Gezi’nin ruhunu bozma!
Kaskatı gerçeklerden kurtulmak istiyorum.
Oturduğum yerden kalkmadan düşünmek istiyorum. Husumet ya da müdahale duygusu olmadan... Bir şeyden diğerine kuş misali süzülerek düşünmek istiyorum.
Ama Başbakan konuşmaya başlayıveriyor...
“Biz kefenimizi giyerek yola çıktık” diyor. “Allah’tan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur!” diyor. “Bize marjinal gruplar değil, millet hesap sorar!” diyor. “Milletin hesap yeri sandıktır!” diyor. “Bizi millet getirdi, millet götürür!” diyor. “Milletten başka kimsenin bizi götürmeye gücü yetmez!” diyor. “Demokrasi, özgürlükler, hak, hürriyet diyorsanız bu şiddetle elde edilmez. Hukuk içerisinde kalarak elde edilir” diyor.
Ha, bir de “Kim olursan ol, ümüğünü sıkarım!” diyor.
Yeter artık, daralıyorum!
Kanı akana kadar kan akıtmayı göze almış bir kere! Kendi özgürlüğü için, kendi hak ve hürriyeti için alayına şiddet göstermeye meyilli. “Ümük sıkacağım” diyor, daha ne!
Konu başkalarının kendi özgürlük, hak ve hürriyetlerine gelince, iş değişiyor. Bunun için insanların sokağa adım atmalarını bile ‘şiddet’ olarak değerlendiriyor. Hukuktan söz edince sanıyorsun ki hukuka saygısı var ama mahkeme kararını yok sayıyor!
Üstelik sokağa çıkan herkesi ‘marjinal gup’ üyesi olarak ilan ediyor.
Çünkü biliyorsunuz, millet algısı farklı!
Millet derken, onu oturduğu koltuğa layık gören 18 milyon insanı kastediyor. Ama bu ülkenin milleti 76 milyon. Bu durumda geri kalan 58 milyon onun deyimiyle ‘marjinal grup’ üyesi!
Bir de şu ‘hesap’ meselesi var. Bir yandan sadece milletinin, yani onu seçen 18 milyonun kendisinden hesap sorabileceğini söylüyor. Ama ilginç olan, o 18 milyona dahi hesap vermeyeceğini “Allah’tan başkasına verilecek hesabım yok” diyerek açık ediyor. Kısacası kendi seçmenine bile saygı duymuyor!
“Bunları yeni mi anladın?” diyebilirsiniz. “Yeni bir şey söylemiyorsun!” diyebilirsiniz.
Bütün bunları şunun için tekrarladım aslında:
Gezide oturan arkadaşlar Gezi’nin ruhunu bozacak olursa, hiçbir şeyin anlamı kalmayacak!
Ankara günlerdir ayaktayken, niye manasızca halay çekiliyor?
O dilek balonları ağaçların üzerinde neden uçuruluyor?
Ortada kazanılmış bir dava yokken, zafer sarhoşluğuna neden giriliyor?
Yapmayın, Gezi’nin ruhunu bozmayın!
Çünkü ölenler ancak o zaman huzur bulacak! Analar ancak o zaman ağlamayacak!
Umut, ancak o zaman kendini haklı çıkaracak!
Ve birisi belki o zaman ne olduğunu anlayacak!
*****
Tencerenin düdüğü istim atıyor!
Ne zamanki şu parti bayrakları Gezi’yi işgal etti, durum başka bir hal aldı. Ne birlik kaldı, ne dirlik! Bari şu çocukları rahat bırakın, politikanızla zehirlemeyin!
YORUMLAR