Dijital devrim ve insan

Dünya, şu anda Dijital Devrim veya Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0) olarak adlandırılan bir dönüşüm sürecini yaşıyor. Bu devrim, teknolojik yeniliklerin ve dijitalleşmenin insan yaşamının her alanında köklü değişimlere yol açtığı bir dönemi temsil ederken; dünyanın ekonomik, sosyal ve kültürel yapısı yeniden şekilleniyor.

Her değişim ve dönüşüm sancılı bir süreçtir.

Bu devrim, hem büyük fırsatlar hem de derin eşitsizlikler yaratacaktır.

Dijital ve teknolojik dönüşüm bireylerin ekonomik yaşamını önemli ölçüde etkileyeceğe benziyor. Bu etki gelirden harcamaya, tasarruftan çalışma biçimlerine kadar birçok farklı alanda hissedilecek.

Bu yazıda dijital devrimin bireylerin ekonomisine olan etkilerini yazmak istedim. Ben de bu belirsizlikten ve dönüşümden zaman zaman kaygı duyuyorum. Bu yüzden netleştirmek hepimize iyi gelecek. Sanki karanlık bir mağarada ışık yakmak gibi… Bilgiyle belirsizliği ortadan kaldıralım ve dönüşüme ayak uydurabilmek için kendi payımıza neler düşüyor fikir edinelim.

Bu dönüşüm; bazı mesleklerin yok olmasına, yeni mesleklerin ortaya çıkmasına ve mevcut rollerin farklı beceriler gerektirecek şekilde evrilmesine neden olacaktır. Bu ne demek; bazılarımız gelir elde ettiği işini kaybedecekken bazılarımız teknolojiye adapte olma yeteneği ve kendini sürekli geliştirme arzuları nedeniyle bu dönüşümü hasarsız atlatacak . Teknolojiye ve eğitime erişimi olan bireyler daha yüksek gelir elde ederken, bu imkana sahip olmayanlar ekonomik olarak geride kalabilecektir. Adapte olmak sürekli öğrenmek, dijital araçları etkili kullanmak, paylaşımda bulunmak ve etik bir anlayışla hareket etmekten geçiyor. Serbest çalışma modeliyle yapılan işler, çevrimiçi platformlardan elde edilen gelirler ve dijital ekonomide ki fırsatlar bireylerin ek gelir sağlamasına olanak tanıyor. 21. yüzyılın en iyi tarafı çeşitli farklı mecralardan ek gelir kazanılabilmesi. Dijital devrimde gelir elde etme yolları ve araçları değişiyor. Değişmeyen şey ise insanın hayatını yaşaması için paranın gerekliliği.

Fiziksel mağazalar yerine e-ticaret platformlar üzerinden yapılan alışverişler artacaktır. Şimdi bile biz kadınlar e-ticaret nedeniyle ihtiyacımız olmayan çok şey satın alıyoruz. Nakit yerine kredi kartı kullanınca kolaylıkla ödeme yapınca sanki cebimizden hiç para çıkmayacakmış gibi hissediyoruz. İnternetin özgürlüğü sayesinde almak istediğimiz herhangi bir şeyi çabuk ve hızlı bir şekilde buluyor ve satın alabiliyoruz. Bu durum bizlerin daha çok tüketmesine vesile oluyor. Değişmeyen şey ise istek ve arzularımızı yönetebilme becerimiz.

NFT’ler, metaverse mülkleri, dijital aksesuarlar gibi sanal varlıkların popülerleşmesi, bireylerin para harcama alanlarını genişletebilir. Bu terimler şimdilik birçoğumuza çok yabancı gelsede, ihtiyaç duyup öğrenmek zorunda kalacağımız günler yakın gibi… Değişmeyen şey ise, algı ve popülerlik karşısında duracak irademiz.

Geleneksel yatırım araçları yerine bireyler kripto paralara, merkeziyetsiz finans ürünlerine ve NFT’lere yönelmeye devam edecek ve bu tür yatırımların yüksek kazanç potansiyeli kadar riskleri de artacak. Artan yaşam maliyetleri bireylerin tasarruf etmesini zorlaştırabilecek. Ancak teknoloji, harcama yönetimi için kişisel finans uygulamalarını yaygınlaştıracak. Fintech uygulamaları sayesinde bireyler küçük meblağlarla bile kolayca yatırım yapabilecek. Yatırım işlemleri daha hızlı ve erişilebilir hale gelecek. Değişmeyen şey ise yatırım yapma ihtiyacı olacak.

Özellikle genç nesiller arasında sahiplik yerine paylaşım odaklı bir ekonomi benimsenebilir (örneğin; araç paylaşımı, ortak çalışma alanları). Minimalist yaşam tarzı benimseyen bireyler daha az tüketime yönelebilir. İnsanların tercihleri değişiyor.

Çevre bilinci arttıkça, bireyler çevre dostu ürün ve hizmetlere daha fazla harcama yapacak. Güneş panelleri, elektrikli araçlar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına bireysel düzeyde yatırım artabilir. Bireyler, teknolojik sağlık çözümleri için genetik testlere, giyilebilir cihazlara daha fazla harcama yapabilir. Dijitalleşme, çocukların ve yetişkinlerin eğitim harcamalarını artırabilir. Özellikle teknoloji tabanlı beceriler için sertifika programlarına ve çevrimiçi kurslara olan talep artacak. Değişmeyen şey ise paraya olan ihtiyaç.

Biz insanlar teknolojik dönüşümün getirdiği fırsatları ve riskleri aynı anda yaşayacağız. Eğitim, dijital beceriler ve finansal okuryazarlık, bireylerin bu değişime uyum sağlamasında belirleyici faktörler olacak. Ekonomik refah, teknolojiyi ne kadar etkili kullanabildiklerine ve değişen iş dünyasına ne kadar hızlı uyum sağladıklarına bağlı olacak.

Aslında dijital devrimde yaşanılacakları netleştirdikçe kaygı düzeyimizde azalıyor. Bugün yaptığımız gibi; bize düşen gelirimizin kaynaklarını artırıp, bilinçli bir şekilde giderlerimizi kontrol içinde tutmak ve sağlığımıza dikkat ederken tasarruflarımızı değeri artacak varlıklara yönlendirmek. Ne kadar kolay ve basit bir yöntem, zorlaştıran taraf kendimizin karanlık yönleri. Kendimize de ışık tutarsak karanlık mağaralarımızdaki gizli saklı hazinelere ulaşır, hayatımız kolay ve basit hale gelir. Zenginlik, bireyden bireye farklılık gösteriyor. Kimine göre lüks içinde yaşamak zenginlikken, kimine göre sevdikleriyle mutlu bir yaşam sürmek en büyük zenginliktir. Para hayattaki en önemli şey değildir ancak hayattaki en önemli şeylere etkisi büyüktür. Şu kısacık ömürde her insanın kendi anlamına göre zengin bir hayat sürmesi hakkıdır.

Günümüz dünyasında çok şey değişiyor, değişmeyen tek şey insanın doğası. Merak duygumuz, değişime adapte olma becerimiz, bütçe yönetim anlayışımız ve tasarrufa bakış açımız dijital devrimde bizlere eşlik edip hayatımızı daha kolay ve kaliteli hale getirecek. Bu süreçte gelirimizin kaynakları değişebilir, giderlerimiz değişebilir, harcama alışkanlıklarımız değişebilir, yatırım araçları değişebilir…

Dijital devrim karşısında ;

Ya çare sizsiniz ya da çaresizsiniz.