Empatizan!
Yılın sonuna yaklaşırken, kaynayan kazana bir tutam da empati atılıverdi.
Halbuki bireysel kazanlarımızda aşureleri yapıp dağıttıydık çoktan ama ne de olsa toplumsal kazanın başında karıştırıcı çok!
Canı sıkılan adem, geçerken atıveriyor içine canının istediğini, onun da pişmesini bekliyoruz kazanın başında el mahkum.
Antipatik antipatik bakanlara, sempatik bir bakış fırlatarak, empatik bir cümle çıkıverdi ağzından işte!
“Ben de onun çektiklerini çeksem, ben de onun yaptığının aynısını yapardım!”
Sorun şu ki; hiç de samimi gelmiyor kulağa bu empatiklik.
Çünkü...
Sen yakınında yanlış yapanları adam etmek ve doğru yola getirmek için uğraşıyor musun?
Hayır.
Saygı, merhamet, hoşgörü gösteriyor musun?
Hayır.
Senin ve çevrendekilerin yaptıkları hakkında şikayet edenlere "ayağını denk al" gibisinden cevap vermek yerine sakince çözüm arayışına giriyor musun?
Hayır.
Kime/niye bu empatin o halde?
Yoksa ileride bir gün sana hesap soracaklara “Lütfen biraz empati” deme derdinde misin?
“Siz de olsanız, siz de aynısını yapardınız” minvalinde yani...
Yok yok...
Bütün ümidim yarın şu kıyametin kopmasında!
Umarım söylendiği gibi ‘Altın Çağ’ hadisesini yaşarız da, ‘Çamur Çağ’ devrini kaparız.
Hayır çünkü empati kuracak yanlarım ağrıyor!
***
Not: Bugün ev işi yapmadım. Dedim ya, ağrım var...
YORUMLAR