Çocuğumuza yer açmak; birlikte çalışmak

Bahçe kapısını beraber yapıyoruz: Ben, Asım, Salih ve kızım. Önce zımparalıyor ardından da bezir yağı ile boyuyoruz. Miniğimin küçücük elleri öğreniyor. Bizim yaptığımız gibi yapabilmek için çok çabalıyor ve tedirginliği yüzünden okunuyor.

İş bittiğinde soruyorum:

"Seninle birlikte çalışmayı, birlikte yapmayı çok seviyorum. Bugün yaptıklarımız senin hoşuna gitti mi?"

Ve o da söylüyor içindekini:

"Birlikte yapmadık ki, ben size sadece yardım ettim."


Haklı.

Birlikte çalışmak ile yardım etmek farklıydı ve bu boncuğun annesi pek de birlikte çalışmaya yatkın sayılmazdı.


Ben iş bitirici bir tipim. Elimdeki işe ve bir an önce bitirmeye odaklanır sonra da sıradaki işe geçerim. Üstelik bir işi yaparken sadece kendime güvenirim çünkü kendimce aklımdakini en iyi ben yapabilirim. Yanımda biri varsa da benim istediğim şekilde yapsın isterim. Olmuyorsa “tamam hadi ben gerisine devam ederim, sen diğer şeyleri yap istersen” diyerek başımdan savmaya eğilimliyim.


Birlikte yapmak başka bir şeydi oysa. Değil mi ki herkesin o işle ilgili hayali farklı; önemli olan her birini dinlemek ve herkese yer açmaktı. Bazen başlamadan hepsini masaya yatırmak bazen de işler iyice sarpa sarmadan durmak ve hepimizin ortaklaştığı bir yol bulmaktı. Katkı koymak isteyen herkesi dahil etmek, güvenmek ve işe yarar hissetmemizi sağlamaktı. Aramızda hepimizin rahat hissedeceği, emir vermeyen, dikte etmeyen, samimiyetsiz bir kibarlık içermeyen bir dil inşasıydı.


Öğreniyorum.


Kızıma bakınca görüyorum ki çocuklar içimizdeki tüm niyetleri sözcüklerin ötesinde hissederek anlıyorlar. Biz ne kadar kibarlaşsak da; ne zaman iş buyurduğumuzu, ne zaman kendi yolumuzu dikte ettiğimizi ve onlara yer açmak isteyip istemediğimizi… Anlıyorlar.

Benim dileğim "kendine güvensin, işe yarar hissetsin, bir şeyler öğrensin" diye aklımdan geçirmeden o anı paylaşmak aslında. Öyle kendiliğinden; yetersiz, beceriksiz olduğunu düşünen bütün çocukların acısını çıkarırcasına ve hatta kendi çocukluğumun da… Kızımın bir işte ona güvendiğimi duymasından çok bilmesini ve sözlerimden bağımsız işe yaradığını, buraya ait olduğunu görebilmesini istiyorum ben. Bu hepimiz için önemli değil mi?


Bu yüzden evimizi inşa ederken ailecek çalışmak çok şey öğretiyor bana. Ev-iş-uyku üçgeninde öğrenebileceğimizden fazlasını… Bu yakınlıkta, birbirimiz hakkında ve birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var. Kurulacak çok başka dengeler; daha önce söylenmemiş hassasiyetler, orta yol bulunmamış talepler ve paylaşılmamış işler...

Sevdiğimin yüzünde hiç görmediğim bir bakış mesela ya da kendi avuçlarımdaki ter.


Kafayı işten kaldırdığımızda aynı dağlara baksak da farklı şeyler görmek ayrı güzel.

Birbirimize gerçekten güvenmek, saygı duymak ve kusurlarımızı kabul etmek...

Acelemiz olmadan kendi hızımızda çalışmak, bir diğerini çekiştirmemek ve işler kötüye gittiğinde suçlamamak.

Yan yana susmak ve şimdilerde çok az bulunan bir şeyi; zamanı paylaşmak.

Birlikte ve ‘an’da olmak. Çocuğumuza gerçekten yer açmak. Gerektiğinde dilimizi ısırmak ama yine de yaptığı şeyin ardını toplamaya çalışmamak...


Evet, kapıyı yaparken tedirgindi ama iş kovanları yağlamaya geldiğinde “birlikte yaptık, bir kısmını ben boyadım” dedi.


Eh, benim için bu da bir şeydi!

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir O ne büyük bir cümledir öyle "Birlikte yapmadık ki, ben size sadece yardım ettim. İş yapan ellerinden öpüyorum Boncuğun.
    CEVAPLA
  • Misafir Farkındalık dolu bir yazı olmuş. Teşekkürler
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.