Daha önce nasıl yaşamışız ki?
Emojiye ihtiyaç duymadan
Gülen suratlar, göz kırpmalar, beğenmeler, alkışlar, öpücük yollayan dudaklar yokken ne yapıyorduk biz?
Arıyorduk sevdiğimizi, hatta karşımıza alıp konuşuyorduk mümkünse... Gülücükler çizgide değildi sadece, bizzat kendi yüzümüzdeydi. Kırptığımız göz kendi gözümüzden, kondurduğumuz öpücük kendi dudağımızdan oluyordu. Tuhaf bir ayrıntı değil mi? Emoji ailesine ihtiyacımız yoktu bu kadar. Elbette yazışırdık yine bazen ama bu denli güvenmezdik SMS’in, e-mailin duygularımızı bu boyutta ifade etmesine. Ses tonumuzda yansıtırdık sevgimizi ve bazen anlamlı sessizliklerimizde,dokunuşumuzda, sarılışımızdaydı şefkatimiz. Bir iki kırmızı kalple, gülen suratla geçiştiremezdik bazı önemli anları. Sevgi emek isterdi ve biz emek harcamayı bilirdik. Tembelleştirdi bizi emojiler.
Kontol etmeden
Kaçta yazmış? En son ne zaman online olmuş? Mesajımı kaçta okumuş? Okuduktan ne kadar sonra cevap yazmış? Neden bu kadar uzun süre düşünmüş? Hadi yazmaya vakti yoktu... bir “gülen surat” da mı yollayamamış?
Bir tek kadın-erkek ilişkilerinde değil, arkadaşlıklarda, iş hayatında da yaşanan bir kontrolcülük hali bu. Normal değil aslında ama hemen herkes bu duruma geldiği için gayet normal karşılanır oldu bu aşırı müdahaleci ve irdeleyici tutum. Her şey bizim istediğimiz zamanda olsun istiyoruz, esneklik azaldı ve kontrolcülük çoğaldı. “Mesaj gitti” işareti başka,”mesajı okudu”işareti başka. Gözler hep telefonda o yüzden, ve parmaklar yoğun bir tempoda.
Selfi çekmeden
Nerde ne yaptığımızı kanıtlama ihtiyacı duymadan yaşardık eskiden. Sadece o anı yaşamış olmak için yaşardık. Şimdi yedi cihan bilmez ise “sayılmıyor” adeta. Telaş içinde “paylaşmaya” çalışırken, konseri, sohbeti kaçıranlar, yemeğini soğutanlar gayet normal karşılanıyor. Herkes aynı şeyin peşinde çünkü. En olmayacak yerlerde selfi çekmeye çalışırken tuhaf durumlara sokuyorlar kendilerini insanlar. “Tuhaf “ kelimesi bile az kalıyor aslında ama epey alıştık bu manzaraları nasılsa...
Bilemedim, nasıl bu hale geldiğimizi çözemedim. Tek bildiğim, her şeyi biraz abarttığımız. Ya da belki de ben biraz demodeyim, “organik” yaşamdan, anda kalmaktan yanayım. Sanırım her şey kararında güzel. Yoksa tabii yenilikler olsun ve benimsensin. Emojisiz, selfisiz, whatsappsız bir hayatı ben de düşünemiyorum yoksa. Alıştık bir kere, geriye dönüşü yok...
Sevgiyle kalın...
YORUMLAR