Bir ağacın tepesi…
Oğlum; yaklaşık 4 yaşına kadar; topluma yaşının üstünde uyum sağlayan, hislerini kontrol eden, içe dönük bir yapıdaydı. Onun kendini ifade etmesine yardımcı olmak, hislerini açıkça belli etmesini sağlamak için, okul hayatımda okumadığım kadar çok kitap okudum. Her zaman ayakları yere basan, uçmasını istedikçe yer çekimine ilgi duyan bir karakteri var. Şu anda muhteşem hikâyelerle, tam yerinde cümlelerle, bütün gününü baştan sona anlatıyor; gerçekçi ve objektif.
Kızım; yürümeye başlamadan merdiven çıkan, bulduğu her çıkıntıyı basamak niyetine kullanıp olabildiği kadar yukarı tırmanan; ilk cümlelerinden biri 'anne ben uçmak istiyorum' olan, hayalperest bir karakter. İki kardeşin tipik olan zıtlığı, benim; birini uçurmak isterken ötekini yere çekmek için ne yapabilirim üzerine, bir dolu kitap ve araştırma yapmaya itti.
Cesaret, umut ve güven oyunlarımızda birbirlerini görmek, birinin ağladığına ötekinin gülmesi, aşırı özgüvenle hareket edip, yere toslamalar çok işe yaradı. Kazandıkları esneklik her geçen gün arttı; olan bana oldu. 30 yaşıma kadar ayakları yere basan ben; Leo'yu havalandırayım derken uçmaya, yükseklere, atlamaya merak saldım. Lea'yi bir yerlerden indirmek isterken, tırmanmanın eğlencesini fark ettim. 5000metre yukardan paraşütle atladığımda, bütün kafamda büyüttüklerimi küçücük görmek, alışkanlık yaptı.
Bu hafta, sahilde yürüyüş yaparken, nerdeyse her gün geçtiğim yolda kocaman bir ağaç gözüme çarptı. Etraftaki balıkçıların yardımıyla ağacın en tepesine tırmandım; bir büyü, bir sessizlik ve şehrin ortasında inanılmaz bir huzur vardı.
Yaprakların yakından kokularını içime çektim, aşağıdan geçenleri yüzümde pis bir sırıtışla seyrettim, kimse beni fark etmiyordu. Beraber yürüyeceğimiz arkadaşım beni aradığında, tam olduğum noktayı anlattım ancak beni bulamıyordu, aynı düzlemde yukarda olmama ihtimal vermiyordu; sonunda tepeye baktırttım; yanıma çekmek, ikna etmek istiyordum ama bu enerjimi oğluma saklamalıydım...
Günümü ve heyecanımı anlatırken gözlerini kocaman açtı. Bir yanının çok istediğini, merak ettiğini hissediyordum. Birlikte denemeye tamam diyen Leo, hayatında ilk defa kocaman bir ağaca tırmandı. Kahkalar atıp o kadar da zor olmadığını söylediğinde, sulu gözlü annesi olarak bu kadar basit ama bizim çok zamanımızı almış bir tecrübeyi yaşamış olmaya şükrediyordum.
Her gün ağacın yanından geçerken gülümseyip, göz kırpıyorum; hedeflerimizi genişletip daha yükseklere tırmanmaya başladığımızda , onun yeri hep bambaşka olacak...
YORUMLAR