İnsanlık karaya vurmasın!
Herkese iyi pazarlar… Sizlere bugün, hafta boyunca çok konuşulan bir kareyi yazacağım. Biliyorsunuz komşumuz Suriye'de savaş nedeni ile birçok Suriyeli başka ülkelere göç etmek için yurtlarından ayrılarak umuda yolculuk yapıyorlar. Ancak bu yolculukların çoğu hüsran ile bitiyor. İşte yüreğimizi parçalayan kare bu yolculuğa çıkan daha bebek diyebileceğimiz Aylan'ın hikayesini kısaca anlatmak istiyorum.
Kobani’de yaşayan Kurdi ailesi, üç çocuğu ile birlikte Suriye sınırından Türkiye’ye girdi. Sınırdan giriş yapan aile önce İstanbul’a oradan da Bodrum’a geçti. Kobani’de terör saldırılarından kaçan aile Bodrum’da bir müddet kaldıktan sonra Yunanistan’ın Kos adasına geçmek için Akyarlar koyundan denize açıldılar.
Denize açıldıkları bot 10 kişilikti ama organizatör bota 17 kişi aldı. Bota aldığı kaçakların can yeleklerini çıkarmasını isteyen organizatör, üzerindeki yelekleri zorla çıkarttırıp denize attı. Umuda yolculuk yapan kaçakların botu fazla kişiden dolayı su almaya başladı, kaçakları taşıyan bot bir müddet sonra battı.
Faciada eşi 27 yaşındaki Zahim Kurdi, oğulları 2 yaşındaki Aylan Kurdi ile 3 yaşındaki Galip Kurdi'yi yitiren ve kendisi bitkin halde sahile ulaşan baba Abdullah Kurdi, ifadesinde o geceyi anlattı:
"Daha önce iki kez organizatörlere para vermiş ve İstanköy Adası'na geçmek istemiştik. Birisinde Sahil Güvenlik ekipleri bizi yakaladı. Serbest kaldık. Diğerinde organizatörler sözünde durmadı ve botu getirmedi. Bu kez kendi olanaklarımız ile botu temin ederek kürek çekerek geçmeye çalıştık. Sahilden 500 metre kadar açıldıktan kısa bir süre sonra bot su almaya başladı. Ayaklarımız ıslanıyordu. Su arttıkça panik başladı. Ayağa kalkınca olanlar oldu. Can yeleklerimiz vardı ama ayağa kalkanlar nedeniyle bot birden alabora olup ters döndü. Eşimin ellerinden tutuyordum. Çocuklarım ellerimin arasından kaydı. Bota tutunmaya çalıştık. Havası gittikçe söndü. Gecenin karanlığında herkes bağırıyordu. Bu nedenle sesimi çocuklarıma ve eşime duyuramıyordum. Herkes çığlık çığlığaydı. Işıklara bakarak karaya doğru yüzmeye çalıştım. Karaya çıktığımızda eşimi ve çocuklarımı aradım bulamadım. Korkudan kaçtıklarını düşündüm, Bodrum'a geldik. Sonra şehirde buluştuğumuz noktaya gelmediklerini görünce hastaneye giderek acı haberi aldım."
Bir çocuğunu kurtardı
Terör saldırılarından kaçan aile su alan tekneden kurtulmaya çalıştı. Bir kızını kurtaran anne, 2 çocuğundan ise haber alamadı. Çocuklarının 2’si de umuda yolculuk için bindikleri teknenin batması sonucu boğularak ölmüş ve 2 kardeş 50 metre ara ile kıyıya vurmuştu.
Aileyi kurtaran sahil güvenlik ekipleri anneyi ve bir kız çocuğunu muayene için Bodrum Devlet Hastanesine getirdi. Sağ kurtulan bazı kaçaklar ise ölenleri teşhis için morga getirildi. Teşhis için getirilen kaçakların içerisinde 2 evladını kaybetmiş acılı baba da vardı. Teşhis için girdiği morgda 2 çocuğunun da cansız bedenini gören baba sinir krizi geçirdi. O esnada hastanede tedavi olan eşi ise eşinin feryadını duyunca morga koştu. Çocuklarının ölüm haberini alan anne saatlerce sakinleştirilemedi.
Olay sonrasında tüm dünya yasa boğulurken, uluslararası basın yayın organları olayı medyaya taşıdı. Birçok gazete ‘Fotoğraf yeter söze gerek yok’ başlığı attı.
Benim hayattaki felsefem şu: hayatı ne kadar zorluklarla yaşasam da bu dünyaya bir kez geldiğimizi biliyorum ve bu hayatı olabildiğince pozitif bir şekilde yaşamak en büyük amacım. Ancak bu haberler geldikçe benim bu olumlu düşüncem bir anda kapkaranlık bir perde gibi önüme çıkıyor. Lütfen bu savaşlara bir dur diyelim. Dünyamızı yaşanacak bir yer haline getirmemiz bizim elimizde TERÖR belasından biran önce hem ülkemiz hem de dünyamız kurtulmalı. Bunu diyalog yolu ile çözmek benim açımdan en mantıklısı…
Herkese engelsiz bir hafta diliyorum…
YORUMLAR