Çalışkan ve temiz Eylül…

İş hayatındayken fark etmezdim şimdi Eylül ayının diğer tüm aylardan daha hamarat bir ay olduğuna eminim. Hiç durmadan çalışmak gerekiyor, özellikle yazlık bir evden kışlık evinize dönmüşseniz.

Hem ev temizliği, geçen seneden kalan işlerin organizasyonu, mutfağın kışa hazırlığı hem de çocukların yeni okul senesine adaptasyonu için aksatılmaması gereken düzen ve disiplin, hepsi bir arada bazen çok olabiliyor.

Neyse ki elimde önemli ama bir o kadar da yol gösterici bir kitap var. İşin hoşluğu; okuyabildikçe beni bu bahsettiğim tempodan ara ara çıkartan kitabım da bir temizlikten bahsediyor.

Doç. Dr. Nusret Kaya’nın PVT isimli kitabının açılımı: ‘’Psikolojik Virüslerden Temizlenme’’.

Anne karnında hayatımıza şekil vermeye başlayan negatif kayıtların, yani bizi mutlu etmeyen duygu ve davranışların, kaygıların mutlaka bedenlerimizden temizlenmesi gerektiğini bir psikiyatrist gözüyle ve rüyaların gücüyle anlatıyor kitap…

Her şey bebeklikte başlıyor; çocuklarımızı büyütürken bilmeden, aslında iyi niyetle yaptığımız ne çok hata var. Ağzımızdan çıkan küçücük bir sözcük en kıymetlimiz olan bebeğimizin tertemiz belleğine nasıl da bir virüs gibi yapışabiliyor. Sonra o bellek, o ruh nasıl bir mücadeleden geçiyor ya da geçemiyor tek tek o negatifleri atabilmek için…

Umarım tüm evren, benim evim, komşumun evi, hepimizin ruhu temizlenir bu güzel Eylül ayında.

Ben tekrar işe koyulurken bu sefer de 26 Eylül’de kurulacak Kipur sofrasından bahsetmek istiyorum. "Kipur da ne?" diyenleriniz için o da bir temizlenme biçimi aslında demeliyim. Bu nedenle bu aya pek yakışıyor. Şahsen daha önce de bilirdim ama bu kadar detaylı değil!

Yakında "Komşumdan mektuplar" isimli bir kitap yazmayı planlıyorum. Huzurlarınızda yine Selin’in "Kipur" sorusuna Tülin Penso’dan cevap var:

“Selin’ciğim; kefaret günü olarak bilinen Yom Kipur, tüm dünya Yahudileri için oruç, itiraf, pişmanlık ve tövbe günüdür. Yahudi inanışlarına göre Tanrı, geçen hafta kutlanan Roş Aşana’da insanların kader kitaplarını açar. 10 Pişmanlık Günü geçer ve Yahudi takviminin ilk ayı olan Tişri ayının 10’uncu günü 25 saat süren uzun bir oruç tutulur.

Kipur’da çalışılmaz, üretilmez. Kişi tüm gün süren dualarla bir seneyi gözünün önünden geçirir. Tanrıyla arasındaki bağlantısını güçlendirir; hatalarını, pişmanlıklarını itiraf eder.

Yüce Tanrıdan özür diler, affedilmeyi umar. Benim ailemden ve yakın çevremden gördüğüm, ancak ‘kanun’ olmayan birkaç nokta var.

Genelde oruç 17.30 civarında başlar. İşten erken gelen aile hızlı hızlı yiyip 18.30’da başlayacak duaya yetişme telaşındadır. Dua saat 22.00’ye kadar sürer, eve dönüp yatılır. Sabah duası 08.00 civarı başlar. Anlayacağın yemek anlamında öne çıkan bir şey yok Selin’ciğim...

Bu 25 saatte hep dua edilir. Sinagog çıkışlarında su ve bisküvi dağıtılır. Oruç açmak için (her ne kadar 25-26 saat süren uzun bir oruç olsa da)ailenin tüm fertleri duadan eve gelene kadar beklenir, masaya birlikte oturulur. Zaten Kipur’da ailenin tüm fertleri (en küçükten, en büyüğe) sinagoga gider, gitmeye teşvik edilir.

Orucun bitişi "Şofar" adı verilen koçboynuzunun çalınmasıyla son bulur. Şofar sesi insanda hoş duygular uyandırır.

Her ne kadar din kişisel ve günah, sevap kişiye özelse de, böyle özel anlarda yine aile bütünlüğü, birlikteliği ön plana çıkar.

Yemeğe başlamadan önce ekmek, zeytinyağına banılarak yenir. Roş Aşana’da yaptığımız sakızlı elma tatlısı, peynir, börek çeşitleri, kek başta olmak üzere kahvaltı sofrası hazırlanır. Ardından genellikle tavuk suyu çorba içilir. Uzun saatler aç kalındığı için ağır yemek yenmez. (Büyüklerimiz öyle derdi- Şimdilik yeter, daha sonra yine yersin.)”

Ne güzel anlatmış değil mi?

Umarım dünyanın tüm çocukları inançları ne olursa olsun böyle mutlu oruçların tutulduğu, keyifli bayramların yaşandığı evlerde büyür.

İyi şeylere teşvik edilir, aile birlikteliğinin özgüveniyle gelişir ve takıntıları olmadan hayata hazırlanır. Böylelerinin "bellek şeytanları" olmaz, onlar sadece evlerinin, ofislerinin, mutfaklarının temizliğini yaparlar, tıpkı benim yaptığım gibi…

Ve tıpkı ailemden gördüğüm gibi…

>> Tavuklu çorba tarifi için lütfen tıklayın...