Es geç Rüzgar!

Beyaz ve milyonlarca metre uzunlukta bir kağıt var önünde.

Beyaz olmasını sen tercih ettin.


İstediğin gibi doldurabilmek niyetindesin; aklına ne gelirse, ruhuna ne düşerse...


Çocuklar gibi sevinçlisin...


Beyaz kağıdı doldururken kimse karışmasın istiyorsun, kimse yargılamasın, kimse etkilemesin seni...


Gönlünce resimler yapabilesin, cümlelerin ardı arkası kesilmesin...


Bir sürü renkte kalemler alıyorsun eline...


Öyle renkler var ki, ne olduklarını bile bilmiyorsun.


Kağıdın beyaz, kalemlerin rengarenk ve işte hazırsın artık kendini silbaştan dökmeye...


Biliyorsun...


Çizeceklerin ya da yazacakların geçmişinden gelecek; şimdiye kadar oluşan ya da oluşturulan değerlerinden, kötü anılardan, mutluluklardan, acılardan, sevinçlerden süzülecek...


Her kış biterken baharın çiçeklenmiş dalları tek tek gösterirken kendini, bir yağmur bastırıverince başkalaşırsın ya hani...


Aynı onun gibi işte, resmetmeye ve yazmaya niyetlendiğinde sakın ha kenetleyiverme ellerini çenende...


Biliyorsun...


Ne kadar istemesen dahi; karışacaklar, engelleyecekler, renklerini devirecekler, hatta ellerini bağlamaya hevesliler çıkacak...


Öylesine çoklar ki...


Hiçbir şey yapamasalar, konuşacaklar...

Öylesine susmazlar ki...


Biliyorsun ya, her şey şimdi başlıyor!


Sakın pes etme Rüzgar!


Es geç git Rüzgar!

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.