Hala bırakmadıysanız bırakmanız gereken huylar
İşim bana çok şey öğretti çok şükür. Gördüm ki, hayat okulunda ders isimlerinin ve sınıfların çok da önemi yokmuş. Kişiler, durumlar farklı farklı olsa da, hepimizin aşması gereken konular çok benzer. Türlü senaryolar yaratıp, birbirimize vesile oluyoruz gelişebilmek için. İlişkilerde birbirimize ayna tutarak, kendimizi geliştirmemiz gereken noktaları netlikle görüyoruz. Fark etmekle başlıyor her şey, sonrasında ise karar aşaması geliyor. Ya aynı şekilde davranmaya devam ediyoruz ya da yeni farkındalığımızla yeni seçimler yapmaya başlıyoruz.
Üç aşağı beş yukarı aynı konular, benzer dertlerle yoğruluyoruz. Bu yüzden de birbirimize şefkatli ve anlayışlı olmaya, daha açık görüşlü ve esnek davranmaya mecburuz aslında. Paylaşacağımız, birbirimizden öğrenebileceğimiz çok şey var. 2017’yi geride bırakıp, yepyeni, pırıl pırıl bir yıla girmeye hazırlanırken, bize zarar veren huyların envanterini yapmanın tam sırası. Bu konuda bir kaç önerim olacak :
- Yüreğinizde kin beslemeyin. Af etmemekte direndiğiniz kişilerin kalbinizde kapladığı alan, daha çok sevgi ve mutluluk enerjisinden sizi alıkoyan toksik bir ortam oluşturuyor. Bırakın gitsinler, ektiklerini biçsinler. Siz enerjinizi bozmayın, mutsuz duyguların kölesi olmayın.
- Onaylanma ihtiyacınızı azaltın. Kararlarınız,seçimleriniz,inançlarınız başkaları tarafından onaylanmayabilir, desteklenmeyebilir ve hatta kınanabilir. Eğer ki sizin için doğrularsa ve iç sesinizin rehberliğinde attığınız adımlarla yol alıyorsanız, bırakın anlamasınlar. Belki zamanla anlarlar sizi, belki de hiçbir zaman. İkna etmeye, haklılığınızı kanıtlamaya, yandaş bulmaya çabalamayın.
- Kurban psikolojisine girmeyin, girerseniz de uzun süre orda kalmayın. Her enkarnasyonda öğrenmeniz gereken dersler var ve her zorlu deneyim, içinizdeki gücü bulmanız için bir fırsat. Etrafınızdakilerin bilerek ya da bilmeyerek size vermiş oldukları zarar, onların eksiklerinin ve duygusal karmaşalarının yan etkileri aslında. Onları suçlayarak, kendinize acıyarak, hayatınızdaki mutsuzluklardan ve tatminsizliklerden onları sorumlu tutmaya devam ederek hiç bir yere varamazsınız. Durumu görmeli, sağlıklı seçimler yapmalı, duruşunuzu belirlemeli ve umutla yola devam etmelisiniz. Üstelik yaralarınızı durup durup kaşırsanız, hiçbir zaman kabuk tutamayacaklar, unutmayın.
- Boş yere savaş vermeyin. Neyin uğruna? Gerçekten değer mi? Bu benim için o kadar önemli mi? Haklı olmam bir şeyi değiştirir mi? Bu tip soruları kendinize sormazsanız, çoğu zaman boşuna hırpalanırsınız. Enerjinizi boşa tüketeceğiniz mücadelelerin içine girmeyin. Bu dünyadan göçmenize birkaç dakika kala, geriye bakıp düşündüğünüzde gözünüze pek önemsiz görünecek birçok konu için gereğinden fazla dertleniyorsunuz.
- Kendinizi özgür bırakın. Hata yapma, karar değiştirme, risk alma hakkını kendinize verin. Hayatı fazla ciddiye almayın. Yapın, bozun, deneyin, beğenmezseniz değiştirin, yeniden başlayın, kendinizi yeniden keşfedin. Belli bir çizgide ilerlemek, tutarlı olmak, kabul görmek, “doğru” olanı yapmak adına kendi isteklerinizi ve ihtiyaçlarınızı hiçe saymayın. Ayrıca, doğruların “kime göre”, ”neye göre” doğru olduğunu sorgulamaktan da kaçınmayın.
- Yargılamayın ya da daha az yargılayın. Söylenirken enerjiniz düşecek, ayrıca sizin hararetli yorumlarınız pek de bir şey değiştirmeyecek, unutmayın. Üstelik insanların yargıladığınız yönlerini büyük olasılıkla bir gün siz de yaşayıp, deneyimleyeceksiniz, onları anlayabilmeniz için bunlar sizin de başınıza gelecek. O yüzden büyük konuşmayın,”asla” demeyin, hep bir açık kapı bırakın. “Kim bilir neden böyle?”’deyin, ”vardır bir sebebi” deyin, daha az “etiketleyin”, daha çok susun ve bilge bilge gülümseyin.
- Ne yapacağınızı bilmediğiniz zamanlarda bir şey yapmayın. Dinlenin,düşünün, netleşin, sakinleşin, acele etmeyin. Emin olmadan davranmayın, sözler vermeyin, büyük kararlar almayın, fevri davranmayın, dolduruşa gelmeyin. Zamanlamalarınızı kendiniz belirleyin. Konuşmuş olmak için konuşmayın, yazmış olmak için yazmayın.
- İnsanları olduğu gibi kabul edin. Onları değiştirmeye çabalamak yerine, hoşunuza gitmeyen yönleriyle en sağlıklı, kibar ve olumlu şekilde nasıl başa çıkabilirsiniz ve bu senaryoda kendinizi nasıl konumlandırıp, koruyabilirsiniz diye düşünün. Her ilişkiyi “oldurmaya” da çalışmayın.
Yeni yılınız kutlu olsun. En önemlisi de mutlu olsun. Mutluluk bir karardır, bunu asla unutmayın.
Sevgiyle kalın...
YORUMLAR