanın yanı sıra, masalı besleyen farklı kaynakları da önümüze seriyor. Yaptığı işe bir hayli kafa yormuş, her açıdan kendini donatmış bir kadının hakikat arayışını da veriyor kitap; konular hakkında derinleşmek isteyenler birçok kaynak önerisi de sunuyor. Sayfaların arasıne serpiştirilmiş çizimler ve tanıdık isimlerin konularla ilgili sözleriyle zenginleşen kitap içinizi ferahlatan, kıpırdatan, genişleten bir okuma deneyimi sunuyor. Nazlı, masal kavramının, masalların, masalcılığın hakkını incelik, derinlik ve zerafetle vermiş. Eline sağlık Nazlı
YORUMLAR