Kedi şart

Eve bir arkadaşımın kedisi geldi dün, hafta sonu boyunca bizimle olacak. Daha yavru, üç aylık bile değil. Bu boyutlarda bir kedisi olanlar nasıl bir enerji ve sevimlilik karmasıyla karşı karşıya olduğumuzu anlayacaktır. Kendi 21 yaşındaki kedimi bundan bir buçuk sene evvel kaybettiğimden, kedi konusu hassastı evde. Yeni bir tane istediğimi biliyor ama ne kocamı ikna edebiliyorum, ne de içten içten kendimi. İnsan nedense hemen hastalanıp sessizleşeceği zamanları aklına getiriyor ilk, oysaki bu enerji bombası küçük gri soytarıyla geçirdiğim bir günün sonunda arada mutlu, mesut geçirilecek uzun yıllar olduğunu hatırlamış oldum.


En güzeli de sizinle hemen iletişim kurması yavru kedilerin, yetişkinleştikçe, aynı bizler gibi, daha çok kriter arıyorlar sahip kısmında. Oysaki bu daha bakışları yerine yerleşmemiş, odak noktasını tutturamayan minik şeytan dünden beri ya saçımı çekiyor ya terliğimi kapıp kaçıyor ya da kucağımda uyuyor ve bu üç senaryodan biri düzenli aralıklarla tekrarlanıyor.


Uyku bölümünün tatlılığını ise kelimelerle ifade etmek zor, uyku sersemi bir halde boynuma doğru tırmanıp çenemi yalıyor mesela, öpüyor ıslak burnunu benim burnuma dayayıp filan... İnsana yeniden hayvan sahibi olmak konusundaki bütün korkularını, üzüntülerini bir iki saat içinde unutturabiliyor. Su ve mama kabını yerleştirirken gözlerim ıslandı mesela, Rita'nınkilerle aynı yere koyamadım. Ama o kadar, sonra geçti.





En güzeli de siz bilgisayar başına oturduğunuzda, onun da uyku uyumaya karar verdiği kucağınız hem bilgisayara hem de ona ev sahipliği ediyor ya. Kalkamıyorsunuz ya yerinizden o izin vermedikçe, ya da o içinizdeki anaç devreye giriyor ve aman uyanmasın diyorsunuz ya, o gurultu kesilmesin, size de iyi geliyor çünkü biliyorsunuz. Hazmı hızlandırıyormuş... Şaka tabii. Dün böyle üçer-dörder saat boyunca o bilgisayarın başından kalkamayacak oldum işte, o sırada birikmiş işlerimi yapmaktansa (sonuçta bayramdı ve bayram günü çalışacak değildim) sezon ortasında başlayan diziler arasında beni en çok meraklandıranlardan Secret and Lies'ın birikmiş bölümlerini bitirdim.


Ryan Philippe'yi hatırlar mısınız? Cruel Intensions ve I Know What You Did Last Summer gibi 90'lar gençlik klasiklerinin kahramanlarındandı. Burada bir başka 90'lar kraliçesi, rock chick Juliette Lewis'le birlikte oynuyorlar, Philippe katil zanlısı, Lewis ise ilk andan onun sadece zanlı değil katilin ta kendisi olduğuna inanmış hırslı ve tokatlık bir dedektif rolünde. Philippe en sevdiğim polisiyelerden Damages'ın da son sezonunda rol almıştı, o hallerini bildiğimden bu diziye daha inançlı yaklaştım zaten. Hayal kırıklığına da uğratmadı, tam aradığım hafiflik/ciddiyet dağılımına sahip. American Crime'a da başladım aynı dönem mesela, ama ondan aynı hazı alamadım. Ki onun başrolünde oynayan Timothy Hutton ve Felicity Hoffman yukarda bahsettiğim ikiliden daha iyi referanslara sahipler. Fakat ne yazık ki diziyi ilk bölümü itibariyle fazla depresif, fazla sepia buldum ve bir süreliğine de olsa rafa kaldırdım. Cinayetse cinayet, her ikisinde de var, hem de ilkinde öldürülen küçük bir çocuk. Ama işte gerçeklere yaklaşma açıları farklı birbirinden; ilkinde hep aklınızda hayatını boyacılık yaparak geçiren, bir asistanı bile olmayan bir adamın nasıl öyle bir evde, öyle arabalarla, onca tüketerek yaşayabileyeceği, ama 'kandırılabilme' seçeneğini işaretlemişsiniz bir kere. Araya dereye sıkıştırılan birkaç 'aslında çok zor günler geçiriyorlar' ipucuyla ikna oluveriyorsunuz. American Crime'da ise hava çok ağır, birinin pencereleri biraz açması gerekiyor, ama dediğim gibi, ilk bölümden sonra devam etmedim, kim bilir, hız kazanmıştır belki de hikâye...


Zaten boşverin bunları, bu çerezleri, kendinize bir iyilik yapın, çok kaliteli bir çanta almak gibi düşünün, geleceğe yatırım, Mad Men izleyin. Yavru bir kedi gibi onu büyütün, kucağınızdan indirmeyin, sevip okşayın, birlikte olan kısıtlı zamanınızı iyi geçirmeye bakın. Kaliteye doyun, güzel diyaloglar dinleyin, güzel insanlar görün, her bölüm bittiğinde ne zaman bitti, keşke hiç bitmese, sonsuza kadar onlar oynasa, biz izlesek derken bulun kendinizi.


Facebook Yorumları

YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.