Sanal Twitter “aktivist”leri

Aktivist, demografik, data… gibi süslü kelimeleri aradan çıkartıp konuya giriyorum…

RT, favori, kullanıcı satın alma mevzuları ayyuka çıktıktan sonra özellikle sosyal medya ajansları tarafından yeni popülarite satın alma hileleri aranmaya başlanmıştı… Geçen hafta, sosyal medya üzerinden reyting ölçüm verileri hazırlarken, bazı hesaplarda anormallikler bulduk ama ilginç olanı Facebook, Twitter ve Instagram’da ortaya çıkan bu anormalitelerde herhangi bir sahte kullanıcı ya da yazılım yoktu. Meğerse bir “örgüt”e denk gelmişiz…

“Örgüt” dediysem hemen korkmayın canım, bildiğiniz örgütlerden değil…

Hayatlarını sosyal medya üzerinden kazanan bir gurup genç arkadaş Facebook, Twitter ve Instagram üzerinde farklı isim, fotoğraf ve bilgilerle profiller oluşturmuşlar… “Örgüt”lerindeki kişi sayısı yaklaşık 56 (forum yazışmalarından da üye sayısı belli zaten)… Her bir “örgüt” mensubu da yaklaşık 10’ar hesap açmış… Etti mi size aslanlar gibi 560 sanal kişi…

Peki, bu sanal kişiler ne işe yarıyor? “Örgüt”çüler akıllı telefonlarına bu hesapları tanımlıyorlar… Sonra falanca şirketin, markanın, kurumun, kişinin, vb. sosyal medya yöneticisi şirket (“dijital marka yönetimi” diyemiyorum çünkü bu durumda markaya yapılan “sabotaj”dan öteye geçmez) bu genç arkadaşlara ulaşıyor… Ücret karşılığında başlıyor bu 560 sanal profil, Twitter’da, Facebook’ta, Instagram’da yorum yazmaya, Tweet atmaya, RT etmeye,…

İster sosyal medyada birini linç ettirin, ister göklere çıkartın, ister TT yapın… Diyeceksiniz ki “TT için 560 profil yeterli mi?”… Evet yeterli… Türkiye ve Dünya gündemindeki TT’lere bakarsanız işin tadı kaçtı zaten…

Bu “yaratıcı!” sosyal medya hilesini uygulayan arkadaşlara da şöyle bir öğütte bulunayım… Tabii ki emek vermişler, düşünmüşler, talep de var ki bu işten para kazanıyorlar… Ama şöyle bir durum çıkmış ortaya. Bu 560 hesaba özellikle Twitter’da ve Instagram’da bakarsanız, hiç takipçilerinin olmadığını (ya da çok az olduğunu) görüyorsunuz. Bazı profillerin fotoğrafları bile aynı (belli bir aşamadan sonra üşenmişler)…Bari işin biraz yazılım boyutuna eğilselerdi.

Basit birkaç kod ile “yaşayan” sahte profiller oluşturmak mümkün… Belli aralıklarla paylaşımlar yazıyor (rastgele profiller seçerek bu profillerin paylaşımlarını kopyalayıp yazıyor program… Yoksa yapay bir zekâ yok yazılımda…), profil fotoğrafını güncelliyor, profil bilgilerini değiştiriyor bu yaşayan profiller… Hem de bunun avantajı, bu profilleri o sosyal medya platformunun kullanım koşullarına aykırı davrandırtarak istediğiniz zaman “intihar” bile ettirebilirsiniz. Suç yok, kanıt yok… J Gerçi burada anlattıklarımın içerisinde, kanuni olarak değil, ahlaki olarak bir suç var.

Bunu anlatma nedenim de kimseyi bunu yapmaya teşvik etmek değil… Hep atladığımız bir noktaya dikkat çekmek… Artık yeni dünya ekonomik düzeninde tarımla, sanatla, üretimle, beden gücü ile para kazanmak bir yere kadar… Şahsımız olarak para kazanmak ve ülkemize de katkıda bulunmak istiyorsak yazılıma ve teknolojiye yönelmemiz gerekiyor… Tabii ki bu bizim için, bizden daha gelişmiş ülkelerin vatandaşlarına olduğu kadar kolay değil. Sonuçta yazılımın ve teknolojinin kalbinde yaşıyorlar. Biz sadece onların oluşturduklarını geliştiriyoruz.

Geçenlerde çok tanınmış bir sanatçımızın bir diyaloğuna tanık oldum… Anlatıp yazımı sonlandıracağım…

Sanatçımız, Twitter’ın kurucusunun hesabına İngilizce bir Tweet atıyor ve cevap gelmeyince kızıyor, cümlesi ise şu… “O kendini ne zannediyor ki, bana cevap vermiyor!”…

Sosyal medyanın, egolarımızı ne hale getiriyor… Yorumu size ait…

Haftaya görüşmek dileğim ile…

Sevgimle kalın…