Kadınlık ve mutluluk…
Sevgili Yüksel Aytuğ, "Kadınlık olimpiyatlarda öldürülüyor" diye yazmış. Kadın sporcuların dar kalçalı, geniş omuzlu, tahta göğüslü olmalarını sıkıntı yapmış. Erkekten farksız görünmelerinden hiç hoşlanmamış.
Yüksel’i severim ve evet onun gibi ben de kadın sporcuların kullandığı ilaçlarla erkeksileşmesine karşı çıkarım ama yazısının çatısını oluşturan “Nerede kadınlığın, analığın, bereketin simgesi olan göğüsler?” sözüne katılamam.
Kadınlık; omuzda, kalçada, memede değil ki... Ruhtadır, ruhta... (Anneliğe, bereket simgesi olmaya girmek bile istemiyorum, mevzu çok uzar!)
Ayrıca, omuzu, kalçası, memesi, hepsi arzu edilen büyüklükte olan pek çok kadın şiddet görüyor... Tecavüze uğruyor... Aşağılanıyor... İtilip kakılıyor... Zorla anne olduruluyor...
Sorsan bu kadınlara, "erkeksileşip" olimpiyatlara gitmeyi yeğler.
Hem eski bir sporcu olarak en basitinden şunu söylemek isterim; En sıkısından sutyen giymek çare olmuyor, hiçbir şey yerçekimi kurallarını bozamıyor!
Tamam, koşarken o memeler yukarı aşağı salındıkça gören erkeklerin ruhunu okşuyor ama kadının sinirini bozması bir yana, acıtıyor da!
Neyse, bu hafta günlüğüme düştüğüm notlarla devam edelim...
* Ev işlerinde ehil mertebeye yükseldim. Artık soğanı ve domatesleri direkt tencerenin üzerinde elimde kesiveriyorum. "Mutluluğu küçük şeylerde bulmam gerektiğini anladım" demek isterdim...
* Evde başarıyı yakalamak için, üst düzey kariyerini bırakmak zorunda kalan Amerikalı Annie Marie’den söz etmiştim geçen hafta. Ve demiştim ki; “Dünyanın her yerinde kadının sorunu aynı: Seçmek zorundadır; ya işte başarı ya evde başarı.”
Sosyal paylaşım sitesinde bir arkadaş not düştü:
“Kadınların erkekler kadar başarılı olmamalarının en temel nedeni; kadınların "karılarının" olmamasıdır.”
Çok güldüm demek isterdim...
* Editör hatalarına sabır göstermeme sevinip iki gazete okumayı başardım. Gördüm ki ülkem güllük gülistanlık... Terör olmadığı için tek hayat bile sönmemiş! Hiçbir kadın tabutlara sarılıp ağlamamış! Kimsenin elinde silah olmadığı için, hiç kimse de çıkıp ‘edep dışı’ bir öneride bulunmamış! "Asıl mutluluk bu olsa gerek!" demek isterdim...
YORUMLAR