Yuvayı aşk mı yapar yalnızlık mı?
Geçen gün abimin eşi Nihal dayanamadı ve takıldı bana, “Sen yazılarında "Hep aşk kalmadı, aşk yok" diyorsun ama bizim abinle yaşadığımız şey ne peki?” diye. Kendilerini bir görseniz, liseli âşıklar gibi dolanmalarına sinir olabilirsiniz.
Birliktelikleri 10 seneyi çoktan geçti, ama kafa liseli âşık kafası! E tamam, aşkı yaşayanlar var ama sayıları o kadar az ki genelleme sonucunu değiştirmiyorlar.
Evliliklerini 10 senenin üzerine çıkarabilmiş toplasan 3 arkadaşım varsa, 2 seneyi tamamlamadan ayrılanların sayısı 50’nin üzerindedir sanırım. Konuyu Nihal’le derin tartışma haline getirip konuşmaya başladık.
Hayatı boyunca aşkı bekleyen bir arkadaşı, 35 yaşına geldiğinde Amerika tatilinde bulmuş aradığı aşkı. Aşkçılar hemen heyecanlanmayın, kadının 190 cm boyunda bir Amerikalıyı tavlamışlığı yok, orada yaşayan bir Pakistanlıyla tanışıp evlenmiş. “Ne olacak!” demeyin, konu benim şekilciliğim değil aslında, konu yaş ilerledikçe daha seçici olmamızın yanı sıra birçok şeye de razı oluşumuz.
Normalde birbirinin yüzüne bakmayacak insanlar “Yaşımız geçiyor” diye birbirine bakmaya, yuva kurmaya çalışmaya başlıyorlar. Ama bu yuva kurma işini özünde çok az kişi başarabiliyor. Çok az kişi gerçekten de özel olan buluşmayı yaşayabiliyor. Geri kalanı atmosferde yok oluyor gidiyor. Ben de isterim abim ve eşi gibi müthiş uyumlu bir enerjinin döndüğü bir ilişki, ama yoksa ben ne yapayım? Kaldı ki herkesin ömründe bir kez gerçek aşkı tadacağı konusu az sinir bozucu değil. Çünkü eğer aşkın sayısı bir taneyse ben genç yaşlarımda onu ele geçirip kıymetini bilememiş olabilirim. Bundan sonraki hayatımı aşkı kötüleyerek mi geçireceğim yani. Çok kötü oldu bu…
Yaz tuhaflıkları...
Orhan Gencebay şarkılarının söyleneceği albümün çıkış tarihi, hangi şarkının A1 olacağına karar verilemediği için erteleniyormuş. Dedikoduya göre sanatçılar bu konuda huysuzluk çıkarıyormuş. Bir ara noter huzurunda çekiliş yapılması da teklif edilmiş. Çok komik bir durum değil mi?
Olimpiyat adaylığı konusuna yurtdışındakiler gibi ben de gülüyorum. “2020’de bizde yapılsın” deniyor, nasıl yapılacak düşünen var mı? Spor anlamında futboldan başka bir altyapısı olmayan, kültürü arasında spora neredeyse yer kalmayan bir ülke için gereksiz bir ideal değil mi?
Şeflerin Düellosu 3 tane hayatlarını hiç merak etmediğimiz şef, hiçbir çekiciliği olmayan yarışmacılar ve ses tonunu Acun’a benzetmek için şekilden şekle giren bir sunucu. Şeflerin Düellosu’nun özeti işte bu. “Şefler kendilerine verilen zamanda sofrayı hazırlayabilecek mi?” Gerçekten bu sorunun cevabını merak edip programı izleyen oluyor mu?
Umut ışığı
Red Hot Chili Peppers‘ın gitaristi Flea‘nın Filenin Sultanları’ndan Neslihan‘a Twitter‘dan attığı mesajdan sonra korktum resmen. Neslihan evli olduğu için bütün gereksiz Twitter ahalisi adamın üzerine yürüyecek, konser iptal olacak, dünyaya bu kadar saçma bir sebepten dolayı rezil olacağız diye haberin gerisini bile takip etmedim.
Ülkenin haber gelişimi o kadar saçma yerlere varır oldu ki, böyle bir sonuç beklemek de normal hale geldi. Ama Allah’tan Neslihan Hanım’ın eşi Orkun Darnel gayet modern bir şekilde olaya bakıp normal olarak işi büyütmedi.
Orkun Bey gaza gelip “Sen benim karıma asılıyor musun?” benzeri bir mesaj çekseydi bizim klavyeden başka hayatı olmayan işsiz-güçsüz takımına eğlence çıkacak ve yine yerin dibine girecektik. Darnel Ailesi’ne buradan teşekkür etmek Türk vatandaşı olarak boynumun borcu.
YORUMLAR