Düşündüğünden daha mı güzelsin?
2013 yılında bir kişisel bakım markasının yayınladığı 3 dakikalık videoda ilginç bir deney gösterilmişti. Videoda bir kadın, kendisini göremeyen bir ressama kendini anlatıp portresini çizdiriyordu. Daha sonra kadını tanımayan ama yüzünü gören başka biri, aynı portreyi ressama kendi anlatımıyla çizdirmeyi deniyordu. Sonuçta bir yabancı tarafından çizdirilen portrenin, kadının kendi çizdirdiği portreden daha güzel göründüğü ortaya çıkıyordu. Markanın mesajı, “düşündüğünden daha güzelsin” olmuştu.
Videonun kısa sürede milyonlarca kişi tarafından izlenmesi ve üzerinde çok konuşulması üzerine, Chicago ve Virginia Üniversiteleri'nden iki araştırmacı, Nicholas Epley ve Erin Whitchurch, kolları sıvadı ve bilimsel yöntemler kullanarak deneyi tekrarlamak istedi. Deneklerin modifiye edilmiş fotoğraflarını ve doğal hallerini gösteren fotoğraflarını seçmelerini de içeren bir dizi psikolojik deneyin sonunda, insanların kendilerini olduklarından daha güzel ‘zannettikleri’ sonucuna ulaşıldı. Marka yanılmıştı, zannettiğimizden daha güzel değildik.
Öte yandan, kendimizi genellikle fotoğraflarda beğenmiyor oluşumuzla ilgili de ilginç bir açıklama var. İnsanların bizi gördüğünün aksine biz kendimizi genellikle hep aynalardan seyrederiz ve simetrik aksimizi görüyor oluruz. Bir fotoğrafta sağ gözümüzü gerçekten sağda gördüğümüzde bu bize aynada gördüğümüzden daha farklı bir yüz hissi verir ve o kadar aynaya bakıp süslenip çektirmiş olmamıza rağmen bazı fotoğraflarımızı asla beğenemeyiz. Bazı telefonların ön kamerasında görüntünün simetrik tersini veren özellikler var, ya da başka fotoğraf düzenleme programları ile kendi ‘selfie’nizi çekip simetrik versiyonlarınızı karşılaştırabilirsiniz. Aradaki fark çok küçük de olsa, yapılan deneylere göre, kendinizi olduğunuz gibi gördüğünüz fotoğrafınızı büyük olasılıkla beğenmeyeceksiniz.
Güzellik öyle bir mesele ki, üzerinde bilimsel araştırmalar yapılarak hakkında sonuçlara varmak ne kadar mümkün, tartışılır. Ancak istatistiksel bilgiler günümüzde güzellik kavramının bizi nasıl etkilediği hakkında fikir verebiliyor. Yalnızca zayıf kadınların güzel kabul edildiği moda ve sinema endüstrisi yüzünden kendini aç bırakan, hiçbir şekilde vücudundan memnun olamayan genç kadınların sayısı gün geçtikçe artarken, şimdi bir de ‘selfie estetikleri’ denilen bir kavramla karşı karşıyayız. Fotoğraflarda güzel görünmeyen yerlerini ‘düzelttirmek’ için estetik cerrahlara başvuranların sayısı da artıyor.
Peki ne yapacağız? “Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeliyiz” demesi kolay. Eskiden insanlar bize ‘güzelsin’ dedikçe güzel olduğumuza ikna olurken şimdi fotoğraflarımız ‘like’ aldıkça mı güzelleşiyoruz içimizde? Diyelim başkalarının ne dediğini umursamayacak kıvama geldik, aynaya baktığımızda kendi kendimize ‘ay maşallah’ dememizi sağlayacak olan şey ne?
Açıkçası, bilmiyorum. Benim için sağlıklı olan güzeldir. İyi beslendiğimde, iyi uyuduğumda, iyi hissettiğimde kendimi hep daha güzel hissederim. Hiç de az olmayan kiloma göbeğime takılmam, yüzüm sanki daha bir parlar, elim ayağım bile daha güzel görünür gözüme. Mutsuz, huzursuz olduğumda ve yeme işini günde bir öğüne düşürdüğümde ise kaçarım aynalardan. Fotoğraflarımı görmek bile istemem. Ne giyersem giyeyim, bir türlü yakışmaz.
İsviçre’de Bern Üniversitesi’nde yapılan ve 2013’te yayınlanan başka bir araştırmaya rastladım ve araştırmalarıyla meşhur bu ülkenin insanları, güzellik konusundaki sorularıma da cevap oldular sonunda. Çeşitli yüzlerin gösterildiği deneklerden en çekici buldukları fotoğrafları seçmeleri isteniyor. Araştırmanın sonucuna göre, kimse en sağlıklıyı, en sarışını ya da en simetrik yüzlüyü seçmiyor, en çekici bulunanlar genellikle ‘gülümseyenler’ oluyor.
Neticede en güzel insanın gülen insan olduğu sonucuna vardım ben buradan. Gülüşünüzün hangi ünlüye benzediği de önemli değil üstelik. ‘İçi güzel insan’ dedikleri hani o bol bol gülen insan, keyfi yerinde, huzurlu, dengede olan insan... Güzelleşmek, daha güzel olmak için yöntemler arıyorsanız eğer, en doğal gülüşünüzü sergileyebileceğiniz ruh haline erişmek için yapabileceklerinizi gözden geçirin. Güzelliğin ölçüsü başka türlü kaplara sığmayacak. İsviçreli bilim adamlarının da dediği gibi, gülebiliyorsanız, güzelsiniz.
YORUMLAR