Ne diyem Mahmut mu?
Merhaba okuyucum, merhaba ahali. Dokuz günlük kurban bayramının sonunda hapşırıp tıksırmaya başlayan yazarınızdan kucak dolusu sevgiler, öpücükler. Havayı öpeyim ki size de geçmesin.
Bitmek bilmeyen bayram tatilinde yüreğimin götürdüğü yere gittim, PC başında dizi izledim. Çok büyük bir değişiklik oldu gerçekten benim için. Bir günde bir sezon bitirip dizinin yeni sezonunu yakaladım. Amerikan Korku Hikayesi, çok çılgınsın bebek dedim izlerken. Böyle perili evler, akıl hastaneleri, hayaletler filan. İzlerken arkadaş dedim bizim İstanbul'da çekseler ya böyle bir şey, esas korku filmi burası. Trafik mesela, kasap dolu. Sonra sokaklarda eli palalı, baltalı adamlar filan. Al sana korku filmi.
Neyse ne diyordum, bayram tatilinde tatil planı yapaydın dizi izleyeceğine diyenler, ben plan yapmam yapamam. Plan, program en büyük korkum, bunu da burada itiraf ettim. İtiraf demişken bir aralar itiraf.com vardı, ne meşhur siteydi. İlhan İrem de vardı ama o başka konu. Plan program diyordum. Ben yapamıyorum. Denedim olmadı. Her seferinde aksadı, bozuldu, bir şeyler oldu, olmadı.
Mesela zamanlamada da sorunum vardır her zaman, ya çok erken giderim ya da çok geç kalırım. Yumurtayla kapı aralığı ilişkisi en sevdiğimdir. Önümü pek görmem, çünkü etrafa bakarak yürüdüğümden, dükkanlara, insanlara kendimi kaptırdığımdan önüme pek bakmam, dolayısı ile de görmem. Düşersem kalkarım ne olacak ki derim. Çoğu zaman da kalkarım. Dizimde bir iki yara bere olur ama iyi tedavi ederim, kendimi iyileştirmekte oldukça yetenekliyimdir.
Ama planlı programlı yaşayanlara, arkadaşlarıma hayranlıkla bakarım orası da ayrı. Ben akşam ne yemek yiyeceğime, ertesi gün ne giyeceğime, eteğin altına düz mü topuklu giysem diye karar veremezken aylarını planlı programlı yaşayanlara hayranlıkla bakıyorum. Ben her zaman kafamın estiğini yapıp, kalbimin götürdüğü yere gidiyorum. Karpe Diyem, ne diyem Mahmut mu diyem? Adı Karpe Diyem işte, anı yaşa dedikleri.
Ne kadar karpe ne kadar diyem bilemiyorum ama bildiğim şu ki anı yaşamak iyi şey. Ecnebilerin bir deyişi vardır, Go with the flow yani su yolunu bulur, aynen öyle. Su aslında yolunu buluyor. Ben ne kadar yolunu değiştirmeye çalışsam da o bir yolunu bulup akacağı yere gidiyor, denize kavuşuyor. Hayır benimki de komik, mühendis miyim ben suyun yatağını değiştirmeye çalışıyorum filan. Sonra dereler, çaylar kuruyacak oturup ağlayacağım. Neyse yazar burada dokundurmalar, ironiler yaptı farkındaysanız. Arada yapar öyle.
Farkındaysanız bir uzattım ki konuyu sakız oldu. Plan program yapamamak, Carpe Diem demek, ama bu ne kadar iyi yapmak dedim. Ben var Geronimo Türkçesi ile konuşmak evet. Siz beyaz adam çok mızmızlanmak.
İster Mahmut diyin, ister Karpe anı yaşamak, hayatı akışına bırakmak önemli şey. Su yolunu buluyor be canlarım! Yatağını ne kadar değiştirmeye çalışsanız da o bir yolunu bulup gidiyor. Ama bana bakmayın, ben önüne bakmayan bir şaşkolozum.
Bana ayrılan sürenin sonuna gelmişken sizleri öpüyor, iyi bayramlar diliyorum.
Esen kalın, şen kalın.
YORUMLAR