X

Sevgili Yeşim Hanım;



Eşimle yaklaşık 9 yıldır evliyiz ve bir kızımız var, ancak benim iki ayrı sorum var size… Eşim beni uzun süredir aldatıyor ve artık bunu ikimiz de biliyoruz, saklamıyoruz. Ona nedenini sordum, bende olmayan onlarda ne var dedim. O da eksik olan bir şey yok, bu benim hastalığım, kendime engel olamıyorum dedi. Ben de eşimden ayrılamıyorum, bunu yapamıyorum, üstelik şimdi ikinci bebeğime hamileyim. Ve bebeğim aramızı düzeltir diye düşünüyorum. Sizce ne yapmalıyım? Bana yardım edin lütfen.


Yeşim Tijen'in cevabı:



Onu öyle seversin ki ilgi duyduğu her şeye düşman olmaya hazırsındır. Doğuran anasından bile kıskanırsın onu, sadece senin olsun istersin. Bir tek sana baksın, senden başka hiç kimseye kadın gözüyle bakmasın istersin. Elleri bir tek sana dokunsun, sevgi sözcüklerini bir tek senin kulağına fısıldasın istersin, hatta bazen sevgisini haykırsın istersin. İstersin, istersin çünkü kadınsın. Kadın sevdi mi paylaşmak istemez. Ama eli mahkûm paylaşacaktır. Hatta ruhu bile duymadığı zamanlar olacaktır.


Kadın ne kadar güzel, becerikli olursa olsun sadece kendine ait olarak yaşatmayı başaramıyor erkeğini. Mükemmel olması bile aldatılmasını engellemiyor. Erkek kimi zaman arkadaşlarının dürtmesiyle başlıyor. Bir, iki karşı koysa sonunda bu dürtmelerden o da nemalanıyor. Evdeki huzursuzluklar da erkeği bir kadına itebiliyor. Bu kaçamaklarla heyecanı yaşıyor, kendini daha iyi hissediyor.


Bir diğer neden ise tutkunun kaybolması. Bunu da kaybetmememiz gerekiyor. Bu iş de biz kadınlara düşüyor, tutkuyu ve heyecanı korumak. Uzun ayrılıklar, tatiller ıı-ıııh sakın fazla yalnız bırakmayın, bu da işlerine geliyormuş. Fırsat bu fırsat diyor erkekler, dikkatli olun.


Sosyal paylaşım siteleri erkeğe kendini iyi hissettiriyor. Kendini daha önemli hissediyor, vücutta mutlu edici bir maddenin arttığı söyleniyor. Böylece internet de hem kadın hem erkek için bir kaçış yolu oluyormuş. Buradan dış dünyayla rahatlıkla bağ kurabiliyorlar çünkü.


İşte bu nedenler aldatmaya eğilimi artırıyormuş ve araştırmalara göre aldatmayan erkek yok diyemesek de çoğu erkek aldatıyormuş. Eskiden de aldatma vardı tabi ama namus kavramı daha güçlü kazılıydı ve utanma vardı diyebiliriz. Şimdi sanırım ikisi de yitirildi.


Kadınların aldatılmaya bakışı farklı farklı oluyor. Kimi kadın, ben bilmeyeyim bana hissettirmesin sorun değil diyor. Kimi kadın kendinden ve kocasından o kadar emin ki benim kocam asla yapmaz böyle bir şey diyebiliyor. Sanırım aslında buna hem kendini hem de karşısındakini inandırmaya çalışıyor. Bir de aldatıldığını bile bile her şeye göz yuman kadın var. Ya çok sevdiğinden ya onsuz yaşamayı beceremeyeceğini düşündüğünden ya da adamın çok parası olduğundan, ben bu rahatımı niye başkasına bırakayım diyerek ayrılmaya yanaşmıyor bile bile. Kocasının aldatışlarını gözleye gözleye aynı evde yaşamaya devam ediyor.


Erkekler âşık olsalar bile başka bir kadına evliliklerini bitiremiyorlar, vicdanları el vermiyor hem eşlerine hem diğer kadına haksızlık yaptıklarını bilseler de o evliliği yaşamaya devam ediyorlar. Çoğu araştırmanın sonucu böyle.


Aslında ne kadar zayıflar değil mi? Bu soruyla ilgili araştırmaları yaparken bir kez daha biz kadınların daha güçlü olduğunu gördüm. Oysa erkekler her fırsatta kadınlardan daha güçlü olduklarını söyleseler de karşılarına güzel biri çıktığında ve kadın kendileriyle ilgilendiğinde ne yapacaklarını şaşırırlar. Güzel kadına dayanamaz ve bir anlık fiziksel çekimle aldatabilecek kadar zayıftırlar.


Ve artık sizin sorununuza gelmek istiyorum. Eşinizin bahsettiğiniz aldatma durumunun bir hastalık olduğunu söylemesi ne yazık ki kendi teşhisini koymuş olması demek oluyor, belki de arkasına sığınıyor. Siz evliliğiniz boyunca bu olayın süreceğini bile bile ve hep şüpheyle yaşayabilecek misiniz? Biraz geç gelse, biraz fazla kendine özen gösterse veya telefonuna bir mesaj gelse kendinizi iyi hissedebilecek misiniz? Şüphe öyle kötü bir şey ki sizi için için kemirecektir. Kimi kadın ben bilmeyeyim yeter, kimi kadın da kocam beni aldatmaz diye düşünürken siz kendinizi bile kandıramayacaksınız. Bu durumun sürmeyeceğini, bir seferlik bir şey olduğunu ve bir daha olmayacağını bilseniz eşinize bir şans daha verebilirsiniz. Ama eşiniz hiç bitmeyeceğini ve hastalık olduğunu söylemişken hiçbir şey yokmuş gibi devam edip onu eve geldiğinde kapıda karşılayabilecek misiniz? Her kadın sevmek, sevilmek ve güvenmek ister. Ve lütfen kendinize sormanızı istiyorum ben böyle bir evliliği hakediyor muyum diye. Bu soruyu sorunca cevabını siz kendinizde bulacaksınız.


Ayrılmaya karar verirseniz belki başta üzüleceksiniz ama uzun vadede kazançlı siz olacaksınız. Hakkettiğiniz değeri ve güveni size verecek biri bir gün mutlaka karşınıza çıkacaktır. Kendinize bu şansı vermekten korkmayın. Ama ayrılmak istemezseniz mutlaka eşinizle birlikte bir ilişki terapistine gitmenizi öneriyorum. Bu süreçte çocuklarınıza bu durumu yansıtmadan onları ihmal etmemeye çalışın. Vereceğiniz kararın sizin için en hayırlısı olmasını diliyorum ama unutmayın, insanlar bir kere aldatılınca gerçekten bile şüphe duyarlar.


Sevgiler...


***

Çözemediğiniz sorunlarınızı yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun. 'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...

İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com

Twitter: @yesimtijen