Öğretmenler odası
-Bakalım bu yıl nasıl geçecek?
-Yine bir karmaşanın içindeyiz.
-Sen anladın mı bu yeni sınav sistemini?
-Eh işte...
-Nesini anlamadınız canım, geçen haftaki toplantıda konuştuk ya, çok basit.
-Hah, gel otur Fikret kardeşim. Ben gelemedim toplantıya. Biraz rahatsızdım ya... Sen gençsin, iyice bellemişsindir, hadi...
-Durun durun, ben de dinlemek istiyorum.
-Gel hocanım, gel şöyle otur.
-Eee, anlat bakalım şimdi. Kim, hangi sınava girecek?
-6,7 ve 8’inci sınıflar sınava tabi olacak.
-Yok canım sen yanlış biliyorsun, bu sene sadece 8’inci sınıflara sınav yapılacak!
-Uzakta kalma hocam, gel şöyle yakınımıza.
-Bakın arkadaşlar bu sene sadece 8’inci sınıflar, gelecek sene hepsi sınava girecek.
-Peki, o zaman değerlendirmeyi neye göre yapacaklar?
-Bu senekiler bu seneki sınavlara göre, gelecek yıl ise tüm sınavlara göre değerlendirilecekler.
-Hah, hocanım sen de gel, hep birlikte konuşalım.
-Şimdi, bir kere 6 dersten sınavlar yapılacak. İlk sınavlar kasım ayında, ikinci sınavlar nisan ayında olacak.
-Tamam.
-Yılın sonunda tüm sınavların toplamı alınacak.
-Evet.
-Üç yılın sonunda önceki iki yılın puanlarının yüzde 30’u değerlendirmeye girecek. Son yılın toplam puanının yüzde 70’i de hesaplanıp üstüne konacak. Ortaya çocuğun esas puanı çıkacak. Çocuk o puanla hangi okula girebiliyorsa, ona girecek!
-Hocanım öyle değil!
-Mehmet gel kardeşim yakına...
-Nasıl öyle değil, basbayağı öyle işte!
-Önceki iki yılın yani 6 ve 7’nci sınıflarda yapılan sınavların aritmetik ortalaması alınacak. Onların yüzde 30’u hesaplanacak.
-Hayır, o sınavların yüzde otuzlarının aritmetik ortalaması hesaplanacak.
-Canım hocam hiç öyle olur mu?
-Peki, neden o zaman 8’inci sınıfta yapılan sınavların yüzde 70’i kafadan hesaba giriyor?
-Nasıl yani?
-Bir dakika bir dakika... Benim canımı sıkan başka bir konu var. Diyelim ki çocuk ilk iki yılı çok başarılı geçirdi. Sınavları süperdi. Son yıl başarısını engelleyen bir olay yaşadı ve sınavları berbattı. Şimdi bu çocuk için haksızlık olmayacak mı?
-İyi de hocam, daha önce de tek sınav yapılıyordu. O daha büyük haksızlık değil miydi?
-Elbette öyle ama yeni sistemin bunun çözümü olduğunu göstermez.
-Ya arkadaşlar bir dakika, o konuyu konuşmanın bir anlamı yok ki. Şimdi sistem bu, biz bunu anlamaya çalışalım.
-Bakın ben anlatayım. Merkezi değerlendirme diye bir şey var. İki yazılı yapıyorsan ilki, üç yazılı yapıyorsan ikincisi bu değerlendirmeye girecek. Onların aritmetik ortalaması alınacak. İlk yıl için yüzde 30 hesaplanacak. İkinci yıl için yüzde 70.
-Hah, bak ne güzel anlattı İsmail.
-Ben endişeliyim arkadaşlar, bu çocuklar çoktan seçmeli sorularla iyice ezbere alışacaklar. Keşke kendilerini ifade edebilecekleri bir sistem getirilseydi.
-Serdeniz Hocam, yine solculuk damarın tuttu.
-Günaydın arkadaşlar. Yeni eğitim ve öğretim yılı hepimize hayırlı olsun.
-Ooo Müdür Bey, teşekkür ederiz.
-Hayırdır, öyle toplanmış ne konuşuyorsunuz?
-Yeni sınav sistemini tartışıyorduk.
-Yaptığımız toplantı verimli geçmedi anlaşılan. Neyse... Daha çok konuşuruz nasıl olsa. Dua edelim de bakan değişmesin. Daha bu sistemi çözememişken bir yenisiyle uğraşırız alimallah...
-Yazık bu çocuklara, "ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?"*
-Tamam, Serdeniz Hocam tamam.
-Ama "eşekler susabilirler!"
-Susmazlar Hocam, susmazlar...
*Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, yeni sınav sistemini açıklarken Ece Ayhan'ın Açık Atlas şiirinden alıntı yapmıştı. O şiirin son iki mısrası şöyle:
Efendiler! Eşekler susabilirler
Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?
YORUMLAR