İlişkilerde esnek olmak

Çakralarımızdaki enerjik blokajların oluşmasının en büyük sebebi tamamen biziz. Konulara bakış açımızdaki katı tavrımız, anlık duygusal tepkilerimizle hayatımızı zorlaştırımız, her şeyi gereğinden fazla düşünme, tartma, değerlendirme eğilimimiz ve geçmişi geçmişte bırakamayışımız en sık yaptığımız yanlışlar.. Kadın-erkek ilişkilerinin bizi zorlayan tarafları da en yıpratıcı sebepler oluyor kuşkusuz. Son zamanlarda sohbetlerimde sıklıkla gündeme geldiği için bunlardan bir tanesine özellikle değinmek istiyorum, ikili ilişkilerde esnek olabilmenin önemi ve bunu sağlamanın yolları.


Yıllar önce çok güzel bir özlü söz okumuştum, o gün bir kenara yazmayı ihmal ettiğim için şimdi aynen aktarma şansım yok ama sonuçta verdiği mesaj şuydu; zorlu bir fırtınada ayakta kalabilmeyi başaran ağaç en güçlü ve sağlam görünen ağaç olmazmış. Yılmayan ağaç, yumuşaklığı ve esnekliğiyle söğüt ağacı olurmuş çünkü onun dalları rüzgarın gücüne karşı eğilebildiği için kırılmazmış.


Tabii ki bu kararlarımızın arkasında durmayacağımız, sürekli başkalarına taviz vererek kendimizi arka plana iteceğimiz anlamına gelmiyor. Sadece uğruna savaşmaya, yorulmaya ya da karşı tarafı yormaya değen ve değmeyen şeyleri iyi ayırt etmek gerekiyor. Kişilik ve tercih farklılıklarının karmaşasında kaybolup, büyük resme bakmaksızın yaşamak yorucu oluyor çünkü.


Birbirini yiyip bitiren çiftlerden olmamak için şu konulara biraz kafa yormak olumlu sonuçlar doğurabilir diye düşünüyorum:


  • Egonuza çok fazla kulak asmayın: Haklı olmak uğruna kim bilir kaç kez boşu boşuna günümüzü kendimize zehir etmişizdir. Geri adım atmamak, karşımızdakine “gücümüzü” kanıtlamak için bazen haksız olduğumuzu bile bile kendi görüşümüzde diretiriz. Ya da farklı bir bakış açısından bakmayı şiddetle reddederiz. Oysa ilişkilerde yapıcı olabilmek için egomuzun kıskacından kurtulup, objektif olabilmeyi başarmamız gerekmez mi?

  • Empati kurun. Sevdiğiniz kişinin yerine koyun kendinizi. Anlık tepkilerle fikrini çürütmek yerine konuyu her yönüyle değerlendirmeye çalışın. Gerekirse daha çok soru sorup onu anlamaya çalışın.

  • Uyuyup uyanın, “gün doğmadan neler doğar” bir bakın. Bazen söz karmaşalarına ara vermek ve o konuda karar vermeyi ertelemek en doğru hareket olabiliyor. Eğer ortada acele karar vermeyi gerektiren bir durum yoksa, her şeyi bir gece için askıya alın, akşamınızı rezil etmeden huzurlu bir şekilde geçirin. ve güzel bir uyku çekip dinlendikten sonra yeni günde konuyu bir kez daha değerlendirin.


  • Karşınızdakinin sadece sözüne değil,”özüne” de önem verin. Hepimizin kendini yanlış ifade ettiği zamanlar olmuştur. Yorgunlukla,öfkeyle düşünmeden konuştuğumuz anlar her şey daha da sarpa sarar.Bu durum karşı taraf içinde geçerli kuşkusuz. O yüzden de bazen sözcüklere gereğinden fazla takılmamak ve affedici olabilmeyi öğrenmek gerekiyor. Bir düşünün, o kişinin “özü” nedir? Söz konusu olan kişi uzun zamandır tanıdığınız, iyi niyetine ve karakterine güvendiğiniz birisiyse belki de ona biraz daha toleranslı olmalısınız. Aslında ne demeye çalışıyor acaba? Fikir ayrılığı yaşadığınız konu onun için sandığınızdan daha fazla önem taşıyor olabilir mi? Söylediklerinin altında başka bir sebep yatıyor olabilir mi?


Unutmayın ki ilişkilerde yaşadığımız sıkıntıların çoğu aslında çok sudan sebeplerden kaynaklanıyor. Yaşadığınız ana sahip çıkın o yüzden ve “ortada buluşmaya” çalışın o an çok içinizden gelmese de. Değmeyecek konular için ne gününüzü, ne enerjinizi bozun. Doğru zamanda alınan derin bir nefes, çok büyük mutsuzluklardan koruyabiliyor insanı.


Sevgiyle kalın.







YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.