Değerli hissetme tuzağı

Hem çift seanslarında hem de bireysel seanslarda sıklıkla karşımıza çıkan bir konudan bahsetmek istedim bu hafta... Değerli hissetmek, değersiz hissetmek, çok değer vermek, verdiği değeri gösterememek, ne karşı yapsa tarafa yetememek gibi konular, insan ilişkilerinde en çok dile getirilen sıkıntıların başında geliyor.


İnsan hayatının başladığı ilk günlerden itibaren tohumları ekilen bir duygu, "değerli hissetmek". Bu cümleden de anlaşılabileceği üzere, değerli hissedebilmek için dünyaya geldiğimiz ilk yıllarda çevremizden beslenmeye ihtiyacımız var. Daha çok tek taraflı bir beslenmeyle başlayan bu duygu, ancak yeterince gelişip sağlam temellere sahip olduğunda bizden çevremize doğru da akmaya başlayabilir, yani çift yönlü bir akış gerçekleşebilir.


Bir örnekle açıklamamız gerekirse; dünyaya yeni gelmiş bir bebek ihtiyaçlarına mümkün olan en kısa sürede ve şefkatle cevap verildiğinde kendini iyi hisseder. Yüzüne dikkatle bakıldığını, mimiklerine uygun biçimde tepki aldığını, kendisiyle sık sık ve ilgiyle iletişim kurulduğunu deneyimledikçe çevresinin onu sevgiyle kucakladığını ve o ortamda her zaman "ilgi ve dikkat" ile karşılanacağını bilir. Bu bilginin "değerli hissetmek" anlamına geldiğini bilmez ama o duyguyu çok iyi tanır.


Bu duyguyu iyi tanıyan çocuk, biraz daha büyüyüp çevresindeki ilişkilere dair basit çıkarımlar yapabilecek yaşa geldiğinde, kendini yakın hissettiği insanlara aynı yaklaşımı gösterebilir. Bu önceleri taklit etme çerçevesinde başlasa bile, zamanla bağlantı kurduğu insanları bu yaklaşımla nasıl mutlu edebildiğini görmek, zaman içinde "değer verme" davranışının gelişmesine ve bu davranışın bilinçli biçimde uygulanmasına ve hatta bu şekilde dolaylı bir mutluluk duygusu deneyimlenmesine vesile olur.


Kısacası doğduğu andan itibaren ihtiyaçlarına, duygularına, düşüncelerine, onun kendi özgün benliğine doyurucu bir ilgi, dikkat ve özen gösterilen insan, bunun nasıl yapıldığını ve insana kendini nasıl hissettirdiğini öğrenir. Sağlıklı ve sevgi temelli ilişkilerin en doğal biçimi olarak bu yaklaşımı benimser ve uygular. Bu noktada "değer vermek" ile manipüle etme amaçlı aşırı özveriye meyilli olma durumunun birbirinden çok farklı olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Değer verme davranışı, daha çok karşıdaki insanı gözlemleyerek iyi tanımaya ve saygı duymaya dayanan bir yaklaşımdır. Belli bir mesafeden o insanı dikkate aldığınızı, onun özgün özelliklerini gördüğünüzü ve sınırlarına saygı duyduğunuzu, kendisini rahat hissedebilmesi için bu sınırlara özen gösterdiğinizi gösterirsiniz. Oysa "sahte değer verme" davranışı, karşıdaki insanın ihtiyaçlarına bakmaksızın hızlı bir samimiyete, o talep etmeden birçok jestin neredeyse zorla kendisine sunulmasına ve üstü kapalı biçimde "manevi borçlandırılmasına" dayanır. Dışarıdan bakıldığında, çok değer ve önem veriliyormuş havası yaratan ancak aslında hızlı ve fazla olması nedeniyle rahatsızlık yaratan bu yaklaşım, karşı tarafta asla "değerli olma" hissi yaratamaz. Tam tersine zaman içinde çok boğucu gelir ve kendi istekleri dışında yönlendirilmeye çalışıldığı için içten içe öfke yaratır. Bu nedenle bir süre sonra "sözde değer veren" taraf, emeklerinin değerinin bilinmediğinden ve hep nankörlükle karşılaştığından şikayet etmeye başlar. En sonunda da zaten sağlıksız bir temelde başlayan ilişki, aşırı vermeye meyilli tarafın küsmesi ve ilişkiyi bitirmesiyle sonuçlanır.


Sağlıklı değer vermenin ve değer görmenin temelinde özgün benliğin görülmesi, dikkat ve ilgi gösterilmesi, ihtiyaçların fark edilmesi ve saygıyla yaklaşılması vardır. Bu akışın doğal olarak geliştiği tüm ilişkilerde insanlar kendilerini tamamlanmış, anlaşılmış ve güvende hissederler. Gerçekten değer gördüğünüz ve mutluluk verici biçimde değer verebildiğiniz ilişkiler içinde olmanızı dilerim...



YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.