Peki, sen sevdin de ne yaptın?

Eskiden “aşk bir zaman sonra yerini sevgiye bırakıyor” dedikleri an esnemeye başlardım. Sevgi dediğin kardeş sevgisi gibi bir şey ya, dokunurken heyecanlanmadığım biriyle neden birlikte olayım ki? “Hiç uzatmaya gerek yok, aşk biterse ben de pek kalmam” derdim.

Sonra sonra, sevginin aslında başka bir şey olduğunu gördüm, izledim, kabul ettim… Etrafımdaki kadınlar, deli gibi seviyorlardı, bir de çeşit çeşit… Hepsi için sevginin anlamı, ifadesi, sevgi yüzünden yaptıkları farklıydı…

Biri, sevgi yüzünden “katlandı” mesela. Sevdiği adamın etrafındakilere, başlarına gelenlere, arkalarından konuşulanlara… Hep o adamı çok sevdiği için katlandı.

Biri, sabretti. Adamın da onu sevmesi için, sabırla sevdi. Hep daha çok sevdi. Hep bekledi…

Biri, iz sürdü. Sevdiği adamı kaptırmamak için, giderse hemen geri almak için, giderse nereye gideceğini ezbere bilmek için. Hepsi sevdiğinden ama.

Biri, yemek öğrendi. Sevdiği adam dışarıda yemesin diye. Sevdiği yemekleri ona söylesin, o da yapsın diye. Hiç üşenmedi, yemek öğrendi, en lezzetli yemekleri hep o yaptı. Sevgiden yaptı.

Biri, kimseye yapmadığı, “asla” dediği şeyleri yaptı. Ne kadar sevdiğini sadece kendine kanıtladı belki, belki yaptıklarını kimse bilmedi ama o hepsini yaptı. Çok sevdiğinden.

Biri, ona göre giyindi. Kendi tarzını boşverdi. O ne isterse onu aldı. İstemediğini kendisi çok beğense de almadı, giymedi. Sevmeyen onu anlayamazdı.

Biri, sarhoş olup olup O’nu aradı. O da öyle sevgisini gösterebiliyordu. Sevdiğini söylemek istedikçe sarhoş oldu. Sarhoş oldukça aradı, söyledi; bilmesi gerekiyordu…

Biri herkesi geride bıraktı. Yaşadığı şey, en ufak kirlenmesin diye. Hiç ihtimal kalmasın diye. Hiç düşünmeden çok kişiyi sildi.

Biri mesela, sadece - e zaten daha ne yapsın!- çenesini tuttu. Olur da zarar gelir ilişkisine diye, ne kimseye onu anlattı, ne ona kimseyi…

Bunları gördükçe şunu anladım: aslında sevgi, kendisinden daha eğlenceli olan aşk bitince, koltukta yan yana oturup TV izlemek demek değilmiş galiba. Sevgi bambaşka, içine işleyen, seni güzel güzel yöneten şeymiş.

Sevgiden yapılan bir sürü şeyi de görmemişimdir mesela, anlatsana, sen sevdin de ne yaptın?