Vicdanının pusulasını kaybedenler...
Kopya çeken bir öğrencisiyle ilgili işlem yaptığı için öldürülen bir öğretmen. Ve onun canına kıyan bir öğrenci. Işıklar yatsın güzel öğretmenim. Olayın öznelerinden, zamanından ve mekanından öte, 'nedenleri' ve 'çözümleri' konuşalım istiyorum. Birlikte düşünelim:
Bir öğrenci neden, yüksek puan almak için kopya çekmenin de bir kestirme yol olduğunu düşünür. Neden çalışarak hak etmediği bir notun, bir paranın, emeğin ASLA iyilik getirmeyeceğini öğrenmemiştir bir öğrenci. Neden, mutlu olmak için her zaman ‘kazanmak zorundasın’ yanılsamasına düşer ademoğlu insan. Neden, bir cana kıymanın 'şiddetin' bir savunma şekli olduğunu öğrenir. Oysa bilmez midir ki; asıl olanın "egolarının öğretmeni, vicdanının öğrencisi olmak' olduğunu...
**
Neden; hayatta en önemli sınavın 'vicdana kulak vermek' olduğu öğretilememiştir. Derslerde öğrencilerime anlatırım fırsat buldukça. Bence hayattaki en önemli sınavlardan biri, yalnızca matematik, fizik, kimya sınavından geçmek değil vicdan sınavından da geçebilmek olduğunu anlatırım.
Hatırlayalım; Nazi kamplarında suç işleyen binlerce çocuğu bilimsel deneylerde kullanarak öldüren bir doktor, onları ölüme götüren bombaları tasarlayan mühendisler, belki de sınıfının en parlak, okulunu birinciyle bitiren öğrencilerdi. Srebrenitsa’da çocuk, kadın demeden acımasızca tetiğe basan kişi, belki de fizik dersinde en yüksek not alan bir öğrenciydi.
Savaşlarda bebeklerin, çocukların katliamına karar verenler yönetenler kim bilir üniversitede siyasal bilimleri birincilikle bitiren öğrencisiydi. Çocukları ölüme götüren bombaları yağdıran pilot belki de bir matematik dâhisiydi. Görevini kötüye kullanarak rüşvet alan eğitmen belki de okulunu birincilikle bitirmiş, LGS, üniversiteye giriş v.s. sınavlarında en yüksek puanı almıştı.
**
Kısacası diyorum ki; haksızlığa uğradığını düşünerek bir cana kıyabilen bir öğrenci. Vicdanı pusulası olduğu için öldürülen bir öğretmen. Ve bu korkunç cinayeti, 'nefret' söylemiyle yalnızca kınamak yeterli değil. Asıl olan; sorunun kaynağını bulup aydınlatmak olmalı... Şunu sormalıyız birlikte. Bir öğrenci neden yüksek puan alma odaklıdır, neden kopya çeker, kopya çekmenin neden bir kestirme yol olduğunu, neden haksızlığa uğradığını düşünerek öldürmenin bir hak olduğunu düşünür.
Bence, bu sorunsalın kaynağını, 'eğitimde' aramak gerekir. Evde, okulda ilk dersimiz 'önce insan olmak' olmalı. Sonraki dersin adı 'empati', 'vicdan', 'etik', 'ahlak'... olmalı. Anne ve babalar sorumluluklarınız büyük. Unutmayın, çocuklar anlattıklarınızı değil, izlerinizi takip ederler. Onlar sizlerin yansımasıdır. Siz neyseniz ona dönüşürler. Ve eğitimciler. Sorumluluklarınız var. Sınav, puan ve kazanma odaklı hırslı öğrenciler yerine başarılı ama önce 'insan öğrenciler' yetiştirmeyi de unutmamanız gerekir...
**
Unutmayalım; insanlığın yalnızca ve yalnıza ‘başarılı’ değil, 'pusulası vicdan' olan öğrencilere, bilim adamlarına, doktor, mühendis, esnaf, mimar, avukat, hakim, savcıya, öğretmene ihtiyaç var... İşte o nedenle vicdanın pusula olmalı ademoğlu insanın.Çünkü görüyoruz ki; "vicdanlarının pusulasını" kaybedenler özünü kaybeden bireylere dönüşürler. Kaybolurlar. İşte o nedenle; önce insan, sonra yine insan ve hep insan kalmak dileğiyle...
YORUMLAR