Kış depresyonu diye bir şey var mı?

Doğanın yöntemlerine daha aşina olduğumuz zamanlarda da 'kış depresyonu' diye bir şey var mıydı acaba?


Şu koca evrende gözlemleyebildiğim en tatlı şeylerden biri, doğanın döngüselliği. Mevsimlerin değişmesi, hamilelik ve doğum, hayat-ölüm-hayat doğası, bir ağacın filizlenmesi, ayın her gün biraz daha büyüyüp biraz daha küçülmesi... Koca şehirler kurup döngüleri sabah 9 – akşam 5’e, Pazartesi’den Cumartesi’ye ayarladığımızdan beri kafamız allak bullak.


Doğada her şeyin bir zamanı var. Öyle kafanıza göre her istediğinizi her zaman yaptırtamazsınız ona. Kışın da domates yiyelim, yazın balkabaklı muffin’imizden mahrum kalmayalım diye beslenme işini ne hale getirdiğimiz malum. Kendi döngülerimizden uzaklaştıkça da sendrom zengini olduk. Pazartesi sendromu, bahar yorgunluğu, kış depresyonu, adet öncesi sendromu derken dönemsel stresler günlük hayatımızın parçası haline geldi neredeyse.


Her zaman söylerim, bıkmadan anlatırım mesela: adet dönemleri kadınların yavaşlaması, içe dönük geçirmesi gereken zamanlardır. Kimileri odalarına kapanıp kendileriyle meşgul olarak geçirmek ister, kimileri bu dönemi gayet aktif geçirebilse de, diğer zamanlara göre biraz daha yavaşlama ihtiyacı duyar. (Yok benim geçiyor gidiyor öyle, özel bir içe kapanma ihtiyacı duymuyorum diyenler de olacaktır; kadınlık bu, o da olur!)


Ya da kış geliyor, hayat yavaşlıyor, biz de biraz yavaşlamak istiyoruz. Vücut daha çabuk yoruluyor, soğuklar başlayınca hastalıklar da kendini gösteriyor hemen.


Ama modern hayat döngüsel ihtiyaç filan dinlemiyor tabii. Kara kış da olsa, bedenin sana “n’olur azıcık daha yatalım!” da dese o işler yetişecek, o uçağa yetişilecek ve o buluşmalar yapılacak!


Odamdan kafamı uzatmaya bile pek hevesli olmadığım şu soğuk günlerde nacizane tavsiyem, kendimize karşı daha nazik olmayı denemektir sevgili depresif okur. Sende-bende bir yanlışlık yok yani, sistem kötü! Sadece bedenini, içini dinlemeyi hatırlamak gerekiyor. İçsel ihtiyaçlarına biraz daha duyarlı olup, elinden geldiğince bunları karşılamayı bilirsen topluca girip girip çıktığımız o sendromlardan biraz daha uzaklaşmak mümkün olabilir.


Kızmayın kendinize velhasıl, havalar soğudu diye içiniz de azıcık soğumuştur, olur öyle... Karanlığı yarıladık, yeni yıl da kapıda. En renksiz tatsız tuzsuz zamanı kırmızı süslerle, renkli ışıklarla boyamaya boşuna çalışmamış insanoğlu yüzyıllardır.


Mutlu yıllar!


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.