Önüm arkam, sağım solum sobe, saklanmayan ebe...
İlk yazılarımdan hatırlarsınız; artık günümüzde iş ve özel hayat ayrımının kalmadığına inananlardanım ben. Zamanın su gibi akıp geçtiği şu günlerde, hayat dediğimiz de öyle hızlı geçiyor ki; işimiz hayatımız, hayatımız da işimiz olmuş durumda, ister istemez… Ve haliyle, bu telaşenin içinde, aklımıza gelmeyen veya düşünmeye vaktimizin olmadığı şeyler olabiliyor. Mesela, hayatın olmazsa olmazları… Hiç düşündünüz mü, hayatın olmazsa olmazları neler?
Her sabah sizi yataktan kaldıran; gün içerisinde bir şeyler yemenizi, işe gitmenizi, çocukları okula yollamanızı, evde yemek yapmanızı, iş arkadaşlarınızla öğlen yemeğine çıkmanızı, alışveriş yapmanızı vesaire vesaire sağlayan olmazsa olmaz nedir sizce? Tek kelime, yabancı.. Süreniz doldu. Ben söyleyeyim: MOTİVASYON… Yani, bir insanı belirli bir amaç için harekete geçiren güç. Hayatın olmazsa olmazlarından en başlıcası…
''İş hayatına çok yeni başladım... Şanslıyım ki, iş yerimde patronlarımla aynı masada yemek yiyebiliyorum, ast üst ilişkisi pek fazla olmuyor. Fakat çalıştığım iş yerim beni ilerletecek türden bir yer değil. Ama maalesef daha yüksek yerlere başvuruda bulunacak cesarete sahip değilim. Kendimi geliştirmem ve o yolda ilerlemem lazım ama bir türlü motive olup o adımı atamıyorum…'' İşimde mutlu değilim
Aslında, farkında olsak da olmasak da, her an bir şeyler için motiveyizdir. En azından, hiçbir şey olmasa bile, hayatta kalmak için motivasyonumuz vardır. Tabii hayatta kalma motivasyonu tek başına yeterli değildir. Başka amaçlar için de motive olmamız gerekir. Hayatta kalmak dışında da amaçlarımız vardır en nihayetinde.
İşte bazen, öyle bir an gelir ki, o sabah yataktan çıkmak istemeyiz mesela. Ya da işe gitmek, kahvaltı etmek, bir arkadaşımızla buluşmak, uzun süredir takip ettiğimiz şirketin açılan pozisyonuna başvuru yapmak, iş değiştirmek... Ağzına kadar dolu bir dolaptan kıyafet seçmek bile içimizden gelmeyebilir.
Bunların hepsi bir aradaysa o zaman durum biraz farklı olabilir. Hele de uzun zamandır böyleysek profesyonel bir destek almamız gerekebilir. Ama eğer yukarıda saydıklarımdan biri veya birkaçı gibi, belirli bir şeyi yapmak içimizden gelmiyorsa bu işte bir iş var diye düşünmemiz gerekir. Genelde de o işin ucu, döner dolaşır değiştirmemiz gereken bir duruma yani bize gelir. En nihayetinde, var olan şartlarda veya değişen durumlarda, motive olma eylemini gerçekleştirecek kişi bizden başkası olamaz da ondan.
İşte bunu fark ettiğimiz an, ''Neden adım atmak için motive değilim?'' sorusunu sormamız gerekir. Motivasyona bazı durumlarda cesaret eşlik eder. Böyle durumlarda önce ''Cesaretimi kıran ne?'' diye sorabiliriz. Cesaretimizi kıran şeyi bulursak motivasyonumuzu bulmaya da çok az kalmış demektir.
Motivasyonumuz hiç bir yere gitmemiştir ki! Sadece saklanmıştır bir köşeye, bir sebepten. Onu bulmak da, her zamanki gibi bize kalmıştır... Hep söylediğim gibi; hayatta aslında her şey bizim elimizdedir. Tüm soruların cevapları bizde saklıdır..
***
İşinizde mutlu değil misiniz? İş hayatı ile ilgili öğrenmek istedikleriniz mi var? Ya da sadece fikirlerinizi paylaşmak mı istiyorsunuz? Öyleyse e-postalarınızı aşağıdaki adreslerden birine mutlaka bekliyorum.
isimlemutluyum@mujdeozenen.com
diyelim@isimlemutluyum.com
YORUMLAR