Yürekten sevmenin sonu yalnızlık mı?
“Hayırlı günler Yeşim Hanım,
Bana yardım edin içinden çıkamadığım, çıkamayacağım sorunlarım ve sorularım var, size güveniyorum. Bir ilişkide vicdan ne kadar önemli? Vicdanlı bir insan bir ilişkiyi bitirebilir mi? Yoksa bitiremez mi? Bitirmek için sadece cesaret mi gerekli, yoksa vicdansızlık mı? İki yıl önce ilişkimizin başında yalanlar söyledim ama kaybetme korkusuyla. O beni uyardı ve ben de kendimi düzeltmeye başladım. Her şey çok güzel gitmeye başladı. Biribirimize bağlandık iyice. Sonra o birden umursamaz biri olmaya başladı. En ufak şeyden kavga eder hale geldik. Her seferinde de bitsin konuşmaları olmaya başladı. Kısacası, neden böyle? Çok sevdiğinde, değer verdiğinde, özlediğinde değerini bilmek yerine niye sıkılır, değer, kıymet bilmez insanlar? Neden yürekten sevmenin sonu yalnızlık olur? Abartmıyorum 250 defa kavga etmişizdir. Bana “Bugün başka erkeklere baktım benden ayrılsana artık. Onursuz, gurursuz musun sen? Bir erkek bana bunları söylese çekip giderim” dedi. Başka erkeklere bakmanın sebebi sensin falan dedi. Lütfen yardım edin. Ayrılamıyorum. İlk olduğu için mi acaba? Biliyorum başkasıyla olsam daha mutlu olacağım ama olmuyor. Cevabınızı bekliyorum.”
Yeşim Tijen’in cevabı:
İnsan sadece içkiye, sigaraya bağımlılık duymuyor. Bazen insan sevgilisine de bağımlı olabiliyor. Oysa ilişkilerde bağımlı olmak, kendinden uzaklaşmak demek, artık kendin olamamak demek. Sadece bağlı olmak yeterli ki gerektiği zaman o bağ çözülebilsin. Siz de bu ilişkiyi bir bağımlılık haline getirmişsiniz sanıyorum sevgili genç okurum. Bakın bağı çözmekte zorlanıyorsunuz. Korkmayın hayat devam edecek, onsuz da yaşayabilirsiniz. O kararı verdikten sonra dik durmaya bakar ayrılık ama şu an duygularınızın etkisiyle karmakarışıksınız. Biraz yaşananlara kulak kesilirseniz içinizdeki tüm düğümleri de çözeceksiniz. Sonra da siz cesaret edip sevgilinize tamam hadi ayrılalım diyeceksiniz. Şu günlerde zihinsel geviş getiriyorsunuz sevgili okurum. Hazmedemediğimiz olaylar karşısında bir hazmetme çabasıdır zihinsel geviş getirmek. Geviş getirdikçe bitmemiş işin bitmemişliği sürüp gider. Siz de gerçekte bitmiş bir ilişkinin bitmiş olmasını hazmedemeyerek bu durumu yaşıyorsunuz. Nereye kadar sürecek? Duygularınızdan uzaklaşıp aklınızı kullanarak hareket etmeye başlayıncaya kadar bu durumu yaşayıp duracaksınız.
Sizin yaşlarınızda işin aslı gelişip değişiyorsunuz. Kendinizle ilgili birçok şeyi yeni yeni fark ediyorsunuz. Şimdi hoşlanıp severken birkaç sene sonra yeni yeni öğrendikleri, gördükleriyle algıları, duyumsamaları, beğenileriyle bambaşka olabiliyor insan. Kız arkadaşınızla yaşadığınız da tam olarak bu. Şu açıdan da bakalım isterseniz. Güzel bir ilişkiydi, size artılar kattı, duygusal anlamda biraz üzerek hayatınızdan gidiyor. Şimdi size düşen güzel bir aşktı diyerek gitmek isteyene saygı duymak, onun da sizi saygıyla hatırlamasını sağlamak. Zorla tutamazsınız ki, gidecekse eninde sonunda gidecek. Ha üç gün önce, ha beş gün sonra. Biten bittikten sonra ne fark eder? Sevmedikten sonra ne fark eder? Sevgisiz bir birliktelikten tat da alamaz insan. Bir tek sizin sevmeniz yetmez. O nedenle kabul edin bu ayrılığı. Vicdanınız size bir engel olmamalı, burada vicdana gerek de yok.
Bitirmek için vicdansızlık mı cesaret mi diyerek bana sormuşsunuz. Bu durumda vicdan söz konusu mu? Konusuysa kime karşı? Vicdan söz konusu değil burada. Eğer illa vicdandan bahsedeceksek kendinize karşı vicdanlı olmalısınız biraz da. İnsan yalnız başkalarına karşı vicdanlı olmamalı. Çok vicdanlı olmak da çok akıllı olamamak durumu değil midir? Aklın bertaraf edildiği bir yaşamda insan sadece duygularla nereye varabilir? Duygusallıktan uzaklaşıp biraz düşünürseniz beni anlayacaksınız. Size lazım olan duygu: Cesaret. İçinizde bir yerde tuttuğunuz cesareti dışarıya çıkarma zamanı geldi.
Şimdi size bir Dede Korkut masallarından birini anlatayım: Boğaç Han güçlü kuvvetli bir gençtir. Meydanda bir boğayla karşılaşır. Yumruğunu boğanın alnına dayar. İkisi de eşit güçte oldukları için yenişemezler. Ne boğa bir adım geri gider ne Boğaç Han geriler. İkiside kilitlenip kalırlar. Boğaç Han ben bu boğaya niye direk oluyorum diye düşünür, kenara çekilir. Boğa tepe taklak düşüp yıkılır. Eğer hiçbir şey yapmadan boğanın önünde dursaydı yorulup bitecekti, yıkılan o olacaktı. Size niye anlattım bu masalı, siz de bu ilişkiye, anılarınıza takılı kalmışsınız. Takılılık durumunuz sürdükçe kendinizden ödün vereceksiniz. Moralsiz, enerjisi düşük bir genç olacaksınız ama önünden çekilirseniz bu ayrılık gerçekleşecek, sonunda da rahatlayacaksınız. Direk olup günbegün yorulmaktansa çekilin olacakların önünden, karşınızdaki yıkılsın. Enerjinizi nedenlerle, niçinlere harcayarak bir yere varamazsınız, olduğunuz yerde sayarsınız. Kabul ederseniz önünüz açılır. İlk gözleriniz flu görse de sonra masmavi gökyüzüne bakıp “Oh hayat ne güzel!” diyeceksiniz. Çünkü daha gençsiniz, hayatın size sunacağı güzel günler var.
Aslında hikayenizi canlı tutmaya çalışmanız eskiye ait anılarınız yüzünden ama onlar anı ve eskimiş, yenilenmemiş hepsi eskide kalmış. Yenileri yaşanamıyorsa sorun vardır. Sorun çözülemiyorsa bırakın da ayrılık çözsün. İlkiniz bile olsa ayrılacaksınız. Sizin içiniz rahat olsun, suçluluk duygusu yok, ayrılığın yükünü de o kadar ayrılmak istiyorsa o taşısın. Kıymet bilmeyeni kıymetlendirmeyeceksiniz. Size gurursuz vs diyerek hakaret etmesine izin vermeyin. Şunu da bilmelisiniz, şimdilerde ilkim yok. Eskiden varmış, kimse kimseyi görmüyor, birini görünce de kapılıyormuş. İlkle ölüme kadar gidiliyormuş. Şimdi herkes iç içe, dışarda, işte, sosyal paylaşım sitelerinde hep bir iletişim halinde. Suni olsa da bir iletişim var, o nedenle ilke takılmayın. Bir gün zamanı geldiğinde seçtiğiniz kişiyi ilkiniz olmasa da onunla son duygusuyla sahiplenin, önemli olan bu.
Bana güvenmenize mutlu oldum, teşekkürler. Profosyenel yaşam koçu ve aynı zamanda yazar olarak yazdığınız konuda birçok vaka ile karşılaşıyorum. O yüzden sevgili genç okurum, bu ilişkinin bitmiş olmasına biliyorum üzüleceksiniz ama bu kendinize olan güveninizi azaltmasın. Bu ilişki için verdiğiniz emek ve değer ortada, kaybeden siz değilsiniz. Kendinize güvenin, kendinizi sevin. Siz bu sevgiyi ve güveni hak ediyorsunuz. Bu ilişkide yaşananlar da size bir anı, bir tecrübe olarak kalsın. Şimdi cesaret göstermeniz gereken bir durumu yaşıyorsunuz. Aklınızı ön plana çıkarın ve onun kontrolünde hareket edin. İç sesinizi duymamazlıktan gelin. Biliyorum bunu başaracaksınız. Size ve tüm okurlarıma hayırlı bayramlar dilerim.
Sevgiyle kalın...
***
Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.
Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...
İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com
YORUMLAR