İnsanı tanıma, ruhunu okuma, kişisel gelişim…

Kişisel gelişim, insan psikolojisi, NLP… şudur, budur derken her ay onlarca makale, kitap vs. okuyorum da duruyorum…


Bazen umutla, bazen merakla, bazen hepimizin yaşadığı gibi buhran dönemlerimdeki umutsuzluklarımla eğitimlere, seminerlere de katılmadım değil hani.


Öncelikle şunu bilin ki; binlerce yıllık gizli kalmış kişilik analiz metotları, gizli formüller, sadece seçilmiş kişilere öğretilen sırlar, nesilden nesile aktarılan sır dolu kitapların hepsi hem ticari hem de duygusal bir pazarlama şekli.


Psikolog bir arkadaşımla konuşurken kendisinin, “sorunum” ile verdiği fikirlerini pek ciddiye almıyordum ve arkadaşım çok yerinde bir tespitte bulunmuştu. Arkadaşım olmasaydı ve ben kendisine “hasta”sı olarak bir ödeme yapmış olsaydım, fikirlerini beğensem de beğenmesem de dikkate alacaktım. Çünkü bu fikirler karşısında bir bedel ödemiştim. Tabii ki fikir de bedava olunca, kulak arkası etmek daha kolay oluyordu.


İnsan olarak mutlu olmanın temeli, mutlu etmek ama kararında mutlu etmektir. Aldığın kadar vermeyi; verdiğin kadar da istemeyi bilmektir.


“Verimli” bir hayat yaşayabilmemiz için kendimizi tanımamız gerekir. Nasıl yaşayacağımızı, kararlarımızı alırken hangi keskinlik ve hızda yanlış yapmadığımızı kendimize sorup, kendimizden aldığımız cevaplardan mutlu olmaktır yaşamak.


Çünkü insan, hayatı boyunca kendisini arar… Ve tekrar hayat, yaşantı aramak değil, ruh eşini aramaktır.


“Kendimizi” ararken bulmamız gereken temel “unsur”lar; değerlerimiz, tutkularımız, güvendiklerimiz, geçmişimiz, anılarımız, korkularımız, güçlü yanlarımız, arayışımız, ailemiz, çocukluğumuzdur.


Kişinin kendisini bulması, bazen heyecan, bazen korku, bazen mutluluk yaratan özel bir süreçtir. Kişi sadece bedeni ile değil, ruhu ile birlikte özel ve eşsiz olabildiği takdirde kendisini bulur. Kişi tek olmalı ama tek olduğu kadar çevresi ile de mutlu bir bütünlük kurmalıdır. Hem çevreye uymalı, hem çevreyi yapılandırmalı, hem de kendi özelliklerini koruyabilmelidir.


Kendini bulmak; hem var olmak hem yok olmaktır, sabit kalırken kendini değiştirmektir, güçlendikçe gücünü dış yansıtmamaktır, zamandan ve mekândan bağımsız olmaktır. En önemlisi de “ben”i bilmek, “ben”liği bilmektir.


“Siz”den çok “biz”i bilmeniz, sevgi dolu kalbinizde bana da bir yer açmanız dileğim ile…


Sevgiyle kalın…


Ve haftanın reytingi yüksek, sosyal “mecra” paylaşımlarım…

  • Eğer bir mucize yaratma hakkım olsaydı; herkesin, sevmenin nasıl bir şey olduğunu bilmesini sağlardım.
  • Hayatın sıkıcı falan olduğu yok; sizin paranız bitmiş...
  • Gömleğin tüm düğmelerini yanlış iliklemek gibi bazı insanları sevmek. En başından beri yanlış yaptığını sonuna gelmeden anlayamıyorsun.
  • Sevmek için emek harcayın, unutmak için değil.
  • Belimin neden iki büklüm olduğunu merak ediyorlar. Bencil olmayıp, hayatımdaki insanların da yüklerini taşıdığım için...
  • Sadece gelecekteki mutluluğumuzun hayalini kurarken gerçekten mutlu oluruz.
  • Bende bir fotoğrafı bile yok... Sadece kalbimin içine kazınmış hayali var.
  • Kişisel Tweet Muhasebesi: 19932 tweet x 40 sn. = 797280 sn. = 13288 dk. = 221 saat = 9,2 gün...
  • Aldığım her nefes, senin verdiğin nefes... Bil işte... Sadece sen... Bil işte... Bil...
  • Bir tek akla nazar değmezmiş. Neden mi? Çünkü kimse kimsenin aklını beğenmezmiş.
  • Her şey üstünüze gelip, sizi dayanamayacağınız bir noktaya getirdiğinde, sakın vazgeçmeyin... Orası, kaderinizin değişeceği noktadır.

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir hayatta ağzından çıkana mutlaka dikkat etmeli cunku hayat bumerang gibi o sözü döndürüp döndürüp sonunda yine sana getirecek ama köle olacaksın ama kral ettiğin lafa birde icinden gectigin niyete bağılıdır
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.