Okulların kazandıramadıkları…

Çocuklarınızı markalı okullara gönderip, "iyi" meslek edinmeleri ve para kazanmalarını sağlamaktan başka çareniz olmadığına inanıyorsunuz.


Buna inandırılıyorsunuz çünkü sistemi "iyi" eğitim almış sisteme köle olmaktan başka çaresi olmayan kişiler sürdürüyor.


Ayrışma, damgalama, notlandırma vb dayalı eğitim sistemi nedeniyle her yıl binlerce çocuk heba olmakta, yaşam sevinçlerini, kendine güvenlerini ve değer duygularını kaybetmektedirler. Hayatta ancak kendine güveni olan ve kendini değerli hisseden insan başarı elde edebilir.


Başarısız çocuk, başarısız insan diye bir şey yoktur. İnsanın yarattığı sistemle uyum sağlayamayan ve dışlandığı, kabul görmediği için, sevgisini ve değer duygusunu kaybetmiş insan vardır.


Günümüzde, okul ve ebeveynler çocukları kendi büyümelerinin sorumluluğunu üstlenmekten alıkoyarak, onları bir tür ruhsal intihara sürüklemektedir.


Çocuklar, okullardaki eğitim ve öğretimin sınırları içine hapsedilmiştir. Ve neredeyse, yaşları gereği “normal” olan oyun ve davranışlardan “korunması” gerektiğine inanılmaya başlanmıştır.


Karşılaştıkları çok az zorlukla, sadece ders çalışmalarının onları hayata hazırlayabileceği gibi yanlış bir inanışla, problem çözme becerilerini kazanamamaktadırlar. Risk almaktan korkan, kırılgan ve hassas bireyler haline gelmektedirler.


Çocuklar, ailelerin yapmak isteyip yapamadıklarını gerçekleştirmekle görevli birer varlık haline gelmiştir. Okullar da ebeveynlerin bu isteklerini karşılamak üzere kurulmuş kurumlar halini almıştır.


Okullar çocukları hayata hazırlayamamaktadır.


Çocuklar, okullar ve aileleri tarafından şişirilen egoları ile mezuniyetleri ardından, gerçek hayatla yüzleştiklerinde, pek çok hayal kırıklığı yaşamaktadır.


Temizlik işçisi olmak, asgari ücretle çalışmak, ayakkabı boyamak, simit satmak, saygınlığınızı yitirmenize sebep değildir.


Günümüzde okullar ve aileler, “okumazsan…….olursun” mantığı ile, insanları aşağılamayı ve ayrımcılığı öğretmektedirler.


Çocuklar, okullarda her koşulda itaate zorlanmaktadırlar. Bu onların doğruyu, yanlışı ayırt edememelerine, kendi düşüncelerini üretememelerine, prototip kişilikler haline gelmelerine neden olmaktadır.


Okullar tüm farklılıkları törpülemeye çalışmaktadır. Toplumun ve ailelerin istediği biçimde, istenilen şekliyle davranan, farklı düşünceye, farklı davranışa tahammül gösteremeyen kurumlar haline gelmiştir. Farklılıklara tahammül gösteremeyen anlayış, çocuklara saygıyı değil, kendisi gibi olmayana saygısızlığı öğretir.


Koskoca duvarların içine hapsedilmiş okullar, çocuklarımızın zihinlerinde duvarlar yaratmakta ve öğrenme arzularını tamamen yok edip, kendi zihinlerindeki duvarlara hapsolmalarını sağlamaktadır.


Okulları sorgulamalıyız.


Çocuklar öğrenme arzusu ile kendi öğrenmelerini gerçekleştirebilir ve bizler de onlara rehberlik edebiliriz.


Nasıl olacağını hep birlikte düşünmeye davet ediyorum.

Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.