Bir blog yazdık, hayatımız değişti
9 ayı geçmiş HTHayat köşemizde sizlerle buluşmaya başlayalı. Bebeğimiz gibi adeta... İlk yazımızda “Aslında sözelci olmalarına rağmen çocukluklarından beri teknolojiyle ilgilenen, hamileliklerinde blog tutmaya başlamış iki anne olarak, bizimle aynı sorunları yaşayan annelerin hayatını kolaylaştırmak, teknolojinin aslında dışarıdan gözüktüğü gibi zor ve karmaşık olmadığını anlatabilmek için yola çıktık.” diyerek başlamışız hikâyemize.
Birlikte ortaya çıkardığımız blogumuz sayesinde, hayatımızın nasıl değiştiğini, nasıl şekillendiğini konuşuyorduk dün arkadaşlarımızla... Birbirimizin bloglarını tanışmadan takip ediyor oluşumuz, birbirimizle önce internette tanışmış olmamız bile sosyal medyanın gücünü gösteriyor aslında.
Bizi tanıyanlar ve takip edenler, teknolojiye daha yatkın olduğumuzu biliyor, sorular hep bize geliyordu. İkimiz de gelen soruları bir yerde toplasak, tekrar soran olursa kaynak göstersek derken blog büyüdü, gelişti... Nice arkadaşlarımız oldu, hala 'yüz yüze' tanışmamış olsak da çocuğumuz hastalandığında hâl hatır soran... Bir etkinliğe kalkıştığımızda 'Ucundan tutalım' diyenler, 'Duyuralım' diyenler, 'Ne yapabiliriz?' diyenler. Bize güç veren zenginlikler bunlar ve aldığımız tüm geri dönüşler oldu.
Her röportajda, çıktığımız her programda soruldu; 'Size gelen en komik sorular neler?' Biz bu soruyu yanıtlamamayı tercih ediyoruz, çünkü biz sorulan soruların gülünç olduğunu düşünmüyoruz. Bilmediğini sormak, neden komik olsun? Olmamalı.
Kadınlarımız zaten 'gülünç duruma düşmekten' çekindikleri için sormuyorlar, 'Kadındır, teknolojiden anlamaz' etiketi üzerimize yapıştırılmışken, kendilerini teknolojiden uzak tutuyorlarken, biz bunu yapmayı reddediyoruz. İşte biz de tüm bu yargıları kırmak yüzünden bu işe kalkıştık. İyi ki de yapmışız!
En büyük dileğimiz, bilgisayara dokunmamış, dijitalden adeta 'korkutulmuş' kadınlarımıza ulaşmaktı. Bu dileğimiz, blogumuzun daha 1.yaşında gerçeğe dönüştü. Kendi genel müdürü de kadın olan bir teknoloji firmasıyla projelerimiz örtüştü ve biz Anadolu'da kadınlarımızla sohbet etmeye gitmeye başladık. Adana ilk durağımızda, sırada Güneydoğu, sonra İç Anadolu var... Devamı da gelecek, biliyoruz.
Tüm dünyada en çok ses getiren organizasyonlarından biri olan TED'de 'anne' sıfatımızla konuşma yaptık. Hep izleyerek kendimizi geliştirdiğimiz, hayalini bile kuramayacağımız bir organizasyonda bu kez birbirinden değerli konuşmacılar arasında yer alıyor olmak, bizim için rüya gibi.
Bize destek veren, gece-gündüz yanımızda olan dostlarımız var. Onlara teşekkürümüz sonsuz. Ailelerimiz, 'Eyvah, seminerimiz var!' dediğimizde kalkıp başka şehirden geliyorlar, haklarını ödeyemeyiz. Ama en çok da bizi takip eden, 'İyi ki varsınız' diyen okurlarımız, arkadaşlarımız, 'Oh be, sonunda yapabildim!' diyen mesajlarınız... Bunlar bize güç veriyor. Bu yazıdan kendisine pay çıkaran herkese ama herkese çok çok teşekkür ediyoruz. Sayenizde şarjımız bitmiyor!
YORUMLAR