Kaybetmekten korkuyorum...

“Merhabalar Yeşim Hanım,

Size ilişkimle alakalı birkaç şey danışmak istedim. Öncelikle benim 2 yıl 2 aydır süren bir ilişkim var. Bu ilişkinin başında baskın olan taraf bendim. Azarlardım sürekli, ben ne istersem onu yapmasını isterdim, kısıtlardım, çok aşırı kıskançtım. O da çok ilgisizdi ve biz bu sebeplerden dolayı geçen yaz ayrıldık. 1 buçuk ay ayrı kaldık. 1 buçuk yıl olmuştu ayrıldığımızda. Daha sonra dayanamayıp barıştık çünkü birbirimizi gerçekten seviyoruz ben buna adım gibi eminim. İlişkimizdeki bu problemleri konuşup hallettik. Ben çok fazla üzerine gitmedim, kıskançlık dozumu azalttığımı söyleyemem ama eskisi gibi belli etmiyorum. O da bana ilgisini göstermeye çalışıyor. Sevgilim çok iyi biri, çok anlayışlı, mütevazı, olgun birisi. Ben ona göre daha hareketli, sabırsız ve kıskancım. Şu an ilişkimiz çok güzel gidiyor. İkimiz de üniversitede okuyoruz ve bittikten sonrası için evlilik planları yapıyoruz. Şimdi diyeceksiniz ki sorun yok, sorunum şu: Benim içimde “tekrar bırakıp gider mi” diye kaybetme korkum var ama aramız gayet iyi, neden korktuğumu anlayamıyorum. Korkmam için bir sebep yok. Beni tekrar bırakır gider, aynı kötü zamanları tekrar yaşarım diye çok korkuyorum, ayrılan taraf o olmuştu ve 1 buçuk ayda gerçekten çok zor zamanlar geçirmiştim. Aynı zamanda anksiyete hastasıyım, belki bunun da etkisi vardır. Lütfen bana yardım edin, kaybetme korkumu nasıl yenebilirim?”


Yeşim Tijen’in cevabı:

Hatırlıyorum da küçücük bir kızken bazı geceler uyuyamadığımda, korkular üzerime gelirdi. Gecenin karanlığının da etkisiyle odamın kapısından birinin içeriye girip beni öldüreceğini düşünürdüm. Yaşadıklarım, karanlığın yarattığı bir korku, yani zihnimin bana bir oyunuydu. Sonunda yorganı başımın üzerine çektiğimde kendimi koruyacağımı sanır, korkumdan saklanırken uyuyakalırdım. Sonraları böyle bir şey olmayacağına aklım erdiğinde, korkmamam gerektiğini idrak ettiğimde mışıl mışıl uyumaya başladım. Bana göre bilmek, bilinçli olmak, kendine güvenmek ve cesaret korkunun en kuvvetli panzehirleridir ve insan isterse korkularıyla baş edebilir.


Yaşamda hiçbir şeyin garantisi yok, eğer olsaydı insanlar iyice yayılırdı. Benim ya işte, ne gerek var diyerek özen göstermezdi. Böyle düşününce birazcık korkunun ilişkilere yararı olduğunu söyleyebiliriz. İlişkiyi diri tutar ama fazlası insanı başkalaştıracağından tehlikeli olur. Siz de bu yaşadığınız ayrılığa tehlikeli sularda yüzerken yakalanmışsınız ama bakın artık onun değerini biliyorsunuz. Daha dikkatli davranıp, kendinizi kontrol etmeye çalışıyorsunuz. Bu ayrılıkla kendi öz eleştirinizi de yaptınız. Bu olumsuz olayla bir bakıma kendi kendinizi bulacaksınız. Şu an korkularınız olsa da onları aşacaksınız.


Önce şunu bilmelisiniz; ilişkilerde ayrılıklar olabilir. Mühim olan nedir biliyor musunuz? O ilişkiyi sevgiyle, her anının tadına vararak yaşamak ve yaşatmak. Korkulara takılırsanız ilişkinize hakkını verebilir misiniz? Kime baktın, benim dediğimi yapacaksın, gitmeyeceksinlerle yaşanan bir ilişkide tat olur mu? Korkusuzca anın tadına vararak yaşanan ilişkide sevgi vardır, ilgi vardır, mutluluk vardır. Sizi hatırladığında mutlu olur gülümser, diğer sizi hatırladığında ne yapar, “öffff ya” der. Sevgilinizin sizinle ilgili hangi duyguya kapılmasını istersiniz, bunu bir düşünün. Ona göre korkup korkmama konusunda kararlı olursunuz. Siz değişmedikçe dışınızdaki hiçbir şey değişmez. Daha güzel bir şeyler yaşamak istiyorsanız, aklınızı güzelleştireceksiniz. Evet bir ayrılık yaşamışsınız ama barışmışsınız da, demek ki seviliyorsunuz. Bu sizi rahatlatmalı. Önce şunu kabul etmelisiniz; sevgiliniz sevgisini çok fazla gösterebilen biri değil, güzel bir şey değil size katılıyorum ama bu da bir yapı meselesi. Böyle kişilerin bile sevgilerini yansıttıkları hareketleri vardır. Onları fark ederek sevgisine güvenebilirsiniz çünkü sevgi bir enerjidir, mutlaka hissedilir. Onu kıskanarak, azarlayarak, kısıtlayarak bu ilişkiyi elinizde tutamazsınız, aksine bitirirsiniz. Bu duruma meydan vermemek için kendinizi geliştirmelisiniz, korkularınızı yönetmeyi öğrenmelisiniz. Sinirlendiğinizde, kaygılandığınızda dişinizi sıkarak zihninizdeki olumsuz düşünceleri hadi git öyle değildir diye zihninizden yollayarak, bu korkularınızı hakimiyetiniz altına alabilirsiniz. Hani baskı kuruyorum demiştiniz ya, o baskıyı kendinize uygulayacak ve kendinizi zapturapt altına alacaksınız. Böylece korkularınızın sizi olmadığınız bir kişi haline getirmesine izin vermeyeceksiniz. Sizin bir de anksiyete bozukluğunuz var. Bu da sizin için tetikleyici olabilir. Bunun tedavisi için yardım alabilirsiniz ama insanın aklı birçok sorunu kendi başına da yenebilir. Olumlu düşünmeyi alışkanlık haline getirerek, vara yoğa kaygılanmayarak, yani kontrolü ele alarak aşılabilir.


Unutmayın ki kaygılandıkça sorunlar yaratıyorsunuz, itici hale dönüşüyorsunuz ama gülümseyerek kahkaha atarak her şeye sevgiyle bakmayı öğrenirseniz, neşeyle, mutlulukla dolar, etrafınıza güzellik katarsınız. Sözün özü aklınızla kendinizi yönetin. Olumlu düşünmeyi, anda olmayı öğrenin, bilincinizle hareket edin. Bunu başardığınızda korkudan eser kalmaz. Korku insanın kendi kendine attığı bir kazıktan başka bir şey değil. Sevgiler…




***


Çözemediğiniz sorunlarınızı rumuzunuzla yazın, Yeşim Tijen size önerilerde bulunsun.


Yeşim'le Hayat Bilgisi her zaman sizin yanınızda...


İşte sorularınızı gönderebileceğiniz adres: yesimilehayatbilgisi@gmail.com


@yesimtijen


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!
  • Misafir Sevgilim
    CEVAPLA

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.