Ne olurdu ki sarılsam?

Tartışmıştık. Çok kızgındı. Gitti attı masasındakileri yere. Boyaları, su dolu bardakları, küçük boncukları, içi yemiş dolu porselen tabağı... Mutfaktaydım yere düşenlerin sesleri ile irkildiğimde. Zaten gergindim, bu kızıp da fırlatma olayı üzerine geldi iyice öfkelendim.


Anne olmak çok tuhaf bir deneyim. Diğer ilişkilerinin aksine çok daha basit şeylerden tetikleniveriyor insan. Bir çocuğun yaptığı ufacık bir şey pimini çekebiliyor içeride 30 yıldır bekleyen bir bombanın; ağzındaki yemeği çıkarıp tükürmesi, ayıplanan bir kelimeyi söyleyivermesi, evde top oynaması, paylaşmaması, vurması ya da bağırarak bir şey anlatması. Dişlerini sıkıyorsun... Çocukken yaşadığın suçluluk dolu bir ana gidiveriyorsun ve o anı yeniden hayatında istemiyorsun. İşin kötüsü çocuğun her yaşında yüzleşecek yeni bir anı bulabiliyorsun.


İşte yine öyle bir an bu. Sanki sen kızınca elindeki yastığı fırlatmıyormuşsun gibi o fırlatınca bir anda öfkelendiğin... Gözlerini belerterek bakacağın, parmak sallamamak için yumruklarını sıkacağın... Kendini durduramadan söylenmenin refleksin olduğu an.


Dört yılda tanıdım artık az da olsa "anne kendim"i ve doldurdum ceplerime önlemlerimi; yanına gitmiyorum, kendimi balkona atıyorum. Demirlere tutunup derin nefesler alıyor, duygularımı ve düşüncelerimi dinliyorum:


İçeriden ağlama sesi geliyor ve antrede fırlattığı meyvelerin parçaları duruyor. "İstemiyorum!" diye geçiriyorum içimden; neyi istemediğimi bile tam olarak bilmeden. "İstemiyorum!"


Nerede yanlış yaptığımı sorguluyorum elimde değil; hem gün içinde hem de ebeveynliğimde. Kendi ellerimle sıkıştırıyorum kendimi geçmişle. Bir şey bulamıyorum didik didik edecek, yoruluyorum. Çaresiz, yetersiz, bıkkın... Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum.


İçeri gitsem neler diyebileceğimi biliyorum, öğrenilmiş tepkimi dinliyorum:


"Madem atıyorsun yok sana bir daha meyve. Atılır mı hiç yemek. Her yer boyandı, boyaların kırıldı. Bu ne ya! Boya da yok bundan sonra. Yapmayacaksın resim mesim! Yeter artık, bıktım. Vallahi bıktım!"


Daha önce hiç yalan söylemedim ki ona; inanacak ve korkacak sözlerimden. Büyük ve güçlü bedenimle bunları ona yapabileceğimden.


"Anne!!" diye koşarak gelmek isteyecek ya bana... İçim burulsa da "Gelme hiç yanıma!" çıkacak ağzımdan; bilmem kaç nesil annenin bana bıraktığı mirasınca. Sanacağım ki sarılırsam o haklı olacak ben güçsüz. Sanacağım ki sarılırsam başarısız olacağım inadımda. Sanacağım ki sarılırsam... Ne olabilir ki sarılsam?


Ne kadar kaldım bilemiyorum geçmişimle öngörülerim arasında. Duyuyordum ağlıyordu hala ama korkulu bir "anne!" de sıkışmıştı hıçkırıklarının arasına.


Öyle ya; korkmuştu bedenine büyük gelen öfkesinden, duygusunu görünür kılan dağınıklığından ve etraftaki kırıklardan, hatta belki de benim duygumla da yüzleşmekten.


Koşarak gittim yanına. Kaldırdım aldığım kucağıma. Küçücük yüzünü gömdü göğsüme ağladı doyasıya. "Korktun mu?" dedim, kafasını salladı. "Buradayım, yanında, insan bazen böyle öfkeleniyor, sonra da korkuyor." dedim. "Ama birazdan geçecek, sarıl boynuma."

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir bravo.. kendinizi kontrol edebildiğiniz için.. gözlerim doldu.. çünkü ben çoğunlukla yapamıyorum ve evet oğlum benden korkuyor.. benim de annemden korktuğum gibi :(
    CEVAPLA
  • Misafir Bağırırken gözlerim canavar gözü gibi oluyormuş ondan korkuyormus. Aynaya baktığımda kendi annemle karşılaştım. Kendime bile itiraf etmekten korktuğum şey. İnsan anne olunca annesinin kıymetini anlarmis derler. Neden ben nefret etmeye başladım.
    CEVAPLA
  • Misafir Benim de gözlerim doldu. Evet biz de yaşıyoruz bunları ve iç hesaplasmalar hep aynı. Ne kadar korkuyor yavrum benden hiç vurmam aslında ama korkuyor, 4 yasinda sordum bir gun neden korkuyorsun ki benden seni incitmeyecem sadece biraz bagirabilirim dedim. Bağırırken gözlerinden korkuyorum dedi
    CEVAPLA
  • Misafir Ne kadar güzel oldu seni tanımak, biricik kızımın sayesinde senin gibi güzel bir insana rastlamak. Güzel annecik, seni tebrik ediyor ve kızının, senden gurur duyarak yaşayacağına yurekten inaniyorum
    CEVAPLA
  • Misafir Gözyaşlarımı tutamadım okurken. Bilmem kaç nesil annenin mirası bize. Hiçbir şey olmayacak değil mi sarılınca, burdayım deyince, ağladığında kucakladığımda , ağlayarak istediğini yaptırmaya alışacak diye uzak durmamalıyım değil mi kızımdan? Ne zor bir sınavmış annelik.
    CEVAPLA
  • Misafir Şiddet hem kendi ruhunda bircok yaralar aciyor hem de kapanmadiginda evladina tevarus ediyor..ne acı ki..okuyor,psikologlara gidiyor, seyri sülukumuzde olgunlasmaya calisarak acitildigimz gibi acitmamaya,gecmis yaralarimizi,kizginlik ve yoksunluklarimizi evladimiza aktarmamaya gayret ediyoruz.
    CEVAPLA
  • Misafir Şule hanım siz hep yazın...
    CEVAPLA
  • Misafir sarılmak herseyin ilacı evet sarılsin tüm anneler kızsa da çocuklarına böylelikle buyuduklerinde affetmenin ve ozurdilemenin bir yolunun siki siki sarilmaktan geçtiğini bilsinler .Teşekkürler Seda Şule AY
    CEVAPLA
  • Misafir Bu aralar tam da bunları yaşıyorum.. 14 aylık bir kızım var benim de.. insan neler öğreniyor değil mi anne olduğunda.. nasıl da frenliyor kendini duygularını öfkesini... nefes almak istiyor bazen...
    CEVAPLA
  • Misafir Kızınca aynı cümleleri söylememiz ne tuhaf. Basbayağı gözlerim doldu. Üzüldüm kızıma da kendime de. Neden böyle oluyor, hani şu anne çocuk arasındaki tepkilerin büyüklüğü, neden ki? Son zamanlarda bunu ben de farkettim ve durdurulması gerekiyor diye düşünüyordum. Balkon iyi bir çözüm olabilir.
    CEVAPLA
  • Misafir Şule okudukça boağzıma oturan yumrular ve öylece kala kalmak :( ne kadar güzel bir yazı Allah gayretini artırsın
    CEVAPLA
  • Misafir Sonra sanıyor ki herkes bunu yapacak... ama yapmıyor tabi... büyük hayal kırıklığı... Dünyaya hoşgeldin yavrum.
    CEVAPLA
  • Misafir Çok güzel bir yazı....Genç annelere tavsiye ederim....
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.