True Detective izlerken...
True Detective, 2. sezon, 1. bölüm, The Western Book Of The Dead, 22 haziran 2015, saat: 23:18 (Yazı, bölümü izlerken yazılmıştır…)
Geçen yıl boyunca herkesin birbirine en çok önerdiği dizi True Detective'di, büyük keşif, sen de mi True Detective'cisin, ben de True Detective'ciyim, gel o zaman çak bir tane! Aslında dizi bir yana, Matthew McConaughey bir yana. Sanırsınız ki ilk kez görüyor herkes. Ben kendimi hariç tutuyorum o kalabalıktan iç rahatlığıyla, ona olan inancım eskiye dayanır, oturup kendisini düşünmüşlüğüm yoktur tabii 'Matthew ne zaman yapacak büyük patlamasını acaba' diye ama ne kadar iyi oynadığına şaşıracak halim de yoktu doğrusu! (bkz. A Time to Kill, Contact...)
Soundtrack farklı, aynı cast gibi. Jeneriğin görselleri ilk sezonunkini andırıyor, aynı disiplin, ama daha canlı renkler. Tadelle yiyorum. McConaughey ve Harrellson'ın isimleri prodüktörler arasında geçiyor. İşleri zor.
Sahnede Colin Farrell var, kıpkızıl ve tombul bir oğlu var, annesi kimse genleri bir hayli güçlü olmalı... Farrell'ı seviyorum, bir türlü sevemeyenlerin sonu umarım McConaughey'in şimdiki fanları gibi olur. Oğlan çocuğunun kıyafetlerinden günümüzde olduğumuzu çıkarıyorum. Yine bir masanın ucunda bir polis var. Bu sefer zaman farklı, arkadaki televizyondan anlıyoruz. Bir an diğer sahneyi hatırlayıp acaba yanılıyor muyuz diye düşünüyoruz. Karısı kaçmış Farrell'ın, yıllar önce tecavüze ve saldırıya uğramış. Sorgu odası değil, karşısındaki avukatıymış. Peşin fikirli olmamak lazım. Karısı önce terk etmiş, sonra da boşanma davası açmış. Avukatı geçmişinde aleyhine kullanılabilecek bir vaka olup olmadığını soruyor. Belli ki var. Zamanda geri gidiyoruz.
Ve karşımızda Vince Vaughn. O da Holywood'un kendisini kanıtlaması gerekenlerinden. Yani adamcağızın ne kadar umurundadır bilemeyeceğim tabii ama bugüne dek elle tutulur pek bir filmde rol