Doğum günü...
Çocukken fena değildir; her seferinde sürprizler beklersin.
Her seferinde boyun uzar,
Her seferinde gelişim girdabında yanar tutuşursun.
Saçını ayrı özenle tarar
Kıyafetin için ayrı sevinç duyarsın.
Ergenken öfkeli beklentilerle kuşanırsın
Ne boyun tatmin eder seni, ne bedenin
Saçını ya çok sever ya nefret edersin
Yüzündeki çirkinlik ha keza
Kıyafetin renkli çiçekli olsa ne ama
Gençken, kıpırdadıysa yüreğin ne ala
Boyunun, posunun santimetresi yetmiştir ya
En çok onu umursar, en çok onu beklersin
Ondan gelecek en küçük mutluluk paketi yeter sana
Ama yoksa eğer yüreğinde küçücük bir kıpırdanma
Her şeyin güzeli sende olsa ne fayda
Geldik otuzların başına...
Hayatını oturtamadıysan hala ve de aklın tam da başındaysa
Gözün görmez, sevinçler yetmez
Saçında yaptığın her değişikliğin gurur ömrü sabahtan akşama
Yapıp yapabileceğin arkadaşlarınla eğlenmektir en fazla
Gece dönüp geleceğin yer olur içindeki taşra
Otuz beşinde muradına erdiysen nihayet
Nohut oda bakla sofa yeter der geçersin
Yetirmeyi bilene yettiği de olur ya,
En güzeli, elindekinin kıymetini bilmendir
Gerisi alnı ak yürür gider nasılsa
Ondan sonrası hep aynı
Üflersin pastandaki mumları, dilersin kalan umutları
Koyarsın başını yastığa,
Tabii varsa şükür kelimesi lügatında
Çok şükür der, dalarsın rüyalara...
Diyesim; doğum günü dediğin nedir ki,
Güler dururuz her seferinde işte
Hep anı merasim, hep aynı terane...
Ertesi gün aynı derbeder yine gireriz cendereye
Acısı olan devam eder acısını çekmeye
Safahatte olan yine aynı safahatte
*****
Tencerenin düdüğü istim atıyor!
Dünya çapında tanınmış bilim insanları, ‘Science’ dergisinde bir bildiri yayımlayarak Gezi olaylarında polisin orantısız güç ve aşırı derecede gaz kullanımını kınadılar.
Bildiride; göstericilere ve sağlık görevlilerine uygulanan orantısız ve yasadışı şiddetin önceden görülmemiş boyutlarda yaralanmalara ve ölümlere yol açtığına değiniliyor. Ayrıca böyle bir bildirinin bilim insanları ve tıp uzmanlarının kaleminden ortaklaşa çıkmış olmasının Türkiye’de işlenen insan hakları ihlallerinin boyutunun ve duruma müdahalenin gerekliliğinin göstergesi olduğu vurgulanıyor.
Bu arada ‘Science’ dergisi dünyanın en saygın yayın organlarından biri olarak kabul ediliyor. Bilim insanlarının arasında Nobel ödüllü olanlar var.
Ama bu bilim insanları alanlarında çok saygın olsalar da, bildirinin muhatabı; “Siz kim oluyorsunuz da bize sosyoloji öğretiyorsunuz! Biz sosyolojiyi de, psikolojiyi iyi biliriz! Sizin haddinize mi bize bunları söylemek!” demiş biri vakti zamanında. Kısacası dünyanın ne kadar bilim insanı bir araya toplansa, sayfalar dolusu bildiri de yayımlasa, boşa.
Vız gelir tırıs gider şekerim!
YORUMLAR