Son-ki-üç-dört…

Yarın malum 23 Nisan...

Neşeyle dolmalı insan!

Stadyum törenleri; rontlar, şiir okumalar, bando-trampet falan bitti ya... Tiyatro salonlarına sığacak kutlamalara, alışveriş merkezlerindeki şenliklerin dayanılmaz ekonomisine garkız artık...

Zaten bayram dediğin; resmi tatil günüdür, gerisi teferruat. Takılmamak gerekir. Karışmamak gerekir.

Mesela makam koltuğu da men edildi ya el kadar çocuğa...

Yılda bir kez, geleceğe dair umudumuz yeşeriyordu, işte bundan böyle o da yok...

Nedenini sorsan diyor ki; “Çocuklar strese girmesin, aralarında rekabet olmasın!”

Onlarca sınavda rekabete girişen, neredeyse stresin kitabını yazacak çocuklar için diyor bunu...

E tabii, “Bir günlüğüne bile olsa kalkmak istemiyorum koltuğumdan” diyemez, onu da anlamalı.

Gerçi; koltuğa oturma hadisesinin sona erdirilmesi çok makul.

Hatırlaması zor değil; geçen yıllarda başkanlık sistemini doğru bulmadığını söyleyen de olmuştu, koltuktan kalkmayacağını söyleyen de...

E şimdi, malum barış sürecindeyiz. Alimallah koltuğa oturan velet, süreci baltalayan bir laf ediverecek olsa boyundan büyük... Bunun üzerine de dünyanın en etkili yüz liderinden biri seçilen kişi, ikamet ettiği adadan bir kaş çatıverecek olsa!

Akili gelse güldüremez vallahi yüzünü...

Hatta “Sen bize lazımsın” dediği Sırrı Süreyya Önder bile “Başkanım, bu daha çocuk yaw” dese nafile...

O yüzden iyisi mi büyüklerin işine karışmamalı, 23 Nisan’ı izin verilen ölçüde paşa paşa kutlamalı...

Haydi, hep birlikte... Son-ki-üç-dört...

Sanki her tarafta var bir düğün.

Çünkü en şerefli, en mutlu gün.

Bugün yirmi üç nisan,

Hep neşeyle doluyor insan.

İşte, bugün bir meclis kuruldu,

Sonra hemen padişah kovuldu.

Bugün yirmi üç nisan,

Hep neşeyle doluyor insan.

Bugün, Atatürk'ten bir armağan,

Yoksa tutsak olurduk sen inan.

Bugün yirmi üç nisan,

Hep neşeyle doluyor insan.

Lay lay lay lay

lay lay lay lay

laay laay laaaaaay...

******

Tencerenin düdüğü istim atıyor!

Kadın kılığındaki fotoğraflarıyla şaşkınlık yaratan Çelik demiş ki: “Aynaya baktım hoş duruyorum gerçekten!” E devir değişti... Bir zamanlar dinci kesimler tarafından tehdit edildiğini söyleyerek belinde silahla gezen Çelik de değişti...