Hayallerde yaşıyor bazı insanlar...

Magadaskar'ın baobab ormanlarından size selam getirmişim canım okuyucu. Desem de inanmayın, yok öyle bir şey, kapalı balkonda gelen geçen arabalara bakarak yazıyorum. Magadaskar, baobablar inşallah canım ya, o da olacak bir gün ama ne zaman bilemem. Hayallerde yaşıyor bazı insanlar. Onlardan biri de benim. Hor görmeyin garibi. Ayrıca şunu da unutmayın canım okuyucuyum, nerde boynu bükük bir garip görseniz hor görmeyin kim bilir ne derdi vardır.



Hayallerde yaşıyorum dedim ya öyle gerçekten de. Hani güzellik yarışmalarında dünya barışı dünya barışı diyip duran kazanınca ağlama krizine giren insanlık ötesi güzeller vardır ya, onlar gibi dünya barışı diyip duruyorum. Foklar, filler, tilkiler öldürülmesin diyorum. Ama sanırım boşuna, insanların sinek gibi öldüğü bugünlerde naif hayaller kuruyorum. Pembe bulutlar filan. Nilşeker Sultan yani validem ne zaman gerçekçi olacaksın, hayatı ciddiye alacaksın diye soruyor sıklıkla. Almıyorum diyorum, omuzlarımı silkiyorum, kızıyor.



Hayatı ciddiye alamıyorum okuyucum. Olmuyor. Hayatla ilişkim her daim karışık, zaten aklım hep havada. Ama tek ayağım yerde. Ayrıca Joker'in de sorduğu gibi bu ne ciddiyet hacılar?



Bak insanlar sinekten farksız öldürülüyorlar. 8 yaşındaki çocuklar evlendirilip ölüyorlar.



Sormazlar mı adama bu nedir diye?



Farkındaysan canım okuyucum bu hafta biraz agrasifim. "Ajda Pekkan gerginsiniz bugün" gibi gerginim bugün. Temizlik yaparken söylenen anne gibi her daim bir söylenme, bir mızıklama mevcut bünyemde.



Bu da geçer elbet. Neler geçmiyor değil mi okuyucum?



Çok acayip şeyler oluyor hayatta mesela. Bir sabah kalkıyorsun bir bakmışsın unutmuşsun filan.



Öyle şeyler işte.



Ama şu da var ki bu yazıyı bir koalaya sarılmış yazmayı gerçekten çok isterdim. Gerçi koalaya sarılabilmek mümkün mü bilmiyorum? Hayır çok şirin duruyor ama sonuçta ayının bir versiyonu. Yani şimdi ayının bir versiyonu dediğim için bozulur mu bilemeyeceğim ama kendisine sarılana kadar dayı diyebilirim.



Kimlere dayı demiyoruz ki zaten köprüleri geçene kadar, değil mi okuyucum? Yazar burada çok pis laf dokundurmuş olabilir, böyle de huyu vardır, huyu kurusun, ama tatlı da bir insandır yani bakmayın.



Ne diyordum?



Heh, bu hafta bu yazıyı 2000 yıllık baobablara bakarak kucağımda koala, sırtımda lemurla yazmak isterdim ki ah dostum hayat bazen çok zor.



Ama olsun, farz et ki öyle.



Şu an karşımda 2000 yıllık bir ağaç, kucağımda mırıldanan bir koala, saçlarımla oynayan bir lemurla yazıyorum yazımı. Çok abarttım değil mi? Olsun. Hayat böyle güzel.



Sen de yap güzel oluyor.



Ayrıca kahrolsun bağzı şeyler ve de yaşasın hayaller.




    YORUMLAR

    Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

    İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.