Evlilik aşkı öldürür mü?

“Evlilik aşkı öldürür” diye bir rivayet vardır, eminim hepiniz biliyorsunuzdur. Hatta evlenmeden önce bu rivayeti duymuş, o zaman pek kulak asmamış ama evlendikten bir süre sonra arkadaş meclislerinde bu sözü kullanmış bile olabilirsiniz.


Evet, evlilik çoğu zaman aşkı öldürür, çevremizdeki birçok evliliğin de bu rivayeti doğruladığı üzere.. Ama bana sorarsanız evlilik aşkı her zaman öldürmez. Zaten o nedenle “çoğu zaman” ifadesini kullandım, fark etmişsinizdir. Peki evlilik aşkı ne zaman öldürür? Eğer, ortada, birbirine uyumlu bir birliktelikten doğmayan bir evlilik varsa aşk ölür, bu kaçınılmaz bir sondur. Genelde çevremizde de bu tür birlikteliklerden doğan evlilikler olduğundan, haliyle evlilik aşkı öldürür rivayeti çoğu zaman kendini gerçekleştirmiş olur.


İşveren ve çalışan ilişkisi de tıpkı bir evliliğe benzer.. Ne alakası var demeyin? İkisinin de içinde aşk vardır, bağlılık vardır, tartışmalar vardır, karşılıklı yapılan bir anlaşma, verilen sözler hatta yasalar tarafından korunan iki taraf vardır.. Biri iş kanunu, biri medeni kanun olsa da.


“Uzun yıllardır satışta çalışıyorum. Hatta başka hiçbir iş yapmadım desem yeridir. İşimi hep aşkla yaptım. Fakat son zamanlarda, yeni yöneticim ile yaşadığım problemler beni çok huzursuz etmeye başladı. 'Yaptığım herşey yanlışmış meğer?!', Hatta 'Tüm yaptığım satışları şansa yapmışım' izlenimine kapılacağım diyaloglar gelişiyor aramızda. Bugüne kadar bildiklerim onunla hiç ama hiç örtüşmüyor. Bu kadar yıl sonra, geçenlerde, “ben yanlış mesleği mi seçtim acaba?” derken buldum kendimi. İçimdeki aşk giderek yok oluyor ama ben bunu aslında hiç kaybetmek istemiyorum..” Rumuz: İşine aşık

Ve tıpkı evlilikte olduğu gibi, işte de uyumsuz birliktelikler maalesef aşkı öldürür. Bir çalışan işten ayrıldığında aslında şirketi değil yöneticisini terk eder diye bir söz vardır, mutlaka duymuşsunuzdur. Olağanüstü durumlar hariç; ki bu durumlar reddedilemeyecek bir kariyer fırsatı, iki-üç kat yüksek maaşlı bir iş teklifi, taşınma vs. olabilir; bu söz kesinlike doğrudur. Aslında, işveren-çalışan anlaşması yönetici ve çalışan arasında yapılır ve doğal olarak şirketle de anlaşmış olunur. Tıpkı, evlenince eşinin ailesi ile de evlenmiş olursun derler ya, aynen öyle..


İş arayış sürecindeki görüşmeler, bir insanı tanımak için asla yeterli bir zaman dilimi değildir maalesef. Hani, “evlenince görürsün sen, aynı eve girmeden kimse belli olmaz” derler ya, işte aynen evlilikte olduğu gibi; gündelik sıkıntıları, iş yapış şekillerini, iletişim yollarını yaşayıp görmeden, bir çalışan olarak da yönetici olarak da, ne kadar doğru bir seçim yapıp yapmadığımızı bilmemiz mümkün değildir. İş görüşmeleri yöneticimizi ve çalışanımızı seçebileceğimiz tek durumdur bu arada. Onun dışında, zaten biz seçim sürecine bile giremeyiz. Bir yönetici seçilir ve artık ona ayak uydurmak bize düşer.. Ya da bir ekibin başına geçeriz ve çalışanlar bir anda bizim çalışanlarımız oluverir.


Uyumsuzlukların tek kaynağı yönetici-çalışan ilişkisi değildir tabii. Bunun dışında; işin kendisinden, çalışma arkadaşlarından ve/veya şirketin genel yapısından kaynaklı uyumsuzluklar da olabilir. Ama hiç biri, yönetici–çalışan arasındaki uyumsuzluk kadar etkili değildir. Neden derseniz; yönetici ile zaten olması gerektiği gibi bir güven ve bağlılık ilişkisi kurulduysa diğer faktörlerin üstesinden kolaylıkla gelinebilir de ondan..


Peki diyelim ki uyumsuz bir birliktelik olduğu apaçık ortada. İşten mi ayrılacağız? Ya da yıllardır aşkla yaptığımız mesleğimizi mi değiştireceğiz? Tabii ki, bunlar bir çözüm olabilir.. Ama bir çözüm yolu daha var bana sorarsanız..


Hayatta herşeyde bir uyumsuzluk olabilir. İş ki, arada güven ve iyi niyet ilişkisi kurulabilsin. İşinize gerçekten aşıksanız tabii, aksi biri durumda zaten ne güven, ne de niyetten bahsetmeye gerek yoktur. Güven ve iyi niyet neden bu kadar önemlidir derseniz; çünkü bunlar beraberinde, empatiyi, anlayışı, sabrı, itiraz etmeden önce denemeyi, olumlu iletişim kurmayı getirir de ondan..


Güven ve iyi niyet ilişkisi öyle hemen şıp diye olmaz tabii ki.. Ama madem bir yöntem var, uyumsuzlukları çözmek için, neden bugünden başlayarak bu güven ve iyi niyet ilişkisini kurmak için çaba sarf etmeyelim ki?! Bilin ki; ne evliliğin ne de aşkın suçu yoktur. Aşk, gerçek aşksa, ölümsüzdür, yeter ki biz onu ölümsüz kılmak için gereken şartları sağlayabilelim.


***


İşinizde mutlu değil misiniz? İş hayatı ile ilgili öğrenmek istedikleriniz mi var? Ya da sadece fikirlerinizi paylaşmak mı istiyorsunuz? Öyleyse e-postalarınızı aşağıdaki adreslerden birine mutlaka bekliyorum.


işimlemutluyum@mujdeozenen.com

diyelim@işimlemutluyum.com


YORUMLAR

Yorum kurallarını okumak için tıklayınız!

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.