Kadınlarımıza…
1934’te Anayasamızda yapılan bir değişiklikle, kadınlarımıza milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmış ve Türk kadını layık olduğu değere kavuşmuştur.
Erkek cephesinden bir “casus” olarak, bu önemli günde; birkaç gündür karaladığım kadınlarla ilgili cümlelerimi sizlerle paylaşmak istedim.
Kadın özeldir çünkü;
- Kucağında dört çocuğun aynı anda oturabileceği kadar yer vardır.
- Hayatındaki erkeğin, 81 ilin plaka kodunu ezbere bildiği halde, özel günlerin tarihlerini bilmemesini dert etmez.
- Herkes “anne” diye ağlar.
- Öpüşü, çizilmiş bir dirsekten kırık bir kalbe kadar her şeyi iyileştirebilir.
- Kadın, bilgi paylaşımı için konuşur; erkek içinse konuşmak, bilgi aktarma işidir.
- Duygusal deneyimlerinde, hormonal durumları erkeklere oranla çok hızlı değişir. Ağladıklarında, gözyaşlarında biriken ve stresin neden olduğu proteinler; erkeklere göre çok daha yoğundur. Ve kadın bu “zehir”i vücudundan atmak için ağlar.
- Erkekten farklı olarak; tüm duygularını, kalbinden gelen gözyaşları ile ifade eder.
Türk Kadını “En özeli”dir çünkü;
- Atatürk’ün dediği gibi… ; Dünyada hiçbir milletin kadını, “Ben, Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu Kadını kadar gayret gösterdim…” diyemez.
Ve bir kadın gittiğinde…
Ne çok kişi gider aslında.
Bir temizlikçi, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci...
Bir anne gider…
Bir dost…
Bir arkadaş…
Bir sevgili...
Ne çok kişi yok olur bir kadın gittiğinde…
Bu hep böyle olur;
Bir kadın gittiğinde…
Övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiğindeki “Dikkat et…!” duyulmaz.
Annesi gitmiştir “Geç kalma”nın.
Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde pek çok kişi gitmiştir aslında…
Ve bir kadın gittiğinde…
Pek çok “yetim” bırakmıştır arkasında...
Sevgiyle kalın…
YORUMLAR