Gülüyoruz işte, var mı diyeceğin!

Her seferinde "tamam" diyorum, "bu adamların ağzı torba değil, büzemiyoruz, akıllarına gelen -artık nereden de geliyorsa- her şeyi sıkılmadan beyan etmekte bir beis görmüyorlar. Takmayacağım kafama, görmezden geleceğim, dinlemeyeceğim onları."


Ne mümkün! Durduk yerde öyle bir laf sokuyor ki bu akıllı bıdıklar, görmezden gelemiyoruz.


Neyse ki bu sefer gayet iç açıcı bir şekilde öğrenebildim gündemi. Sosyal medyada bir sürü gülen kadın fotoğrafına rastlayarak, aman ne güzel! Gülüyoruz işte, var mı diyeceğin! diye bağırıyordu her biri neşeli neşeli.

***

Tanrıça Demeter, kızı Persephone’yi kaybettiğinde öylesine içi kararır, öylesine ümitsizliğe kapılır ki "ölün! ölün!" diye bağırır ve ekinler kararır, çiçekler solar... Onun bu karanlıktan biraz olsun kafasını kaldırabilmesini ise başka bir tanrıça olan Baubo sağlar. Gözleri göğüslerinde ve ağzı vulvasında olan komik tanrıça Baubo, kalçalarını eğlenceli bir biçimde sallayarak Demeter’in yanına gelir ve kulağına bir şeyler fısıldar. Sonra beraber öyle bir kahkaha patlatırlar ki, Demeter’in ümitsizliği hafifler, yeniden kızını aramaya devam edebilir.


Clarissa P. Estes, "Kurtlarla Koşan Kadınlar" kitabında Baubo’nun hikayesini anlatırken gülmenin kadının gizli silahlarından biri olduğundan bahseder. Şimdi çıkıp üzerine iki kelime dahi söylememe gerek yok, aslında bunu hatırlattığımız her kadın, gülmenin ne demek olduğunu gayet iyi biliyor. ’Çok’ gülmenin ne demek olabileceğini, ’herkesin içinde gülme’nin bazılarına neleri çağrıştırabileceğini de. En olmadık yerde patlatılan edepsiz bir kahkahanın bazen dünyanın gidişatını bile değiştirebileceğini, sakladığımız bir kahkahanın bedelinin çok büyük olabileceğini... hepsini gayet iyi biliyoruz. İliklerimizde biliyoruz. Çünkü daha küçük bir kızken öğrendik kadın kadına oturulurken kikirdemenin ne kadar gizemli, eğlenceli ve dönüştürücü bir şey olabileceğini. ’Aman komşular duymasın’ ifadesiyle yine de kahkahasını tutamayan komşu teyzeyi gördüğümüzde gıdıklandık hepimiz, çoğumuz birbirimizi tam da böyle gülerken tanıdık.


Demeter gibi biz de kahkahayla iyileştik bazen, bizi güldürecek kimse olmadığında içimiz daha da karardı ya da.


Şimdi şöyle bir memleketin haline bakıp da kahkahalarımızı koyvermenin tam zamanıdır. Çünkü baskılayan bir karanlık, eril bir öfke, iç bunaltan bir kısıtlamaya verilebilecek en güzel cevap, ağzımızı gere gere, karnımızı tuta tuta atacağımız şahane bir kahkaha olmalı.


Baubo’larımız, gıdıklayan güzelliklerimiz bol olsun!


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.